Selam canlar sizin için uzun bir bölüm yazdık umarım beğenirsiniz sizleri seviyorum :* votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum...
Ada'dan;
Gerizekalı, pislik, odun, hödük, hayvan. Düpedüz kovdu lan. Hızlı adımlarla eve gelir gelmez kızlar grubuna mesaj attım.
Bad Girls:
Ben: Kuzular hemen bize gelin.
Cemre: Tamam bebek. :*
Melis: Tamamm :))
Ben:Bikinilri giymeyi unutmayın tabii.
Telefonu kapatıp üstü lacivert altıda beyaz olan bikinimi giydikten sonra toz pembe düz elbisemi giydim. Siyah sandaletlerimi de giyince hazırlanmış oldum. Kediyi götüremem zaten.
Cemre'den;
Ada mesaj atınca hemen çantamı alıp evden çıktım. Zaten birinin mesaj atmasını bekliyodum. Evde sıkıntıdan bunaldım yaa. Melis de buraya taşınınca tam üçlü olmuştuk. Tabi Buğra ve Kadiri unutmayalım. Aşağı indim. Taksiyi aradım az sonra gelir.
Melis'ten;
Ada'dan mesaj gelince hemen odama gittim ve beyaz pembe kalpleri olan en sevdiğim bikinimi giydim. Üstüme kot rengi yırtık şortumu ve beyaz salaş tişörtümü giydim. Beyaz sandaletlerimi giyince hazırlanmış oldum ve dışarı çıktım. Evim Adalara yakın olduğu için yürümeyi tercih ettim. Bakalım Cemre nasıl bi çılgınlık yapıcak bugün.
Ada'dan;
Kapı çaldığı an gidip kapıyı açtım. Üç gündür görüşmüyoruz kuzularımla. İkisiyle de hayvan gibi sarıldiktan sonra kediyi sevip çıktım.
Cemre;
"Bu kediyi yeni mi aldın? "
"Yok be yeni almadım. Yeni buldum. Yani bulduk. Aslında ben buldum ama yan evde oturan oğlan da yardım etti. Öyle işte."
Melis;
"Vaay kimmiş bu çocuk?"
"Bilmiyorum, yani ismini falan sormadım o da sormadı. Zaten kovdu beni hödük."
Cemre;
"Allah aşkına ne hırçınlık yaptın da kovdurdun kendini?"
Melis;
"Yanlız bi dakika evine mi gittin?"
"Bi sakin olun anlatayım baştan."
Cemre;
"Birazda hızlı ol. Kumsala az kaldı."
"Tamaam. Bakın gece kedi sesi duydum. Kalktım dışarı çıktım. Yağmur yağıyodu. Bi baktım arabadan geliyo ses. Yandaki evindir dedim araba. Sonra kapıyı çaldım kediyi çıkardık. Ardından işte banyo yaptırdık. Ben kediyi almak için bu sabah evine gittim. Kediyi aldım gün gün bakarız dedik ilk başta. Sonra biraz kaba davranmış olabilirim. Ertesi gün gelme kediyi de seni de istemiyorum dedi pislik ya."
Melis;
"Üzülme kuzum. Nasılsa yan evde oturuyo hem eminim ki kumsala geliyodur."
Cemre;
"Aynen be hem arkadaşları da vardır. Yakışıklı mıydı?"
"Bilmem, dikkat etmedim. "
Cemre;
"Malım benim. Neyse görürüz elbet."
Melis;
"Geldiik işte. Hadi etrafa bak."
"Ne bakıcam ya. Delirdiniz galiba. Denize gireriz eğlenir gideriz. Cemre sende erkeklerle haşır neşir olma."
Cemre;
"Ben mi? Oha Ada.!
"Ne oha geçen gördük."
Melis:
"Tamam kuzum ben varımm bırakmam ben."
Bu kadar konuşmadan sonra yorulmuştum. Çantamdan suyu çıkarıp içtim. Üç tane yan yana şezlong koyup, havluları serdik. Çantamı koymak için yanıma döndüm. Kafamı kaldırınca ne görüyüm dersiniz? O çocuk.. Yani göz göze gelmiş olabiliriz. Sonra hemen kafamı çevirdim.
"Cemre kanka yer değiştirmeye ne dersin?"
"Noldu ki ya yerleştim ben buraya."
"Ya işte. Off yanımda oturuyo. Ya bilerek yanına oturdum sanarsa."
"Oha o o mu? Dur bi selam diyelim."
"Şş saçmalama." deyip ağzını kapattı melis cemrenin. Ay kurtarıcı meleğim ya. Hadi kızlar denize girelim, dedim ve hepimiz denize doğru yürüdük.
Egemen'den;
Kumsala baya erken geldigimizden dolayı yüzüp şezlonga uzandım. Yan tarafa döndüm ve o kızı gördüm. Şaşırdım sayılmaz. Zaten evimin yanında oturuyo. Bişey demedim
Zaten kafasını çevirdi. Sabah ayıp etmiş olabilirim. Gelme gibisinden bişey dedim resmen.
Barış;
"Şş olum nereye bakıyosun?"
"Hiçbiyere nereye bakıcam."
Barış;
"Belli içine düştün. Ama denize girdiler. Gidelim istersen."
"Siktir. İçine düşmüşmüşüm. Sabahki kız ondan."
Barış;
"Anladık. Dalga geçtik azcık."
"Geçme dalga."
Gökay;
Lan oğlum yanındaki fıstık ne güzelmiş. Şu seninkinin yanındakinin yanındaki. Baya iyiymiş. Ben bunu bu gece hallederim."
Ben;
"Onun öyle bi kız olduğunu sanmıyorum. Sakın saçma şeyler yapma."
Gökay;
"Yaklaşırım yüz vermezse masum kızdır. Yoksa biliyosun beni."
Ben;
"Tamam kes."
Barış;
"Hadi denize."
Üçümüz de denize doğru ilerledik. Yüzerken ayağım birinin ayağına dolandı. Kafamı kaldırıcam derken ayağımın takıldığı kişiyle beraber düştük. Düşerken bana sarıldı. İnşallah erkek değildir. Onu tuttum ve denizin üstüne çıktı kafalarımız. Aha sabah ki kız. Hemen ellerini üzerimden çekti.
Ada;
"Oha lan yavaş ayı."
Egemen;
"Bilerek yaptım kızım sanki."
Ada;
"Olabilir dikkatli olsana. Kocaman deniz yer mi kalmadı?"
Egemen;
"Tamam kes ya. Amma uzattın. Denizdesin zaten. Nolacak yani?"
Ada'dan;
Yani bi durumda haklı şimdi. Denizdeyiz zaten. Uzattım kabul. Ama bunu asla dile getirmem. Tam bişey söyliycekken cırtlak bi kız sesi "egemeeen" diye bağırdı. Sanırım adı Egemenmiş. Öğrenmiş oldum. Yüzerek kızların yanına gittim. Melis biriyle konuşuyodu. Lan cemre bile daha birini bulmamış. Neyse şimdi gidip öğrenelim kimmiş. Yanlarına gidip;
"Meliscim gelsene bi kuzum."
O o sırada adını bilmediğim melisle konuşan çocuk bana;
"Oo yenge naber." dedi.
"Pardon ne yengesi? Karıştırdın sanırım."
"Sanmıyorum karıştırmadım. Egemen bişeyler anlattı da yenge."
"Lan bak kafanı kırarım senin. Yenge falan yok. Hem adını bile şu gelen kızdan öğrendim. Sadece bi kedi baktık. Sinir etmeyin insanı. Yürü melis gidelim."
Dedikten sonra melisin kolunu tutup çektim ama melis hareket etmedi. Bi baktım o çocuk melisin kolunu tutmuş bırakmıyo. Gebertirim ben bunu.
"Bıraksana be kızın kolunu."
"Yoo." dedi pişkin pişkin.
"İyi sen kaşındın." dememle beraber yumruğumla suratının buluşması bir oldu.
Melis'ten;
Adayla adını bilmediğimiz çocuk tartışırken bizde öyle izliyoduk. Sonra yanıma birisi geldi. Baya yakışıklıydı ha.
"Selam." dedi gülümseyerek.
Bende hafifçe tebessüm ederek "selam" dedim. Adımı sordu. Bende;
"Melis, senin?" dedim.
"Gökay." dedi ve göz kırptı. O sırada ada "meliscim bi gelsene kuzum" dedi ama ben bu lafın hiç öyle kuzumlu olmadığını biliyorum.. O sırada Gökay' ın patavatsızlığı yüzünden ada daha çok sinirlenmişti. Egemen o çocuksa Gökay egemeni tanıyosa bunlar arkadaş. Kendimi tebrik ediyorum. Elimdeki baskı çekilince Gökay'a bi döndüm. Çocuk denize yığılmış. Açıkcası adanın böyle yapması hiç hoşuma gitmedi. Tanısa severdi belki.
"Ada naptın sen?!" bi an sesimi yükselttiğimi fark ettim. Ada şaşkın bi şekilde bana bakıyordu.
"Kızım neler dedi saçma sapan. Bide bunu mu savunucaksın."
"Hayır ama yumruk attın. Inanamıyorum sana. Egemen olucak o çocuğa sinirlendin ve gelip sinirini Gökay dan çıkarttın. Geçti mi bari sinirin ada?" dedim. İlk defa adayla tartışma yaşamıştım. Ama birinin ona gerçekleri söylemesi gerekiyordu. Ada bişey demeden ordan uzaklaştım. Eve doğru yürümeye başladım. O sırada biri yanıma geldi. Gelenin Gökay olduğunu fark ettim.
Gökay;
"Üzülme, niye ağlıyosun? Barışırsınız elbet. Kafanı dağıtmak için bugün bişeyler yapalım mı?"
"Ne gibi şeyler Gökay. "
Gökay;
"Stresini alırım güzellik."
"Anlamadım. "
Gökay;
"Salağa yatma kızım benimle birlikte olmak istemiyo musun?" dediği an o kadar sinirlendim ki.
"Gerizekalı ben senin yüzünden en yakın arkadaşımla tartıştım. Sen ne dediğini sanıyosun. Beni diğer kızlardan sandıysan yanılmışsın." dedim ve tokatı suratına geçirdim. Sonrada hızlı adımlarla ordan uzaklaştım.