Mafya Melezler

13 2 0
                                    

Farelerle kedilerin yemek kavgası çıkardıkları, evsizlerin hemen her yere yığıldıkları bir şehirde hırsızlar bile izin alırdı. Evsizlerin orada durmasına onlar müsaade ederdi. Tecrübeli katillerin gitmemeye çalıştığı bir yerdi burası. Ve bu soğuk, ıssız ve karanlık sokakların sahipleri 3 kişiydi. Kimse nereden geldiklerini bilmiyordu. Kimse geçmişlerini bilmiyordu. Bildikleri tek şey onların ne kadar başarılı olduğuydu. Bu başıboş sokakların sahibi olduklarında karşılarına çıkanları teker teker öldürdüklerini biliyorlardı. Ya da tercihlerine göre acılarıyla eğlendikleri...

Yine de şu bir gerçek, ne kadar acımasız olsalar da birbirlerine çok düşkünlerdi. 

Borcunu ödemeyen bir adam karşılarında eğilerek titriyordu. Onları şahsi olarak göreceği aklının ucundan dahi geçmemişti. Bu şekilde karşılaşacaklarını bilseydi borç işlerine hiç bulaşmazdı bile. Panik dolu bir ifadeyle yeniden gülümsedi. ''B-bana biraz daha müsaade edin. Ödeyeceğim...'' Konuşurken bile çok zorlanıyordu. En iyi seçenekle buradan ayrılırdı. En kötü seçenekte ise onların insafına kalırdı.

Oldukça ilerisinde oturan kadın adamın sözlerini dinliyordu. Oturduğu sandalyede bir süre sessizce bekledi. Alımlı ve güzel yüzü karanlık bir bakışla perdelenmişti. Adam kadının yüzünü izlemeye devam ettikçe içindeki korkuyla beraber bir hayranlık uyanıyordu. Kadının herhangi bir hamlesi bile öyle güzel, öyle gerçek dışıydı ki bazen buraya gelme sebebini unutuyordu. Kahve saçları yavaşça omzundan aşağı dökülürken elini çenesinin altına koydu. ''Ne dersininiz kızlar? Bu embesil herife bir şans daha vermeli miyiz?''

Sandalyenin daha gerisinde duran masanın üstünde oturan diğer kız omuzlarını silkti. Önceki kız kadar alımlı ve güzeldi. Ancak ifadeleri diğer kıza göre daha içe dönük duruyordu. Bu işlerle uğraşmakla ilgilenmediği belliydi. ''Sadece öldürsek? O sadece bir erkek.'' Elinde ki telefonu kurcalamaya devam etti. Altın saçlar özensizce örülmüş, sırtından aşağı bırakılmıştı. Buna rağmen görünüşü öyle ruhani görünüyordu ki bu basit örgü bile birçok stilisti işinden edebilirdi. 

En başta konuşan kızın sandalyesinin arkasından usulca bir baş uzandı. Sırnaşık bir sırıtışla kızın omzuna bıraktı kendini. ''Oh Pipes, onu kullanabileceğimiz kadar kullanalım. Ya israf olursa? Son damlasına kadar kullanmamız gerekmez mi?'' Kız yavaşça olduğu yerden doğrularak fırtına rengi gözleriyle adama dik dik baktı. Ani bir hamleyle adamın önüne gelerek gülümsedi. ''Eee bayım- özel bir yeteneğiniz var mı?'' Haylazca parlayan suratı adamın kendi içinde dua etmeye başlamasına neden oldu. 

''Bu yapışkan herife çaba harcamakla uğraşma Beth.'' Masanın üzerinde oturmaktan vazgeçerek sandalyeye yaklaştı. ''Öldürelim. Bir de bununla mı uğraşacağız Piper?'' 

Fırtına gözler mızıkçı bir şekilde olduğu yerde zıplayarak arkaya döndü. ''HEP BÖYLE YAPIYORSUN KALİPSO!''

Kalipso ona doğru yaklaştı ve gülümseyerek omuzlarını kavradı. ''Seni daha sonra avcılığa götürürüm tamam mı?'' Soğuk bakışları adamı buldu. ''Bu kuru yabancı otla uğraşmaya çalışma.''

''Hmm, sanırım o haklı Anna.'' Piper sandalyesinden kalkarak kızların yanına geldi. ''Beraber masaj partisi de verebilir? İster misin?''

Annabeth'in gözleri heyecanla parladı. ''ŞİMDİ Mİ!''

''Şimdi işimiz var ama-'' 

Annabeth silahını çıkarıp birşey demeden adamın kafasına sıktı. Kan ve beyin parçacıkları etrafa saçılırken kızların üzerine de sıçramıştı. ''İşte şimdi kirlendik! Hadi banyo yapalım!''

******************************************

 Bilin bakalım kim devamını yazmaya üşendi?

Neyse yeter size bu kadarı. Devamını buraya yazamam ^^ Ama çok isterseniz eğer-

Öhm neyse, erkekler bu bölüm yok. Onları da mafya olarak yazıcaktım ama bölüm 2-3 gündür elimde sündüğü için üşendim. 

Umarım hoşunuza gitmiştir.

Lucy sizi çok sveiyor kdsopjfsjphf

Bu Bir Pjo MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin