FOURTEEN

97 10 9
                                    

Çağan'dan...

Leya'nın kapısının önüne oturup başımı duvara yasladım. Ne kadar sevsem azdı. Ne kadar kendimi belli etsem, babam çekilmek zorunda olduğumu hatırlatıyordu.

Hiç durmadan, hiç susmadan...

Sabaha evde olmayacağımı hatırladığımda bir veda olarak Leya'ya sarılamayacak olmaktan nefret ediyordum. Gözlerime yaşlar dolduğunda burnumu çektim. Derin bir nefesi dışarı verirken, fısıldadım.

"İnan hep mi ben?

Düşüce'm yerden yere

Bilmem, kaçıncı derdim bile

Ölsem koyamazsın onu yerime

Ne oldu gülüm bize birden?.."

Akmayan ama göze dolan yaşlardan he nefret etmiştim. Annem ben beş yaşında bizi terk ettiği zaman başlamıştı bu nefretim. O gün de akmamıştı göz yaşım ama gözüme dolmuştu.

***

Ah Çağan dediğinizi duyar gibiyim.








KENDİMİ BULDUM | TEXTING | | LÇ |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin