→6← Kore Yolcusu

527 52 6
                                    

Artık yeter Mina rüyaya girsin dediğinizi duyar gibiyim. Neyse tamam sizi daha fazla merakta bırakmayayım. Yepyeni bir bölüm ile yine karşınızdayım. Keyifli okumalar. Hepiniz öpüldünüz... :D

Mina gözlerini açtığında iki kişilik bir yatakta tek başına yatıyordu. Saat 8 olmuştu. Hemen yataktan kalkıp aşağı inmeye hazırlandı. O sırada kapı zili çalmıştı. "Site görevlisi' diye düşünerek alt kata indi. Tahminin doğru olmasının verdiği mutlulukla kapıyı açtı. Site görevlisi hergün bu saatte siparişleri getiriyordu. Ellerinde ki poşetleri alarak teşekkür etti. Yaklaşık 2 yıldır mimar olmuş ve ailesine kendi ayaklarının üzerinde durabileceğini göstermek amacıyla bu eve taşınmıştı. Kahvaltısını yaptıktan sonra garajdan Renault jipine atlayıp iş yerine sürdü. Hergün ki gibi yine masaüstünde çizim yapacaktı. Çünkü ellerine yeni bir teklif geldiği için çizim yükü Mina' ya kalmıştı. Mina çizime dalmışken sekreter geldi ve
-'Mina müdür seni odasında bekliyor.' dedikten sonra tekrar geri gitti. Mina neden müdürün onu çağırdığına anlam verememişti. Masanın üzerinde bulunan Baekin fotoğrafını öptükten sonra 'Bana şans dile sevdiğim' diyerek müdürün odasına yöneldi. Kapının önüne geldiği sırada elleriyle kapıyı tıklattı. İçeriden 'Gel' sesini duyduktan sonra kapıyı açıp kendini içeri attı. Müdür pencereden dışarıyı seyrediyordu. Mina' nın
-'Beni çağırmışsınız Müdür Bey' demesiyle odanın ortasında duran masasına yöneldi ve oturdu.
-'Lafı uzatmaya gerek yok Mina Hanım. Şirketimizde çok iyi bir çalışansınız. Çizimleriniz herkes tarafından çok beğeniliyor. Bu yüzden son gelen riskli teklifide size devrettik.' dedi müdür. Mina korku ile gözlerini açtı. 'Ne yani bunca yılın karşılığını beni işten çıkararak mı verecek?' diye düşündü Mina. Müdür devam etti;
-'Biliyorsunuz ki şirketimizin kolları birçok ülkeye dağılmış durumda. Bunu başında Güney Kore, Amerika ve İngiltere var. Şu an Güney Kore' deki şirketimizde bir eleman işi bırakmak zorunda kalmış. Bu yüzden kurul tarafından sizi oraya genel müdür olarak gönderme kararı aldık. Orada çizimleri kontrol edip yeni çalışmalar yapmanızı umuyoruz. Uçağınız öğleden sonra kalkacak.' dedikten sonra kolundaki saatine baktı. 'Şu an saat 10.30 yani iki buçuk saatiniz var. Hemen toparlanın.' dedi. Mina heyecandan kafayı yediğini sandı. Müdüre çaktırmadan kolunu çimdikledi. Hayır rüya değildi gerçekti. Kore' ye gidecekti. O artık bu saatten sonra bir Kore yolcusuydu.
-'Beni seçtiğiniz için çok teşekkür ederim Müdür Bey. Güveninizi boşa çıkarmayacağım.' dedi. Müdür Bey;
-'Ha bu arada söylemeyi unuttum. Sizi oraya geçici olarak gönderiyoruz. Yeni birini bulana kadar orada kalacaksınız. Belki 1 ay, belki 1 yıl, belki bir ömür.' dedi. Mina kafasıyla onayladı ve hemen odadan çıktı. Masasının üstünde bulunan herşeyi toparladı. En son birşey kaldı masanın üzerinde, o da Baekinin fotoğrafının bulunduğu çerçeveydi. Onu da aldı yanına. Herşeyi tamamdı. Artık eve gidip toparlanması gerekiyordu.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Havalimanı tıklım tıklımdı. Uçağın gelmesine yarım saat kalmıştı. Bavulunu güvenlikten geçirirken aklına ailesi ve dostları geldi. Hemen bir köşeye çekilip Betül ve Burcu' yu görüntülü aradı. Telefonu Betül açmıştı. Tabii yanında Burcu ile birlikte. Mina heyecandan yerinde duramıyordu. Hemen;
-'Kızlar yanınıza geliyorum.' dedi. Betül ve Burcu sevinçten çığlık attı.
-'Nasıl yani tatil için mi yoksa bizi özlediğin için mi?' dedi Betül.
-'Hayır sizin şirketinize genel müdür olarak. Bana bir ev ayarlayın kızlar.' dedi. Betül ve Burcu;
-'Neee' diye çığlıktan sonra 'Yani bundan sonra yine 3 kafadar olarak takılacaz desenize.' dedi Burcu. Konuşmalar böyle devam ederken bir anons sesi geldi.
"Sevgili yolcular Güney Kore' ye giden uçağınız 5 dakika içinde kalkacaktır." dedi. Mina hemen dostlarına veda ederek annesini aradı. Aceleyle;
-'Anne bugün çok acil bir nedenden dolayı beni Kore' deki şirketimize genel müdür olarak gönderdiler. Şu an havalimanındayım. Çok özür dilerim geç cevap verdiğim için. Babama onu çok sevdiğimi söyler misin? Ayrıca seni de çok seviyorum. Kore' ye gidince size ulaşırım. Şimdi kapatmam lazım, uçağa biniyorum. Hoşçakal.' diye annesine mesaj bıraktı. Ve uçağa doğru ilerlemeye devam etti.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Uçaktaki yerine geçti. Cam kenarının yanındaki koltuk olduğu için Allah' a şükrediyordu. Hemen yerine kuruldu. İki yanındada kimse oturmuyordu. Bu yüzden bütün yolculuk boyunca Baek' e bakabileceği çok mutlu oldu. Uçak kalktığında hala cam kenarı boştu. Mina gökyüzüne bakmak için o koltuğa geçti. Tek başına olduğu için çok sıkılmıştı. Yanına aldığı küçük el çantasına baktı. İçinden Baekin çerçevesini çıkardı. Kulağınada ipodunun kulaklığını takıp favori şarkısını Infinite-Back açtı. Bu şarkı onun için çok özeldi. Çünkü telaffuzu Baek gibi çıkıyordu. Şarkısını dinleyip Baekin çerçevesine bakarak uykuya daldı. O sırada uçak aktarma yapacak yolcular için aşağı inmişti.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

-'Hey lady, hey lady' diye bir sesle gözlerini açtı Mina. Karşısında bir adam duruyordu. Ağzında maske, gözlerinde koyu gözlük ve kafasında bir bere ile, çatpat ingilizcesiyle Mina' ya sesleniyordu. Mina' nın ingilizcesi iyi olduğu için birkez daha şükrediyordu. Hemen ingilizcesiyle
-'Efendim. Bir sorun mu var?' dedi. Karşısındaki adam karşılık olarak
-'Evet o koltuk benim' diyerek elindeki numara kağıdını gösterdi. Mina adamın yerine oturmuştu. Hemen ayağa kalktı. O sırada elindeki Baek çerçevesi düştü.
-'Hayır yaa olamaz.' diye çerçeveyi yerden aldı. Mina çok üzülmüştü. Farklı bir dille konuşmuş olsada karşısındaki adam üzüntüsünü farketmişti. Mina yerine geçerken;
-'Çok özür dilerim. Burası boş sanmıştım' diye kendini ingilizce anlattı. Gizemli adan sadece
-'Önemli değil' dedi. Mina adamın sesini çok tanıdığı birine benzetmişti. Mina çerçeveye o kadar çok dalmıştı ki gelen hostesi farketmemişti. Gizemli adam Mina' yı dürtüp kafasıyla hostesi işaret etti. Hostesin elindeki tepsiden hemen bir kahve fincanı aldı.

Gizemli adam bir ara Mina' ya dönüp yine o çatpat ingilizceyle sordu;
-'Çok mu seviyorsunuz?' dedi. Mina hemen;
-'Ne efendim anlamadım.' dedi. Gizemli adam;
-'Elinde fotoğrafı bulunan adamı çok mu seviyorsun?' dedi. Mina hala elinde çerçevenin durduğunu farketti. Çantasına sıkıştırmaya çalışarak;
-'Hayır ya ne alakası var?' dedi. Kimsenin görmesini öğrenmesini istemiyordu. Çünkü onu görenler deli sanıyordu.
-'Eğer öyle olmasaydı ipod ekranın, kolundaki bilekliğin, üzerindeki tişörtte ve elindeki çerçevede fotoğrafı bulunmazdı. Öyle değil mi?' dedi. Mina köşeye sıkıştığı hissetmişti.
-'Bu sizi ilgilendirmez. Bu benim hayatım.' dedi. Gizemli adam hiç dinlemeden devam etti;
-'Byun Baekhyun değil mi? Her kızın rüyasını süsleyen yakışıklı piç. Senide mi kendine bağladı?' diyerek Mina' ya baktı. Mina çok sinirlenmişti. Özelliklede Baeke küfür etmesi. Tam ağzını açacakken
-'Gerçekten çok saçma. O dünya çapında tanınan çok ünlü bir şarkıcı sen ise sıradan bir insansın. Böyle yaparak onun sana ait olacağını mı sanıyorsun. Etrafında o kadar kız hayranı varken seni farkeder mi sanıyorsun haa. Böyle her yerde onun fotoğrafını taşıman çok çocukça.' dedi. Mina iyice sinirlenmişti. Tamam Baek sadece ona ait olamayacaktı biliyordu. Ama gerçekler acıdır derler ya aynen öyle hissetmişti Mina.
-'Sen ne olduğunu sanıyorsun haa. Çok mu ünlüsün? Baek kadar yakışıklı, sempatik, tatlı mısın? Etrafında bulunan çok mu insan var? Ya da senin için ömrünü feda edecek sıradan bir insana sahip misin? Hiçbir zaman anlayamazsın benim ona olan sonsuz aşkımı, sevgimi. Asla benim gibi bir aşığın olamayacağı için sana sadece acıyorum.' dedi. Gizemli adam;
-'Aslında öyle bir açığa sahibim.' dedi. Mina son sözleri duymamıştı. Belkide bu sözler hayatını değiştirebilirdi. Ama artık asla bilemeyecekti. Mina gizemli adamla yan yana bulunmamak için aralarında bir koltuk bırakarak boş koltuğa geçti. Geçerkende 'Allahım inşallah bu koltuğunda sahibi çıkmaz.' demişti.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Uçak Güney Kore'ye iniş yapmaya hazırlaniyordu. Mina hayallerini süsleyen adamın bulunduğu ülkeye geldigi için çok mutluydu. Uçaktan indikten sonra onları bekleyen insanların bulunduğu alana yöneldi. Betül ve Burcu' yu farketmesi çok sürmedi. Bu kadar çekik insan arasında iki normal Türk. Aynı çirkin ördek yavrusu gibi diğerlerinden ayrılıyorlardı. İkisininde yüzlerinde kocaman gülücük ifadesi bulunuyordu. Bir ara sanki arkalarında Luhan ve Sehun' un olduğunu gördü. Kızların yanına gelirken boynuna önce Betül daha sonra Burcu sarıldı. Betül ve Burcu Mina' nın bavullarını taşıyarak arabaya yürüdüler. Mina arkaya ikiside öne oturmuştu. Konuyu Mina açtı;
-'Kızlar sanki az önce yanlarınızda Luhan ve Sehun' u gördüm ya' dedi. Betül ve Burcu alışkanlıklarını bırakmamıştı. Yine ikisi aynı ağızdan;
-'İnsanın sevgilisiyle olması suç mu?' dediler. Mina arka koltukta kalp krizi geçirmemek için kendini zor tuttu. Çünkü dostları hedeflerini gerçekleştirmişti.

7 KUYRUKLU RÜYA || Byun Baek Hyun ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin