Bölüm 8

45 9 3
                                    

Gideon ile biraz sohbet etmiştik sonrasında ise ben onun omuzuna kafamı dayamış ve uyuya kalmışım. Uyandığımda kafam Gideon'ın göğüsündeydi. Rahatsız olmamış mıydı?

Özür dileyip üzerinden kalktığımda bana sonrun olmadığını söylemiş ve salıncaktan kalkıp içeriye gitmişti. Birkaç dakika sonra geldiğinde elinde yastık ve örtünmek için bir battaniye vardı

Yastığı salıncağa koyup yatmamı isteyince ilk önce itiraz ettim. Sonra uyku sersemi olduğum için nasıl ikna oldum bilmiyorum ama kendimi salıncakta yatarken buldum. Üzerime örtüyü örtmüş ve gitmişti. Bende gözlerimi kapattım ve kendimi yıllardır çekemediğim uykunun kollarına bıraktım

.
.
.

Uyandığımda gözlerimi iyice ovaladığım için yanmıştı. Kızardığına emindim. Kafamı sol tarafa çevirdiğimde
Pacifica, Bianca, Mike, Mabel ve Bill hâlâ oyun oynuyordu

Bir dakika!

Bill?

Bill de onlarla oynuyordu. Çok şaşırmıştım

" Günaydın " dedi önümde sandalyeyle oturan kişi. Kafamı kaldırıp baktığımda Alice'i gördüm. Gitmemişti

" Günaydın " dedim. Saat kaçtı. Doğrusu akşam olmaya başlıyordu. Hava hafif kararmıştı

" Saat kaç?" diye sordum

" Beş buçuk " dedi. Salıncakta doğruldum. Doğrulurken çıkan gıcırtı sesleri Mabel ve diğerlerinin dikkatini çekmiş olmalıydı ki bu tarafa döndüler

Mabel'ın sesini duydum
" Günaydın kardeşim!" elini sallayarak zıplaması çok şirindi. Sadece gülümsemek ile yetindim. Yorgun bir şekilde bedenimi hafif öne eğip ellerime baktım. Bir kaç dakika böyle bakmaya devam etmiştim

" Dipper?" Yavaşça kafamı kaldırdım ve Alice baktım. Üzerinde beyaz boğazlı bir kazak, altında siyah pantolonu vardı. Ayağına ise kahve, önü kapalı terliklerden giyinmişti

" Evet?" dedim. Alice ise gözlerinde endişenin kırıntılarını taşıyordu. Bana karşın olan endişesi miydi?
" İyi misin?" diye sordu. Evet iyiyim diyemedim. Sessiz kaldım. Ama hâlâ cevap ister gibi bakıyordu ve sanki ben birşey demezsem bu endişesi yıllarca devam edecekmiş gibiydi

Kafamı salladım. Ayaklarımı salıncaktan sarkıtıp oturur hâle geldim. Yorgundum, hemde çok yorgun. Dinlemiştim ama niye hâlâ yorgundum? Yılların yorgunluğu galiba

" Dipper?" gülümsedim. Oturur pozisyonda olduğum için hızla yanıma gelip sarıldı

" Daha iyi misin oğlum?" Ellerini yanaklarıma koydu. Sanki eli yanmış gibi anında geri çekmişti. Annem inlediğinde eline üflemişti. Ne olduğunu anlamamıştım ama karnım ve belimin  ağrısı hâlâ devam ediyordu

Alice hızla ayağa kalkıp annemin eline baktı ve gözleri irice açılmıştı. Neden bu kadar şaşırmışlardı ki?

Alice kafasını çevirip oyun oynamayı bırakmış merakla bizi izleyen bizimkilere dönüp birşeyler söyledi. Anlamadım. Duymuyordum. Siktir!

Duyamıyordum!

Kulağım çınlamaya başlamıştı. Ellerimi kulaklarıma kapattım. Yanımda bir hareketlilik hissettim

Kulağımdaki çınlama git gide artıyordu. Gözlerim acımaya başlamıştı. Sıkıca yumdum gözlerimi. Çok acıyorlardı! Niye bu kadar acıyorlardı?

Gözlerimi sonunda açtığımda yanağımdan birşey akmıştı. Alice'i gördüm. Gözlerini benim gözlerime sabitlerken yapabildiğim tek şey ellerimi kulaklarımdan çekmek oldu. Sonrası ise tekrar karanlıktı...

Herşey YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin