not: espriyi anlamak için medyadaki videoyu izlemeniz lazım, iyi okumalar 👍
Gözlerimi odamda her yere vuran güneş ışığıyla açtım ve bir şeyi fark ettim: Geç kalmıştım. Pekala bu Han Jisung için normal bir sabah olabilir eğer ki NORMAL bir dönemde olsaydık. Hayır, sınav haftasındaydık ve bugün kesinlikle kaçırmamam gereken bir matematik sınavım vardı. Felix ve Seungmin odama girmese hayatta uyanmazdım, emindim. İkisi de sorgularcasına bana bakarken elimin tersiyle ağzımı örterek esnedim, ardından tavana bakarak mırıldandım.
" Erken uyumaya tekrar başlamamdan sonra-"
"Erken uyumaya tekrar başladığın falan yok Lasha- Jisung şunu söyleyip durma." dedi Felix yatağımın ucuna gelerek. Sesindeki Doktor Nowzaradan edası hem komik hem de gerçekçiydi.
Başlattığım referansın Felix tarafından devam ettirilmesiyle keyfim yerine gelmişti sırtımı yatak bazasına yaslayarak doğruldum ve güldüm. Ardından role girmem gerektiğini hatırlayıp yastığa koydum başımı ve sesime hüzünlü bir ton getirdim.
"Ama başladım dinler misiniz beni?! Erken uyumaya tekrar başladığımdan beri her defasında-"
"Jisung bana yalan söyleme erkenden uyusan sabahki sınavı kaçırmazdın, peki kalkıp yürüyebiliyor musun?"
"Hayır." dedim iç çekerek.
Ardından bana cevap veren beklediğimin aksine Felix değil Seungmin'di.
"Tek sorun okulu hiç ciddiye almaman ve sürekli yatman, kalkıp hiç ders çalışmaman."
Felix söyleyince işin şakasında kalabiliyordum fakat Seungmin söyleyince aynı şey olmuyordu maalesef. O biraz... anne gibiydi. Sıkıntıyla ofladım ve yüzümü yastığıma gömdüm.
"Gider misiniz Nowzaradanlar? Beni acımla bırakın. Zaten hocaya nasıl açıklayacağımı bilmiyorum."
"Tabii tüm gece oyun oynayıp sonra ayı gibi uyusam ben de bilemezdim haklısın sen de." dedi Seungmin gözlerini devirerek. Onu taklit ederek ben de gözlerimi devirdim. Seungmin'in en sinir bozucu tarafı neydi biliyor musunuz? Sürekli haklı olması.
"Pekala sinir bozucu olmaya başladın yine, şimdi gidecek misin?" dedim homurdanarak. O ise yanıma gelip hafifçe kafama vurdu, cevap olarak öfke dolu bakışlarımı ona yönelttim.
"Hiç bakma öyle haklı olduğumu biliyorsun."
"Bildiğim için sinirliyim zaten."
Seungmin'in aksine Felix işin dalgasındaydı, hiç çekinmeden üstüme atladı ve yorganıma sarmalanmış bedenime sarıldı. "Aman be, telafiye girersin ne olacak? Chan abi doktor değil mi, yazdırırız bir reçete olur biter."
Dediği mantıklıydı, bunu önceden düşünemediğim için kendime kızmıştım. Her seferinde abimin bir doktor olduğunu unutuyordum. Keyifle doğrulup bana sarılan Felix'e sarıldım. "Aklına bin yaşa, abim doktor benim!"
"Nasıl unutabilirsin?" dedi Felix bu aptallığıma gülerken. Seungmin ise saklamaya çalışsa da eğleniyordu bu halimizden, dudaklarında hafif bir tebessüm belirince gülerek dil çıkarttım ona. Ardından üstüme çullanmış Felix'i yataktan attım ve yorganımı fırlatarak gerindim. Yataktan acilen kalkmam lazımdı, biraz daha orada kalırsam izim çıkacaktı herhalde. Yataktan kalkıp gözlerimi ovuşturdum.
"Tamam kalktım, birazdan abimi ararım. Siz de naş gidin hadi, ben biraz oturup halime ağlayacağım."
Evet tek sorun matematik sınavı değildi, sorun bütün sınavlardı. Geçebildiğim bir kimya ve müzik vardı, diğerlerinde ikinci sınavlara düzeltmezsem kalacaktım ve bu başıma ağrılar sokuyordu. Abiniz yüksek başarı elde etmişse aynısı mutlaka sizden de bekleniyordu ve çok sevdiğim aileme benden bir bok olmayacağını söyleyemiyordum. Burada haksız olan ben sayılmazdım, onların anlamadığı şey benim akademik zekamın hiç olmamasıydı. Müzik konusunda yeteneklerimi biraz olsun destekleseler belki daha mutlu olabilirdik fakat hayır, üvey abim Bang Chan gibi başarılı olmalıydım. Bu bile sinirlerimi hoplatmaya yeterken Seungmin'in sesiyle gerçekliğe döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little accident | minsung
FanfictionJisung'un yaptığı en tatlı hata aşık olacağı adam Lee Minho'nun aylarca çalıştığı heykeli mahvetmekti.