-8-

113 6 0
                                    

Ada'dan:
-Cemree napıyosun ya!!
-Kızım acıktım uyan artık be.
-Bikere de kahvaltıyı hazırla da beni çağır hep ada hep ada!
-Adaa iyi misin sen?
-İyiyim.
-Hayır değilsin bikere de inat etme ve anlat işte. Nereye kadar içine atacaksın?!
Cemre'nin bu şekilde konuşması ve sesini yükseltmesi çok tuhaf gelmişti. Suratına şaşkın şaşkın bakarken kendime geldim.
-Cemre bişey yok çünkü benim sizin gibi eğlenceli aşklı bi hayatım yok. Sessiz sakin ve mutlu anladın mı?
-Anladım ama sende şunu anla birini sevmek suç değil. Utanılıcak rezil olunucak bişey değil. Kendini suçlama ve onu sevdiğini kabul et. Hatta sen burda kal ve düşün. Ben yiycek bişeyler getiririm.

Cemre'nin dedikleri daha çok kafamın karışmasına sebep oldu. Henüz ne hissettiğimi bilmiyorum. Hem daha çok erken herşey için. Karnımın guruldamasıyla acıktığımı fark ettim. Kapıyı açmaya gittiğimde kilitli olmasına hiç şaşırmadım manyak cemre.
-Cemreee aç artık şu kapıyı bak açlıktan yastık yorgan yiyicem.
Bir iki dakikq sonra ses gelmeyince cemreee diye birsürü kez bağırdım.

~Yarım saat sonra~
Saatlerdir yatakta Cemre'nin gelmesini bekliyorum ama gelen giden yok. İşte beyin koşarken uzaklaşır. Pencereyi açıp dışarı baktığımda Egemenin evden çıktığını gördüm. En iyisi ondan yardım isteyim diye düşünürken Egemenin sesini duydum.
-Bak yine beni izliyosun. Bari çaktırmamaya çalış.
-Ya seni ne izliycem deli manyak. Yardım istiycektim.
-Benden? Yardım? Nasıl bi yardım bu?
-Ben odada kilitli kaldım da. Bi el atsan.
-Nereye?
Hiiih Egemenin bu pis imasıyla elime geçen parfüm şişesini kafasına fırlattım. Ama gelmedi tabiki.
-Seni gidi kirli düşüncelerinden arınamamış kertenkele kulaklı dinazor burunlu sipastik görünümlü insanlıktan nasibini alamamış ne olduğunu çözemediğim varlık seni.
Bir çırpıda bunu söylediğime inanamadım. Egemen de inanamamış olucak ki aptal aptal suratıma bakıyodu.
-Vay be sende ne cevher varmış. Rap yapmayı düşündün mü?
-Ya lütfen bak yardım ediceksen et etmiyceksen ben birini bulurum.
-Nası birini?
-Böyle kaslı uzun boylu burdan atlarım kucağına tutar beni nası fikir?
-Berbat. Neyse bişeyler düşünelim.
-Şey mi yapsak. Çarşafı bağlasam atsam aşağı insem??
-Oldu bohçanı da al.
-Of dalga geçme fikir söylüyorum şurda.
-Ya bu nası fantazidir. Orda nasıl kilitli kaldın?
-Güzel fantazi dene bi gün. Allah allah ya odayı kitledim attım anahtarı deliyim ya ben.
-Beklenir senden. Neyse kapının anahtarı varsa at eve gelip çıkarıyım seni.
-Mantıklı. Bekle.
-Geldim Ada açıyorum kapıyı.
-Hah bekliyorum hadi.
Kapı kafama çapınca yere düştüm. Kapının arkasında durursan böyle olur tabi salak. Egemen hemen eğilip;
-İyi misin? Ya sen niye kapının arkasında duruyosun ki?
-İyiyim. Teşekkür ederim sanada.
-Önemli değil.
-Ay ben çok acıktım ya. Çekil de kahvaltı hazırlayım.
-Kahvaltı aşağıda gördüm. Evde biri mi vardı?
-Ha hazırlamış da gitmiş allahtan.
-Kim?
-Cemre.
-Anladım neyse ben gidiyorum.
-Hıı kahvaltı yaptın mı?
-Eh işte.
-İstersen yiyelim.
-Olur valla.
-Ben bi tabak daha koyuyum.

~~Yemekten sonra~~
-Ben gidiyim artık. Yemek için sağol.
-Tamam. Önemli değil.
Kapıyı açtım geçmesi için işaret ettim. Giderken;
-Akşam yemek yiyelim mi?
-Bilmem.
-O zaman siz bi programınıza bakın. Meşgul değilseniz ada hanım mesaj atarsınız.
-Ya tamam. Numaranı ver.
Numaraları aldıktan sonra Egemen gitti.
Cemre'den:
Ada'ya kahvaltı hazırladıktan sonra Barış aradı. Kahvaltı yapmadıysan yapalım diyince bende olur dedim. Yeri mesaj attı. Bende çıktım. Kapının önünde arabasıyla onu görünce şaşırdım.
-Sen niye geldin gelirdim ben?
-Gidiyim mi geri?
Nası git derim sana ben.
-Yok. Hadi gidelim.
Kahvaltıyı yaparken aklıma ada geldi.
-Hiiiih Adaa..
-Noldu Adaya?
-Ya benim gitmem lazım.
-Noldu diyorum Cemre!
-Barış ben adayı odaya kitledim bi mevzudan dolayı işte sen çağırınca onu orda unuttum.
-Komikmiş gerçekten. Bişey olmaz ki ya.
-Ada beni öldürür.
-Korurum seni ben.
Hafifçe gülümsedim. Sonra ordan çıktık.
-Cemre biraz yürüyelim mi?
-Olur.
Barış bana bişey demek istiyo gibiydi. Ondan önce davranıp;
-Barış, dedim.
-Efendim?
-Sen bana bişey mi demek istiyosun?
-Hayır.
A ne demek hayır. Neyse sakinim.
-Hı demek bana öyle gelmiş. Neyse ben gidiyim görüşürüz.
-Nereye?
-Sanane?
-Bu neyin tribi Cemre?
-Ne tribi Barış sen bana hesap soramazsın.
-Doğru haklısın. İyi git.
Bağırmıştı resmen. Bi an içim ürperdi ben ona karşı neler hissederken bana dediği şeye bak.
-Gidiyorum.
Arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Dur demedi gitme demedi. Beni sevdiğini sanmıştım. Yanılmışım. Arkama bakmak istedim, taksiye binerken yan tarafa baktığımda gitmişti. Yoktu. Taksiye bindim ve evin adresini verdim. Eve gider gitmez pijamalarımı giydim. Dondurma sevmezdim ben. Çikolataları aldım ve yemeye başladım. O sırada kapı çaldı. Gittim baktım. BARIŞ!
Ona soran gözlerle baktım.
-Cemre sana bişey söylemeye geldim.
-Dinliyorum.
-Bak ben korkuyorum. Aşktan değil, hayallerimin yıkılmasından sana bağlanıp beni birden bırakmandan korkuyorum.
Bekledim bişey diyemedim. Zaten ne diyceğimi bilemedim.
-Ben seninle arkadaş kalmak istemiyorum. Ama beni bigün bırakırsan düşünemiyorum. Bak ben bağlanırım çabuk bağlanırım. Bundan korkuyorum.
-Barış denemeden bilemezsin. Belki seni bırakmam. Belki sen beni bırakırsın. Bende buna dayanamam. Söz verelim birbirimize.
-Sözle olmaz işte.
-Ya göremezsin ileriyi. Yaşayıp görebiliriz. Bak Barış bana duygularından emin olunca gel tamam mı? Yoksa gelme olmaz anladın mı? Şimdi git düşün.
-Hayır ben karar verdim. Seni seviyorum Cemre.
Bunu der demez boyuna atladım. Bu anı bekliyomuş gibi.
-Vakit kaybedersem senide kaybederim.
-Bende seni seviyorum sakar çocuk.
Melis'ten:
Ada saat 6 gibi beni aramıştı. Bize gel deyip kapamıştı. Bende hemen hazırlanıp gittim. Merak etmiştim. Yolda korka korka gidiyodum resmen. Gökay karşıma çıkıcak diye ödüm kopuyodu. Adalara evim yakındı hemen kapıyı çaldım.
-Hoşgeldin hemen geç. Odama koş.
-Noldu ya merak ettim.
-Şimdi akşam egemenle yemek yiycez. Bende pantolon gömlek giysem olur mu?
-He olur Ada.
-Ee kızım normal bi yemek ya önemsiyorum sanmasın.
-Ha önemsiyosun yani.
-Neyse ben şunları giyiyim. Beyaz bi pantolon üstüne kırmızı bi bol tişört giydim.
-Ada sana bişey demiyorum. Şimdi elbise giy diycem. Sen giymiyceksin en iyisi bunlarla git.
-Bak lafa tutma heh saçımı bağladım oldu. Şimdi aramasını bekliyim.

~1 saat sonra~
-Melis aramadı.
-Fark ettim. Belki bi işi çıkmıştır kuzum ya.
-Hayır hayır ekti beni. Gidiyorum ben.
-Nereye??
-Sahile.
-Ha bende geliyim mi?
-Sen bilirsin.
-Geliyim ben.
Saat 10 olmuştu ve biz hâlâ yürüyoduk. Belki gerçekten işi çıkmıştı. Bilemeyiz ki bunu. Ama haber verebilirdi.
-Melis gidelim mi?
-Olur kuzum.
Giderken yolda Gökayı görmemle şok oldum. Hızlı hızlı yürüdüm. Ada kolumdan tuttu.
-Kızım yavaş atlı mı kovalıyo?
-Evet. Ay yani Hayır da sıkıldım artık.
-Tamam sen dur ben bi dondurma alıyım.
-Tamam olur. Ben burda oturuyorum.
Yanıma biri oturmuştu ada sandım ve rahat bi tavırla baktığımda Gökayı görmemle bağırdım. Hemen ağzımı kapadı.
-Melis sakin ol sana zarar vermek istemiyorum. Sadece o günki yaşanan olaydan dolayı senden özür dilerim. Yalan yanlış şeyler söyledim. Bana tokat attığın ve ilk kez bi kız tarafından reddedildiğim için canını yakmak istedim. Abarttım. O yüzden beni affet. Arkadaş olabilir miyiz demeye dilim varmıyo o yüzden hoşçakal.
Elini ağzımdan çekince gözyaşlarıma hakim olamadım.
-Sen sen çok pislik bi adamsın. Hatta adam bile değilsin. Yap yap özür dile. Oldu var mı başka derdin. Ben ilk defa bi erkekle anında tanışıp arkadaş oldum. Ben gerçekten arkadaş olduğumuzu iyi biri olduğunu sanmıştım ama sen iğrenç birisin ve senden nefret ediyorum. Anladın mu nefret ediyorum. Bidaha önüme çıkma. Bana dokunma ve affet deme. Çünkü seni asla affetmiycem. Defol git burdan.
-Tamam gidiyorum.
-Git!!


BANA PRENSES DEME!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin