1

426 44 6
                                    

*Okumak üzere olduğunuz hikâye, psikolojik unsurlar barındırmaktadır. Bazı okuyucular için tetikleyici unsurlar vardır. Etkileneceğinizi düşünüyorsanız okumanızı tavsiye etmem.*

Medyadaki Şarkı: Revenge-XXXTentacion

"İnsan bazı güçlüklerden, ancak onları unutmak suretiyle kurtulabiliyor albayım."

Oğuz Atay ~ Tehlikeli Oyunlar


Şıp...

Şıp...

Şıp...

Su sesi... Tek duyabildiğim bu. Etraf çok karanlık. Neredeyim ben, herkes nerede?

Dışarıdan köpek sesleri geliyor. Hiçbir şey göremiyorum.

Bir ses daha... Bisiklet zili sanırım. Su damlamaya devam ediyor.

Şıp...

Şıp...

Bir dakika, gözlerim karanlığa alışmaya başladı sanırım. Perdenin aralığından hafif bir ay ışığı süzülüyor içeri. Az çok görmeye başladım etrafı.

Yerde oyuncaklar var, benim oyuncaklarım. Odamdayım. Ama burası uzun zaman önceydi, eski evimiz mi?
Yatağımda yatıyorum. Kollarımın arasında bir şey var. Ellerimle ay ışığına tutuyorum onu, yüzümde hafif bir tebessüm oluşuyor. Oyuncak ayım bu. Varlığını bile unutmuşum, burada ne arıyor? Doğru ya, yerdeki oyunca-

Ayak sesleri...

Gittikçe yaklaşan ayak sesleri...

Kapının önüne gelince sesler de kesildi. Kapının altındaki hafif gölgeyi görebiliyorum. Kapı kolunu indiriyor. Kapı gıcırtıyla açılmaya başlıyor, nefret ediyorum bu sesten. Kulaklarımı tırmalıyor. Kalbim deli gibi çarpmaya başladı yine. Kapı açıldıkça içeriye ışık girmeye başladı. Gözlerimi kamaştırıyor, açamıyorum. Göz kapaklarım sımsıkı, hiçbir ışığın içeri girmesine izin vermiyor. Kapı sonuna kadar açıldı. İstemiyorum...

Yerimden fırladım. Kan ter içinde soluklanmaya başladım. Yine lanet olası kâbusu görmüştüm. Yıllardır aynı şey. Bıktım artık, senelerdir tek bir düzgün uyku uyumadım.

Gün ağarmıştı. Soluk alışverişim yavaşlamaya başladı. Sakinim, sakinim, saki-

Zrrrrr (Alarm sesi)

Saat, elimle vurduğum gibi yere doğru savrulup parçalara ayrıldı. Bu da kırıldı işte, tekrar saat almam gerekecek. Oflayarak ayağa kalkıp saatin parçalarını topladım. Plastik bir zımbırtıydı zaten.

Uykumun arasında çalınca irkilip yumruğu vuruyordum çoğu zaman, bu yüzden de telefon zarar görmesin diye normal çalar saat kullanıyordum. Topladığım parçaları odanın köşesine fırlatılmış bir market poşetine doldurdum ve eski yerine geri fırlattım. Bir ara atarım.

Telefonumdan saate baktım, siktir yine geç kalmışım. Bir de Miray hocanın dersi. Bu kadının zaten bana garezi var, bütün okula melek olan kadın bir bana kin güdüyor anasını satıyım. Miray hoca geçen senenin ikinci döneminden beri fizik derslerine giriyordu ve o zamandan beri de bana takmış durumdaydı. Bütün öğrencilerinin hatalarına müsamaha gösterir, anlayışlı davranırdı lâkin bana gelince Ali kıran baş kesen kesilirdi. Ayrıca sabah sabah çirkin fizik dersini kim çekecek ya, offf.

Bulantı|GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin