Barıştan//
Seni bir kar tanesi gibi sevdim İsmail. Kaybedeceğimi bile bile ellerimin arasında tuttum seni. Ve sen eridin, avuçlarımın arasında ,benim bencilliğim yüzünden eridin.
Oysa ben seni kaybetmeyi kabul edemeyecek kadar çok seviyordum, sadece korkularım yüzünden kaçmak zorundaydım senden. Eminim ki sana karşı olan hislerimi öğrensen sende benden soğurdun.
Yapamadım , beni bırakmana fırsat vermek istemedim ve sadece sustum hep bir şeyleri içimde yaşadım.
Senin beni anlamaman için ne kadar çabaladım bir bilsen...
Ve işte bu benim bataklığa batma hikayem.
Sevdiğin adamı unutmak için yerine başka birisini koymak. Ben kaçışı başkasında arayarak en büyük hatayı yaptım ve sana çok zarar verdim.
O kız yüzünden sana vurduğum her bir yumruk, elime bulaşan kanın, bana karşı kırgın ve kızgın bakışların... Ve en önemlisi kırgınlık ve kızgınlığın arkasına saklanmış ama asla anlayamadığım o duyguyla bakman bana...
Elinden hiçbir şey gelmeyip bağırmak isteyen bir küçük çocuk gibi baktın ya bana ben o zaman kendimden soğudum.
Beni neden sevemedin İsmail? Neden göremedin beni? Herkesi görüp beni nasıl unuttun? Hiç mi umrunda değildim senin?
Gerçi ben kimin umrundayım ki?
Acı dolu bakışlarımla kayalıklara oturdum ve derin bir nefes aldım. Ağlamak istedim ama başta sanki boğazıma bir yumru oturmuştu. Ve ardından gözümden o ilk damla aktı.
Yanaklarımdan aşağı çaresiz zavallı bir gözyaşı damlası...
-"Üzülme desene İsmail, sarılsana, diğerlerine davrandığın gibi davransana banada! Ben bunu haketmiyor muyum?"
Yenilgiyi kabul etmiş bir şekilde sustuğumda çaressizce yanağımı siliyorum. Her şey bitti sanarken yanağımı sildiğim elime takılıyor bakışlarım...
Ben bir aptalım değil mi İsmail?
Beni hiç sevmeyen birisine aşık olacak kadar kendime saygısızım.
Ayağım tökezlediğinde tutacak el arayacak kadar muhtacım...
Bazı davranışlarına anlam yükleyip beni sevdiğini sanacak kadar aptalım ben...
Ama üzülme, sen mükemmelsin. O saçların o gülüşün o bakışın sen resmen mükemmelliğin hayat bulmuş halisin.
Düşüncelerimle boğuşurken farkında olmadan gözümden bir damla daha aktı ve bir damla daha... Bu böyle devam etti. Bir süre sonra her şeyini kaybetmiş birisine dönmüş gibi ağlamaya başladım ama bunun tek farkı o kişilerin yüksek sesle benimse sessizce ağlıyor olmamdı.
Her şeyim yerli yerindeyken her şeyimi kaybetmiş gibi hissetmem normal mi?
Ben seni öylesine sevdim ve sen benim öylesine vazgeçilmezim oldun ki artık ne yapacağımı bilemez bir haldeydim.
Tüm bu dertlerimle yüzleşmek üzereyken sırtımda bir el hissettim. Kafamı hafifçe çevirdim ve onu gördüm.
-" Burda ne işin var!? "
Neden burdasın bu saatte, bu halde?
-" Ben çok özür dilerim Barış"
Yanıma oturdu ve bir süre sessizce önüne baktı.
-" Özür dileme benden her şey zaten benim yüzümden oldu. "
-"Sana asla net olamadım Barış ben çok üzgünüm. Çok istedim ama çok korktum. "
Dediklerine karşılık kaşlarım hafifçe çatıldı.
-"Nasıl? "
-" Senin edebiyat dersinde okuduğun bir metin vardı hatırlıyor musun? "
-"Hangisi? "
-"Ben bu sevgiyle başa çıkamam, eğer biz birlikte olursak ya sonumuz bir mezar ya da ayrı yollar. O yüzden bu bir güzel sonun başlangıçı olsun, son kez sarılalım mı gözyaşları ve çiçekler olmadan? "
Dedikleri ile gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bu benim 10. Sınıfta okuduğum metindi.
-'' Hatırlıyorsun... "
-" Sana ait her şeyi hatırlıyorum Barış."
-"Ama sen... "
-"Barış ben yumruklarına az çok dayanabilirim ama şu kalbim yapacağın en ufak şeye dayanamaz. Dayanamadı da ...Buna rağmen her seferinde yine seni özlerken buldum kendimi. Ben artık senden uzak durmaya dayanamıyorum.Seni çok seviyorum canımdan bile çok."
-'' Yani sende beni mi seviyorsun? "
-"Biliyorum sana belli edemedim ama korktum ve sana yansıtamadım ve sende korktun kaçtın. Benim yüzünden o kızla uğraştın... Çok özür dilerim... "
Elimle çenesini tutup kafasını bana çevirdim ve iyice yüzünü inceledim. Bana dolu dolu bakan gözlerini görünce sertçe yutkundum.
Aklımdan geçen " Öp öp öp" Seslerine karşı kafasını yavaş bir şekilde kendime yaklaştırdım ve gözlerimi kapadım. Dudaklarıyla dudaklarım biraz daha yakınlaşsak birbirine depmek üzereydi. Kapalı gözlerimle dudaklarının üzerine hafifçe tebessüm ettim.
Ardından yaptığımın yanlış olduğunu düşünerek gözlerimi araladım ve İsmail'e baktım. Oysa o çoktan kendini kaptırmış ve gözlerini kapamış benim hamlemi bekler biçimdeydi. Gözlerimi kapadım ve dudaklarının üstüne son bir kez fısıldadım.
-"Bu bizim yeni sayfamız için... "
Dudaklarımız buluştuğunda diğer elimle belini tuttum ve öpüşmemizi derinleştirdim.
Biz başardık İsmail, biz başardık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Tears , No Flowers (İsmail Y. & Barış Alper)
Fanfiction''Gözyaşları ve çiçekler olmadan son bir kez sana sarılabilir miyim?''