Earthypas; 4 Element Krallığı

5-) İkimizin sırrı

Darla nın yüzü gergindi. Derin bir nefes alıp sırtını dikleştirdi. "Buraya gelme amacım sizinle değil sadece seninle konuşmaktı. Pencerenin önünde süzülürken Blaise yi gördüğümde gitmesini beklemek için kendimi aşağı çekecektim. Tam o sırada Blaise beni gördü. Bu yüzden ikinizle beraber konuşmak zorunda kaldım."
Adena kaşlarını daha fazla çatarak sessizlik içinde onu dinlemeye devam etti. Darla nın anlatacağı şey her ne ise çok önemli olmalıydı. Blaise ve Lucas tan da gizlemek zorunda olmaları bu sırrı daha da önemli kılıyordu.
"Bahsedeceklerimi Blaise nin duymasını istemiyorum. En azından şimdilik. Seninle konuştuktan sonra onlara söyleyip söylemeyeceğimize karar verebiliriz."
Kapı birden sessizce açıldı. Blaise içeri girip kapıyı kapatırken Adena ona baktı. Bu zamana kadar ikiz kardeşinden hiçbir şey saklamamıştı. Hiçbir şey. Darla nın bahsedeceği konu hakkında en ufak bir fikri yoktu ama tek dileği Blaise den gizli tutmak zorunda kalmayacağı bir şey olması yönündeydi.

"Darla duyduklarını çabuk anlatman gerek, saat epey geç oldu."
Blaise nin sesi sabırsızdı. Adena ikiz kardeşini çok iyi tanıyordu. Tavırlarından anladığı kadarıyla o, bu konuda Adena dan daha fazla fikir sahibiydi.
"Bence Darla anlatacaklarını yarına erteleyebilir. Yakalanmak istemeyiz değil mi?"
Adena nın planı Darla ile Blaise olmadan konuşmaktı.
"Yarına bırakmasına gerek olduğunu sanmıyorum. Hemen anlatsın ve gitsin, böylece yakalanmayız."
"Aslında Adena haklı, yarın konuşsak daha iyi olur."
Darla planını anlamış gibiydi ya da o da kendince bir plan kurmuştu.
"Madem yarına bırakabilirdin niye gecenin bu vaktinde geldin ki? Buradayken anlat hemen ne olduğunu öğrenelim."
"Sen neden bu kadar acele ediyorsun ki? Yarın dinlenmiş bir şekilde konuşuruz."
"Gecenin bir vakti pencerede beliren o! Bu saatte geldiğine göre yarına kadar beklememeliyiz."
Adena, Blaise yi bir an önce odadan göndermeye kararlıydı. Anlaşıldığı kadarıyla Blaise de bir an önce Darla yı konuşturmaya karar vermişti.

"Ben gidiyorum. Yarın meydan da buluşabiliriz. Yeri ve zamanı size bir şekilde ulaştırırım."
Darla pencereye ilerlerken Blaise önünü kesti.
"Ne yani sadece merak uyandırmak için mi buradaydın? Önemli bir şey olduğunu söyleyip ne olduğunu anlatmadan gidecek misin yani? Bir de yeri ve zamanı ulaştırırım diyorsun. Kimse bir şey anlamadan nasıl yapacaksın bunu?"
Blaise nin tavrı saldırgandı ama Darla nın da ondan aşağı kalır yanı yoktu.
"Beni sorgulamak sana düşmedi, neyi ne zaman anlatmak istiyorsam o zaman anlatırım. Ulaştırmak istediğim şeyi de kimseye çaktırmadan ustalıkla ulaştırırım. Herkesi kendin gibi dikkatsiz sanma." Darla pencereyi açıp atlamadan önce Adena ya kısa bir bakış attı. Adena bu bakışın ne anlatmak istediğini anlamıştı. Blaise gittikten sonra ikisi gizlice konuşacaktı. Ne kadar beklemesi ya da nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu ama bu gün bu konuyu konuşacaklardı.

Darla ayağını şatonun dış duvarına dayayıp büyük bir ustalıkla ayaklarını uzun duvardan aşağı pencereye sarkıttı. Adena nın odası üçüncü katta olduğu için aşağı atlamak biraz zor olsa da Darla bunları yaparken pek rahattı. Büyük bir ustalıkla ilk kattaki pencereye ayağını atarken Adena da yukardan onu izliyordu. Sonunda atlayıp kendini çimenlik alana bıraktığında Adena ya yine kısa bir bakış attı ve sessiz ama hızlı adımlarla şatonun geniş duvarlarından uzaklaştı. Adena onu izlerken kimseye yakalanmadan nasıl buraya geldiğini ve nasıl geri döneceğini düşünüyordu. Sonuçta kolay iş değildi. Dönüp ikiz kardeşine baktı.
"Uyku vakti."
Blaise kaşlarını çatıp "Tüm olanlar hakkı hiç konuşmadan mı?" Diye sordu.
"Blaise gerçekten çok yorgunum." Bu yalan değildi. Adena bir an önce her geçen saniye daha ağırmış gibi hissettiren elbiseden kurtulup yumuşacık yatağında derin bir uykuya dalmak istiyordu. Bu gün hem bedenen, hem ruhen hem de zihinsel olarak bitmiş gibiydi. Blaise onda bir gariplik olduğunu fark etmiş gibiydi ama omuzlarını silkip "Pekala." Demekle yetindi. Eğilip Adena nın şakaklarına yumuşak bir öpücük kondurdu. "İyi geceler."
"İyi geceler."