3

647 52 8
                                    

Aynaya bakıp eteğinin belini düzeltti. Güzel olmuştu. Kırmızı çorapları ve çorabıyla aynı renk olan kovboy çizmesi mean girl diye bağırıyordu. Parti başlayalı bir saat olmuştu. Afra ise hazırlanmasını yeni bitirmişti. Partiye gitme hevesi eve gelince geçmişti. Mecbur gitmesi gerektiği için de ne kadar geç gidersem o kadar iyi diyerek yavaş yavaş hazırlanmıştı. Normalde partilerin bir numaralı kişisiydi. Gittiği her partinin sonuna kadar keyfini çıkaranlardandı. Bu aralar nedense canı pek bir şey yapmak istemiyordu. Sadece okula gidip eve gelip dizi izliyordu. Son zamanlardaki yeni rutini buydu. Bunun nedenini kendisi de bilmiyordu. İçindeki ses bu halde olmasının nedenini bildiğini söylesede, o sesi duymazlıktan geliyordu. Derin ise arkadaşının şu an kendisi gibi davranmadığını ve bunun nedenin depresyon olduğunu iddia ediyordu.

Derinden yediği azarla daha fazla oyalanmadan evden çıkmıştı. Arkadaşının sinirini telefondan bile hissetmişti. Şansına partinin yapıldığı yer evine yakındı. Çevirdiği taksiye binip adresi verdikten sonra arkasına yaslanıp gözünü kapadı. Bugünü düşündü. Aptal çocuğu bir türlü aklından çıkaramıyordu. İlkinin aksine ikinci konuşmaları güzel sayılırdı. Partiye gelmesini söylemişti. Ne kadar kendisine gelip gelmemesi umrumda değil dese de acayip merak ediyordu. Eğer gelmezse hayal kırıklığına uğrayabilirdi. Buna hakkı yoktu ama elinde değildi işte. Konu Mert ile alakalı olunca kendi olmaktan çıkıyordu. Ve bunu artık gizleyemiyordu.

Partinin olduğu yere gelince taksinin parasını ödeyip indi. Parti kızı moduna girmesi gerekiyordu. Ne olursa olsun böyle olmalıydı. Çevresindekilerinin onun bu halini görmesine katlanamazdı. Kumral saçlarını arkaya savurdu. Yüzüne o her zamanki gülümsemesini yerleştirip içeri doğru adımladı.

İçeri girdiğinde Afra'nın ilk yaptığı şey etrafa hızlı bir göz atmak oldu. Gelmemişti. Ne sanıyordu ki. Sinir bozucu birisiydi. Bir kız seni partiye davet etmişti ama herif tenezzül edip gelmemişti bile. Okulda herhangi bir erkeğe bu teklifi yapmış olsaydı hepsi koşa koşa gelirdi. Beyfendi sikine bile takmamıştı. Yine her zamanki gibi kendisine lanet etti. Düşünmeyi bırakmalıydı. Yoksa sinir hastası olacaktı.

Ne kadar böyle desede modu düşmüştü. Gelmek istemediği partiye  belki o gelir düşüncesiyle hazırlanmıştı. Şimdiden ayakları geri geri basıyordu. Masada duran biralardan birini alıp köşedeki boş olan koltuklardan birine oturdu. Derini görememişti. Aslında görmeyede pek niyeti yoktu. Trip yeme havasında değildi. Telefonunu çıkarıp geldim diye kısa bir mesaj atmakla yetinmişti.

Bir saat olmuştu partiye geleli. Afra'nın tek yaptığı o koltukta oturup ikinci birasını yudumlamaktı. Bir ara Derin yanına gelmişti. Önce iyi bir azar çekmiş daha sonra da yanlarına gelmesi için darlamıştı. Afra'nın oturduğu yerden kalkmayacağını anlayınca da pes edip gitmişti.

Gerçekten gelmemişti. Belki bir umut gelir diye düşünmüştü. Salaklıktı. Gelmesini söyledi diye geleceğini düşünmesi salaklıltan başka bir şey değildi. Çalan şarkıyı bile kafası almıyordu. Birasının son kalan kısmını kafasına dikip oturduğu yerden kalktı. Oturduğu yerden aniden kalkınca hafif sendelemişti. Çantasını ve telefonunu alıp çıkışa doğru yürüdü. Parti onun için bitmişti.

...
Sınıfın kapısının önünde durdu. Büyük ihtimalle şu an sınıftaydı. Afra kırgın hissediyordu. Buna hakkı yoktu. Farkındaydı. Ama ne kadar inkar etmeye çalışsada ona karşı bir şeyler hissediyordu. Dün gece kabul etmişti bunu. Bu yüzden sınıfa girdiğinde onun olduğu tarafa hiç bakmadan yerine geçip çantasını yan tarafına koydu. Üstündeki gözleri fark etsede dönüp ondan tarafa bakmadı. Boynunda asılı olan kulaklığını kulağına takıp şarkı açtı. Sonra da App Stordan rastgele indirdiği oyunu oynamaya başladı. 10 dakika boyunca oyunu oynadıktan sonra sinirlenip oyunu kapattı. Ne salak saçma oyunlar yapıyorlardı. Kulaklığını da çıkarıp karşısında oturan çocuğa baktı. Dayanamamıştı. Mert'in onu izlediğini fark ettiğinde afalladı. Bozuntuya vermeden aynı onun gibi kollarını birbirine bağlayıp gözlerinin içine baktı.

İkisi de konuşmuyordu. Tek yaptıkları şey birbirlerine bakmaktı. Afra daha fazla dayanamayıp bakışmayı bitiren kişi oldu. " Ben kazandım." Afra Mert'in sesini duyunca tekrardan ona baktı. " Oyun mu oynuyorduk?"
Mert gülerek evet dercesine kafasını salladı. Afra gülmüyordu. Hatta o kadar sinirini bozmuştu ki kalkıp kafa atası gelmişti. Afra sigara içmeye ihtiyacı olduğunu hissetti. Evet çıkıp hava alması gerekiyordu yoksa gerçekten pişmiş kelle gibi sırıtan bu çocuğu dövebilirdi. Eğilip çantasından sigarasını bulmaya çalıştı. Evden çıkarken çantasına koyduğuna emindi. Oflayıp oturduğu yerden kalktı. Derini bulması gerekiyordu şimdi. Mert'in kalkıp ona doğru yürümesine tepki vermedi. "Benimkinden içebilirsin." Afra cevap vermeden öylece Mert'in yüzüne baktı. Gözleri dudaklarında takılı kaldı. Kısa bir süre oraya baktıktan sonra tekrar bakışlarını Mert'in gözlerine çıkardı. Aklına gelen şeyle bir adım yaklaştı. Sonra bir adım daha. Tam dibinde durmuştu. Gözleri yine dudaklarına kaydı. Öyle güzel duruyordu ki. Mert sorgularcasına ona bakıyordu. Afra tekrar Mert'in gözlerine baktı. Elini kaldırıp başparmağıyla Mert'in dudağını okşadı. Mert şaşırsada geri çekilmedi. Afra hipnoz olmuş gibiydi. İçindeki öpme isteğine daha fazla dayanamayarak Mert'in dudağına yapıştı.

girl on fire || aframHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin