[AC/DC - highway to hell]
'tamam be'
Yeonjun'un mesajına cevap verdikten sonra telefonun ekranını kapattım ve önünde durduğum boy aynasına döndüm. Siyah takımım ve içindeki siyah gömleğimle elimden geldiği kadar sade giyinmiştim. Beomgyu'nun da sade şeyler tercih edeceğini bildiğimden onunla uyumlu olmak istemiştim fakat papyonum da kravatım da yoktu. Beomgyu'nun asilliğinin yanında serseri piçin teki gibi görünecektim fakat Soobin önceki gün bana geldiğinde tek olan kravatımı da kendisi için çalmış ve gözüme sokmak için onu takıp instagrama fotoğraf atmıştı.
Telefonu kumaş pantolonumun cebime sıkıştırdım. Balonun başlamasına çok az bir zaman kalmıştı, Beomgyu'yu almam gerekiyordu. Saç spreyi ve jöleyle şekil verdiğim saçlarımın önlerini ve gömleğimin yakasını hızlıca düzelttikten sonra aynanın yanındaki dolabımdan parfümümü aldım. Bir süredir Beomgyu sevdiği için vanilyalı bir parfüm kullanıyordum fakat kütüphanede buluştuğumuz gün eski parfümümü daha çok sevdiğini ağzından kaçırmıştı. Gülümsedim. Yıllardır kullandığım karamelli parfümü bileklerime ve kıyafetime sıktığımda çıkmak için hazırdım.
Askılıktaki anahtarlarımı aldıktan sonra converse ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Beomgyu'yu almaya, yıllarca para biriktirerek reşit olmadığım için babamın üstüne geçirerek aldığım arabayla gidecektim.
Merdivenleri ikişer ikişer atlayarak aşağıya indim. Kalbimin içindeki çocuksu heyecan yüzünden gülümseyip duruyordum fakat aklımın içinde de öfkeden deliriyordum. Duygularım tam bir karmaşa içerisindeydi, kendi içlerinde bir şeyler tartışıyorlardı. Hepsinin amacı ve istediği aynı olsa da her birinin farklı bir çözümü vardı. Birisi etrafı yakıp yıkmak isterken, diğeri daha barışçıl bir yaklaşımı benimsemişti; birisi düşünmekten kafayı yerken, diğerinin hiçbir şey umurunda değildi.
Derin bir nefes aldım ve Impala'ma bindim. Geçen yaz annem öğretmişti araba kullanmayı, birkaç ay önce de reşit olduğum gibi almıştım ehliyetimi. Kendimden emin bir şekilde anahtarı kontağa yerleştirip çevirdim. Bu gece Beomgyu da ben de başımızdaki beladan kurtulacaktık. Her şey planladığımız gibi giderse –ki öyke gidecekti- her türlü baş ağrısından muaf olacaktık. Sol ayağımı yavaşça kaldırıp debriyajı saldım ve gaza yüklendim. Geceye hızlı bir giriş yapmaktan zarar gelmezdi değil mi?
•••
Taehyun'un kapıda olduğunu söylediği mesaja görüldü atarak telefonumun ekranını kapattım. Derin bir nefes alarak telefonun kapalı ekranındaki yansımama baktım. Saçlarım yapılı, yüzümdeki kusurlar kapalıydı ve Kang Taehyun evimin kapısında beni bekliyordu. İçimdeki yüksek dozda heyecanın yanında büyük bir endişe ve korku da vardı. Mezunlar balosu da olsa After Party de olsa Jeongin'in bir şeyler karıştırmaya çalışacağı potansiyelini hissetmiştim çoktan. Başımıza gelecek olası her şey beni endişelendirmeye yetiyordu.
"Gitmesek mi? Hayır, olmaz. Taehyun ile ilk defa doğru düzgün bir şey yapıyorsun, mızıkçılık yapma. Toparla kendini Beomgyu." Derin bir nefes daha alıp yavaşça verdim. "Hiç sorun çıkmayacak." Der demez aklıma milyonlarca senaryo akın etmişti. Gereğinden fazla overthinking yapıyordum ve kendi nefesimde boğulmama ramak kalmıştı. Kes Beomgyu, sus Beomgyu.
Telefonun ekranından motive etmeye çalıştığım yansımama fighting! öpücüğü attım ve sonra da smokinin cebine salladım. Taehyun onu beklettim diye benimle uğraşacaktı yol boyu, tahmin edebiliyordum. Fakat bundan gram rahatsızlık duymuyordum, benimle uğraşması hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
highway to hell, tg
Fanfictiontwrrykang: yakalandın choi, çek şu bakışlarını üzerimden, yoksa iyi şeyler olmayacak. taegyu! 04072023-28022024 [ 1 #taegyu ] [ 3 #taehyun] [ 2#hueningkai ] [ 5 #txt ] -enemies to lovers. - chev'den.