23|ben bilmem

100 19 4
                                    

İnui

Aynadaki yansımamda iki kişi vardı.

Biri gülümsüyordu, etrafındakilere yaydığı mükemmel ışığın enerjisiyle herkes ona hayrandı. Mutluydu, umutluydu.
Diğeri ağlıyordu. Hapsolduğu karanlığın içinde kendi kendini bitiriyordu. Umutsuzdu. Yoktu.

Biri çaresiz haldeyken diğeri umudun ta kendisiydi.

"İnui!"

Kapıdan Chifuyu'nun kaçıncı olduğunu bilmediğim seslenişini duyunca iç dünyamdan koptum.

"Öldün mü oğlum? Ses versene!"

Kafam bomboştu. Gerçekten bomboş.

Yılın resmi olarak son günündeydik. Herkesin bağıra çağıra kutlamalar yaptığı, etkinlikler düzenlediği ve hayatının dönüm noktası olarak gürdüğü 'yılbaşı' kavramına saatler kalmıştı. Dünya kendi etrafında bir kez daha dönecekti oysaki. Başka hiçbir şey olmayacaktı.

"Çıkıyorum!"

Yatağımın üzerinden telefonumu aldım ve birkaç adımdan sonra odamın kapısını açarak Chifuyu'ya kendimi gösterdim.

"Islık çalıp ne kadar çekici göründüğünle ilgili konuşmak isterdim fakat... söyleyemiyorum... çünkü o zaman yalan söylemiş olurum. Bu ne hal lan?"

Sabır diler gibi yüzümü tavana çevirip sordum.

"Ne varmış halimde?"

"İşte sorun da bu, bir şey yok. Yılın son günündeyiz ve eğlenmek için bara gidiyoruz İnui'cim. Kahve içmeye değil."

Başımı eğip üstümdeki koyu gri yarım kollu tişörte ve siyah eşofmana baktım. Çorap giymeyi unuttuğumu da şimdi fark etmiştim.

"Ne bekliyordun, takım elbise falan mı?"

Arkamı dönüp odamdaki çorap çekmecesine ilerledim.

"Hayır tabii ki. Yine de her zamanki tişört eşofman ikilinden başka bir şeyler giyemez misin? Hiç olmazsa bir pantolon ve kemer..."

"Öldürsen olmaz."

Pantolon ve kemer... tanrım. Bunlar sadece bana onu hatırlatıyordu. En ciddiyetsiz kıyafetinin bile ona hafif bol gelen siyah bir pantolonla süslenmiş olduğunu. Çoğu zaman da kemer takardı ve gün
içinde nasıl rahat nefes aldığını sorguluyordum.

Ken'in bayisinden geri döndüğümde onunla neden karşılaştığımı defalarca kez sorgulamıştım. Üst kattan inmelerini onların Ken'le konuşmuş olabileceklerine yormuştum fakat nereden ve nasıl tanıştıklarını sormaya çekiniyordum. Soracak olsam bile Ken onlardan sonra aşağı indiğinde saçları yıpranmıştı, yüzünü bize göstermek istemiyor gibiydi ve tek çıt sesi çıkarmıyordu. Yani merakımı defalarca kez olduğu gibi tekrar yatıştırmalıydım.

Ablama çıkmak üzere olduğumuzu haber vermek için mutfağa girdiğimde bu saatte çıkma fikrini duyunca şaşırdı.

"Akşam akşam arkadaşlarınızla ne yemeği?"

Onun bara gideceğimizden haberi yoktu.

"Yeni yıla giriyoruz, birkaç liseli toplanmamız çok normal. Ve bu saat dediğin geç kaldık bile."

Dediğimden sonra kaşları havalandığında içi rahat etmemiş gibiydi. Tekrar o aptal partiden sonra olduğu gibi eve çakırkeyif gelmemden korkuyor olmalıydı.

Kendisi asla sarhoş olmaz.

Sokak kapısına ulaşıp ayakkabılarımı giydim. Chifuyu da ablamla selamlaşıp kendi ayakkabılarına yöneldi.

Stray Soul | Kokonui ⚣ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin