6 - Buluşma

1K 85 33
                                    

Herkese merhaba, nasılsınız? Umarım bölümü beğenirsiniz.
Bölüm sınırımız 50 parlayan yıldız, 25+ yorum.

Bölüm 6 Buluşma

Bugün büyük gündü, Yusuf ile evlatlarımızı buluşturacaktık. Mila 1 yaşında asil bir kızdı Yusuf'un demesine göre ise Şah da 6 aylıktı.
Buluşmak üzere anlaştığımız köpek parkında bir banka oturup Mila'nın tasmasındaki ipi çıkarttım. Kafasını bana çevirip gideyim mi? Dercesine gözlerime baktığımda kafamı ileriyi işaret ettim. Koşarak yanımdan uzaklaştığında bakışlarımı üzerinden çekmiyordum. Gözden kaybolmaması gerektiğini bilecek kadar akıllı bir kızdı ama yine de tedirgin oluyordum.

"Birbirinize çok güveniyorsunuz."

Yusuf birden bire yanıma belirdiğinde kaçmak için fırsat kollayan Şah dikkatimi çekmişti. Anlaşılan haylaz bir çocuktu.

"Öyle benim elime doğdu gibi bir şey. Ben büyüttüm onu." Dediğimde yanıma gelip boşluğa oturdu. Bakışlarım hala hayran hayran Şah'ta gezinirken benim kıskanç prensesim koşarak yanıma geliyordu. Ön patilerini dizlerime koyduğunda Yusuf bir kahkaha atmıştı. "Kıskanç bir kız." Diye elini uzatıp Mila'nın başını okşadığında kafasına taktığım kurdeleye bakıp bir kez daha kahkaha attı.

"Paylaşmayı sevmez o beni."

"Desene işim zor."

Nasıl işin zor?

Kaşlarımı çatıp anlamayarak yüzüne baktığımda elini ensesine atıp kaşımıştı.

"Hani Şah'ı sevdin ya ondan dedim."

Nedense inanasım gelmemişti. Uzatmak istemediğim için Mila'ya döndüğümde Şah'a kötü kötü bakan kızım ile bir kahkaha da ben atmıştım.

"Anneciğim o arkadaş ama..."

Çok anladı Tomris!

Anlar o beni ben onun annesiyim, ben doğurdum onu.

İç sesim ile yaşadığım küçük münakaşadan sonra Mila kırıta kırıta yanımızdan uzaklaşıp ilerideki Golden'a ilerledi. Şah'ta küçük kardeş gibi peşinde gitmek istiyor olmalıydı ki, havlayıp ileri atıldı.

"Uslu durursan ödül maması veririm, lütfen babanı üzüme."

Yusuf, Şah'ın tasmasının ipini çözdüğünde koşarak diğer köpeklerin arasına katıldı. 6 aylık olmasına rağmen bayağı büyük bir köpekti.

"Evladın mı var derdin mi var?" Diye hayıflanan Yusuf'a katılıyorum dercesine kafamı salladım. Evde birde cennet papağanım vardı ve beyefendi oldukça gevezeydi.

"Başka evcil hayvanın var mı?"

"Var bir Husky ve Pinscher daha var evde."

Üç köpek! Dertleri bitmezdi ki. Biri sussa biri başlardı. Hele Husky cinsi köpekler tamamen çenebazlardı. "Nasıl bakıyorsun üç köpeğe?" Diye sorduğumda omzunu silkip, "Evde yalnız olunca mecbur kalıyorsun, insan bir ses arıyor." Dedi. Yalnızlıktan oldum olası korkardım belki Yusuf'un yerinde ben olsa üç köpek değil evde on köpek ile yaşardım.

"Senin peki başka evcil hayvanın var mı?"

"Cennet papağanım var adı Mahmut, çok tatlı Mila'yı sahiplendiğim gün, sahiplendiğim arkadaşımın pet shopunda görmüştüm. Hastaydı, kimse de bakıyordu ben almıştım. İyi ki de almışım çok yakışıklı bir beyefendi oldu."

Tane tane kurduğum cümleden sonra Yusuf'un yüzüne baktığımda pür dikkat beni dinliyordu. Yakışıklı adamdı ama bana gelmezdi, o bana 2,3 hatta 4 beden büyüktü. Kirli sakalları biçimli yüz hatları ve vücudunun her yerinde ona aksesuar gibi duran dövmeleri ile beni benden alıyordu, fakat benim gibi küçük bir kızla beraber olması, pek mümkün durmuyordu. Dövme yaptırmak için gelen onlarca güzel kadın arasında beni göreceğini pek sanmıyordum.

Yavru Kurt / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin