7 KUYRUKLU RÜYA || Byun Baek Hyun ✔

→18← Kararsızlık

Selam hıyar okuyucularım. Nasılsınız? Özlediniz mi len beni? Ben sizi hiç özlemedim dbbdhfjd. Öncelikle bu bölümü bir hafta önce yazmıştım. Ama dün farkettim ki silinmiş. Bu kız ne yaptı? Kalktı bugün size yb yazdı yeniden. Aslında silindiği için sevindim. Çünkü önceki yazdığıma göre daha güzel oldu bu bölüm. Hani bana alkış ya da vote ya da yorum? Neyse iyi okumalar hıyar herifler dndnjd.

- 'O adamı bırakmanı ve kadınım olmanı istiyorum...' taksiye bindiklerinden beridir bu cümle beynini adeta küçük bir köpek gibi kemiriyordu. Ne demekti bu? Ne yani Mina, Baek ten ayrılıp Samet ile evlenirse onca insan ve şirketi kurtulacakmıydı? Bu çok acımasızca bir teklifti. Evet Samet onu çok güzel köşeye sıkıştırmıştı. Başka insanlar olmasaydı cevabı zaten belliydi Mina nın. Ama onların olması işini iyice zorlaştırıyordu. Ne yapacaktı şimdi Mina? Aklına en ufak fikir gelmiyordu. Şu an sadece; kendisini bir mekiğe koyup uzaya gönderilmesini, orada farklı keşifler yapıp ülkesine dönünce ödül almayı istiyordu. Ama bu oldukça imkansız görünüyordu.

Taksi sonunda şirketin önünde durunca Mina hemen çantasını alıp Samet ten kurtuldu. Ya da öyle yaptığını düşündü. Çünkü Samet te onun ile inmiş ve Mina nın dibinde bitmişti. Yine... Samet elleri ile Mina nın çenesini kavrayıp kendisine bakmasını sağladı.

-'Minam...' dedi etrafa bakıp önemli biri olmadığını anladığında devam etti 'Bak senin benim hayatıma kattığın değeri bilmiyorsun. Kimse bilmiyor. Minam... Seni o adamdan daha çok seviyorum. Ama senin gözün kör olmuş ve ondan başkasını görmüyorsun. Beni...' dedi biraz duraksamadan sonra 'Sana üç gün veriyorum. Bu süre zarfında iyice düşün ve doğru kararı ver. Aklın sana doğru yolu - Beni - gösterecektir. O zamana kadar hoşçakal.' diyerek tekrar taksiye atlayıp uzaklaştı. Mina kollarını yana salmış, bıkkın bir havaya bürünmüştü.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

-'Oh my goodnes! Hyung ne yapıyorsun sen bu odada böyle. Tanrım çok sıcak sanırım ölebilirim.' diyerek koca odanın koca camlarına ilerledi Sehun. Baek takibi bıraktığından beridir şirkete dönmüş ve aynı şekilde hiç kılını kıpırdatmadan en iyi heykellere taş çıkartıyordu. Mina nın yanında gördüğü yabancı madde hiç güvenilir bir tip değildi. Baekin içini bir huzursuzluk kaplamıştı. Bunu da sağolsun kötü iç sesi tetikliyordu. Sanırım gece sonunda iç sese *Yılın En Kötü İç Sesi* ödülü verilmeliydi. Sürekli

"Sabahtan beridir nerede bunlar?
Onların peşini hiç bırakmamalıydım.
Ahh Tanrım umarım Mina ya birşey yapmamıştır?
Neden hala dönmedi bunlar?
Kimdi o adam öyle? Tanrım umarım eski sevgilisi değildir. Umarım eski evlerinin tuvaletlerini temizleyen biridir. Buraya klozet kapağı beğendirmek için gelmiştir.
Kabul et Baek son tespit çok, kabul bayağı iğrençti. Seni iç sesi sahipliğinden kovuyorum.
Ulan yabancı madde Mina ya en ufak birşey olsun... Kefenini hazırla.
Baek kıskanmaya mı başladın sen?" diye saçma sapan cümleler kuruyordu.

-'Aaa noona taksiden iniyor. Heralde bir yerden dönmüş olsa gerek. AmantanrımAmantanrımAmantanrım. O yanında ki adamda kim öyle? Ne yapıyor o adam orada? Acaba camdan kafamı çıkarıp bağırsam mı? Belki korkup kaçar. Gerçi tipimden dolayı biraz imkansız ama...' diye Sehun yüksek ses ile düşünüyordu.

*Tamam bu çocuğun tepkileri çok büyük oluyor, hele ego... vayy bee Mars ta heralde. Yani benimle alakası yok syglr.*

Baek, Sehun un dediğini duyduğunda elindeki kalemi masaya bırakıp, adeta Usain Bolta diss aktarmışcasına cama ışınlandı.