Tutku. Afra'nın Mert'in dudaklarını öperken hissettiği şey tam olarak buydu. Mert karşılık vermiyordu ama geride çekilmemişti. 3 saniye sanki 1 saat gibi gelmişti Afraya. Sayısını hatırlamayacak kadar çok fazla dudakla tanışmıştı kendi dudakları ama hiçbirinde şu an hissettiği gibi hissetmemişti. Siktir. Gerçekten hoşlanıyordu dudağına yapıştığı çocuktan. Bir elektrik akımı geçti vücudundan. Kendine gelmesini, gerçekliğe geri dönmesini sağlamıştı. Dudaklarını yavaş yavaş ayırdı o dudaklardan. Demek ki onun içinde öpmesinde bir problem yoktu. Afra dudaklarını ayırmasıyla ne ara kapattığını hatırlamadığı gözlerini açtı. Hareketleri o kadar yavaştı ki neden böyle davrandığını inanın bilmiyordu. Afra şu an hiçbir şey bilmiyordu. Tek bildiği şey o dudakları tekrar öpmek istemesiydi. Geri çekilip boğazını temizledi. Öpücüğü karşılıksız kalmıştı ama bozuntuya vermedi. Hem zaten saniyelik bir olaydı. Üste çıkması zor olmazdı Afra için. "Söylemiştim sana. Dudakların insanda öpme isteği uyandırıyor." Afra'nın Sokrates'in savunmasından hallice olan savunmasına Mert'in tepkisi sadece gülmek olmuştu. Karşısındaki kıza hayret ediyordu. Her hareketiyle onu her seferinde şaşırtmayı başarıyordu. Kırk yıl düşünse onu bir anda öpeceğini tahmin etmezdi. İşin komik tarafı ise sanki yaptığı ya da söylediği şeylerin nedeni çok makul bir nedenmiş gibi kendisini açıklamasıydı. Demişti ya her seferinde nasıl yapıyordu bilmiyordu ama onu şaşırtıyordu. İtiraf etmesi gerekir ki etkileyiciydi. Afra cidden etkileyici biriydi.
"Sigara teklifin hala geçerliyse bir dal alabilir miyim?" Afra sanki az önce karşısındaki adamın dudaklarına yapışmamış gibi arsızca gülümseyerek eline Mert'e doğru uzatmıştı sigara vermesi için. Mert de dudaklarına yandan bir gülümseme yerleştirip elindeki paketten bir dal alıp karşısındaki ona muzipçe bakan kıza uzatmıştı. Afra keyifle kendisine uzatılan dalı almış tam atölye kapısına doğru yürüyecekken aklına gelen şeyle arkasını dönüp "Çakmak?" dedi yüzündeki silmediği gülüşüyle. Mert cebindeki çakmağı çıkartıp Afraya doğru fırlattı. Afra yakaladığı çakmağı sallayarak geri geri adımlayarak sınıftan çıktı. Bu şekil çıkışları hep Mert etrafındayken yapıyordu. Galiba alışkanlık olmuştu. Siktir. Siktir. Siktir. Az önce flörtleşmiş miydi onlar. Afra'nın kalbi tabiri caizse götünde atıyordu. Gördüğü yerde dövmek istediği çocuğu sadece 3 saniye öptü diye cidden liseli aşık kızlara döndüğüne inanamıyordu. İlk defa sevgilisi de olmuyordu ama bu hissettiği şey onu aptala çeviriyordu. Acilen şu elindeki nikotini ciğerlerine çekmesi gerekiyordu yoksa asla sakinleşemeyecekti.
...
Çömlek dersinden sonra girdiği 3 saatlik anatomi çizimi dersi bile Afra'nın modunu düşürmeye yetmemişti. Gayet de güzel bir gün oluyordu onun için. Hoşlanıyordu ondan bunu kabul etmişti dün gece ama bugün kendi kendini tastiklemişti onu öperek. Mert den hoşlanıyor olması ona hala sinir olmasını engel değildi tabi. "Sana diyorum alo, kızım duymuyor musun?" Afra Derin'in ayağıyla onu dürtmesiyle düşüncelerinden sıyrılmıştı. Derinle birlikte kampüsün çimenliklerine oturmuş güneşleniyorlardı. Bugün hava çok güzeldi. Derine bakıp ne var dercesine kafasını salladı. "Senin durumunu hiç iyi görmüyorum bir revire falan mı gitsek?" Afra arkadaşının saçma sorusuna karşı " O niye be?" diye karşılık verdi. "Hayatında toplasan şu son haftalarda düşünmediğin kadar düşünmüşsündür. Seninle konuşurken kafan hep başka yerde." Afra arkadaşına hak verse de altta kalamama huyundan ötürü onu yalanladı. "Abartma Derin. İyiyim ben. kafam dönem projemde bilmiyorsun sanki. O bitsin eski halime dönerim." Derin ne kadar bu nedene inanmak istemese de bir bakıma Afra'nın doğru söylediğini biliyordu. Arkadaşının bu huyundan nefret ediyordu. Ne zaman stresli olsa kendisini dış dünyaya kapatıyordu. Bu bazen iki gün, 2 hafta ya da bir ay sürüyordu. Derin'in bu dönemin geçmesini beklemekten başka yapacağı bir şey yoktu.
Afra telefonun da zap yaparken tanıdık kahkahayla kafasını kaldırıp etrafa bakındı. Görmek istediği simayı görünce dudakları istemsizce yukarı doğru kıvrılmıştı. Mert ve arkadaş grubu onların çaprazında ve biraz uzaklarında oturuyorlardı. Hangi ara gelmişlerdi fark etmemişti. Baya eğleniyor gibi duruyorlardı. Özellikle Mert sürekli gülüyordu. Neyden bahsettiklerini merak etti Afra içten içe. Elindeki telefonu kapatıp yanına koydu. Yine aynı şeyi yapıyordu. Mert'i ne zaman görse tek odağı onda oluyordu. Alışkanlık gibi olmuştu artık onda. Güzel çocuktu. Bunu hiç sıkılmadan söyleyebilirdi. Şu an sürekli gülmesi, konuşurken yaptığı jest mimikler Afra'nın ona daha çok kapılmasına neden oluyordu. Mert'in sürekli yanındaki esmer kıza dönüp konuşması Afra'nın dikkatini çekmişti. Kızın siması tanıdıktı. Onun arkadaş grubundan olmadığına emindi. Mert ile bu kadar samimi olması Afra'nın oturduğu yerde rahatsızca kıpırdamasına neden olmuştu. Kızın eli Mert'in yanağını okşamaya başlayınca Afra'nın damarlarındaki kan yavaştan kaynamaya başlamıştı. Cidden Afra kıskanma evresine geçtiyse geçmiş olsun. Şu an kızın elini götüne sokası gelmişti. Aynı şekilde Mert'i de dövmek istiyordu. Ne yapıp edip gün sonunda onu sinir etmeyi başarıyordu. Sabır çekti. Gözlerini o ikisine dikmişti. Cidden bu kadar yakın olmaları Afrayı aşırı rahatsız etmişti. Kimdi bu kız ve neden sabah öptüğü o dudakları öpüyordu şu an? Ve neden Mert o kızın öpüşüne karşılık veriyordu?
