˙ྀི ˖°🎨 ༘ ⋆。˚
Aklı havada bir ressam olan Hwang Hyunjin, kendinden ödün vermeyen iş adamı Kim Seungmin'in kendini her anlamda dağıtmasına izin veriyor.
bolca çocukluk travmaları ve birey üstünde etkileri. psikolog değilim, üstüne eğitim almadım, sa...
kanıma öyle bir işlemişsin ki kendi kendimi akıtsam da gitmiyorsun benden.
her daim yalnız olan biri, sonunda yalnız olmadığına inandığı bir gecenin sabahına yalnız uyanıyor. ironik, değil mi?
gözlerimi açtığımda yanımda onu görememek derin bir kesik açtı yüreğime, başta evin içinde bir yerlerde sandım. ancak hayır, tamamen gitmişti.
kaç defa aradığımı hatırlamıyorum, hiçbir seferinde cevaplamadı aramalarımı. neden gitti?
sorun bende miydi? fazla mı kapalı kutuydum onun için? fazla mı endişeliydim, bunaldı mı? soruların hepsi kafamda cevapsızca dönüp dolaşıyor, sormadığım sürece alamayacağım cevaplarını.
boşluktan ne yapacağımı bilemedim bir süre, beni ayağa kaldıran ne oldu bilmiyorum. belki de daha fazla yaralanmamak için hissiz taklidi yapıyorumdur, bilmiyorum dedim ya.
sert bir kahve demledim kendime, kullandığı kupa lavabonun içinde gözüme çarptı. yokmuş gibi davrandım, temizlemedim bile.
hazırlıksız bir şekilde atölyeye gittim daha sonra, ders verdim ve her şey yolundaymış maskesi taktım. insanlar görmek istemezdi, uğraşmak istemezdi.
öğrencim gittikten sonra bir kahve daha demledim kendime, boya kokusunu doya doya içime çektim. havalandırmak istemedim de odayı, basık hava hoşuma gitti, tanıdık hissettirdi.
koltukta tavana bakarak kaç saat geçirdim bilmiyorum, sanki bir kuklaymışım da biri iplerimi kesmiş gibi geldi. boştum artık, ne bir amacım ne de kalkmak için gücüm vardı. fark ettirmeden işlemiş kanıma, diyorum ya. o yokken ölüyorum ben, sağlıksız bu.
üzgün şeyler her zaman konfor alanım oldu, bu buhranî havadan çıkmak için uğraşmadım o yüzden. benliğimi tanıdık hisle tekrar bulmaya çalıştım.
midem bulandı, biraz kustum. galiba açlıktandı ya da başka bir şeyden, düşünmek istemedim. atölyede yiyecek yoktu zaten, sadece kahve ve su.