7 KUYRUKLU RÜYA || Byun Baek Hyun ✔

→16←Mangal

Evvet sevgili ve çok saygılı okuryoritalarım size verdiğim sözü tuttum ve yazılım biter bitmez sizin için yb yazdım hehe. Bu bölümü geç geldiği için faizli olarak uzun tuttum. Ben en iyisi gideyimde sizde bölümü okuyun. Unutmadan vote ve yorumlar benim için önemli. Bak valla az gelirse yb yi yine geç yayımlarım he. Neyse MizBaek Forever ♥
Öptüm bay, deptim kaç (yazar kafayı yerse temalı asdjbxf valla hep sınavlar ve ezberler yüzünden).

Mina ile Baekin yeni evlerine taşınalı ve yapışık ellerinden kurtulmalarının üstünden üç gün geçmişti. Mina odada uyurken, Baek çoktan çıkmış ve şirkete gitmişti. Comeback zamanı olduğu için bu aralar daha çok çalışıyordu. Ana vokal olması dans ile arasını bozuyordu. Bu yüzden genellikle arka planda kalıyordu dans konusunda. Bu durum canını sıkmıyordu, sesine güveniyordu Baek. Ama yinede dans için elinden gelen herşeyi yapıyordu. İnsanlara, özellikle fanlarına, iyi görünmesi onun için önemliydi.

Güneş sonunda gözlerini yaktığında Mina yataktan kalkabildi. Yaklaşık yarım saattir kulağında bir ses zır zır zırlıyordu. Sersemce yatakta bağdaş kurup oturdu. Etrafı dinledi bir süre. Belki de hayal görüyorumdur diye. Ama tekrar zil sesini duyduğunda sonunda yatağını terk etmek zorunda kaldı. Merdivenlerden aşağı inerken bir yandan da "Kim bu saatte?" diye içinden en güzel bedduaları sıralıyordu. Tam kapı tekrar çalmaya hazırlanıyordu ki, Mina nın aniden açması engellemişti. Kapıyı çalan hiç şüphesiz Sehun dan başkası değildi. Mina ona "Bu saatte uyandırdığın için seni öldüreceğim" bakışı atarken, Sehun onu hiç dinlemeden içeriye bodoslama daldı ve

-'Noona iki saattir kapıdayım, niye açmıyorsun?'  diyerek isyanlara başladı. Mina ise gözlerini sinirle ovuşturup;

-'Sehun sabahın bu saatinde işin ne? İşsiz felan mısın?' diye karşılık verdi. Sehun tekrar söze devam ederek;

-'Noona şu arkadaşın, yani sevgilim. Ah Tanrım çok kıskanç'  diyerek koltukta iyice yayıldı. Anlaşılan Sehun yine yanlış bir hareket yapmıştı. Gerçi Burcu yu sinirlendirmek için yanlış bir harekete gerek yoktu ya. Sehun un bir kızın bulunduğu ortamda nefes alması bile onu kıskandırmaya yetiyordu.

-'Ahh Sehun. Yine ne yaptın?' dedi Mina.

-'Ya noona aslında birşey yaptım sayılmaz. Bak şimdi olay şöyle oldu. Dün ben ve biricik sevgilim alışverişten dönerken yolda bir dilenci gördük. Yaaa ben de durumuna üzüldüm ve ona para verdim. Para verdiğim için bana gülümsedi ben de istemsizce karşılık verdim. Birde parayı alırken yanlışlıkla ellerimiz değmiş, gerçi ben bunu farketmedim ya neyse.'  dedi. Tam devam edeceği sırada Mina onu durdurdu;

-'Bunun nesi kıskançlık?' diye sorarak olayı anlamaya çalıştı.

-'Imm çünkü dilenci bizim yaşlarımızda görünen bir kızdı. Dün akşama kadar bana "Niye güldün? Niye elin değdi? Yoksa beni sevmiyor musun? Çok mu çirkinim. Ühü ühü" gibi sitem sözleri yağdırdı. Bugünde Luhan la onlara giderken beni eve almadı. Ahh Tanrım ne yapacağım ben bu kızla?'  dedi Sehun.

-'Uuu desene durum vahim. Geçmiş olsun Sehun.' dedi Mina onun kollarını sıvazlayıp. Sehun aklına birşey gelmiş olacak ki ani bir hareketle ayağa kalktı.

-'Noona sanırım kendimi affettirmek için ne yapacağımı buldum.' dedi. Mina anlamsızca ona bakarken Sehun planı anlatmaya başlamıştı.

-'Şimdi noona ben uzun zamandır Burcu yüzünden sizi yani Türkleri araştırıyordum. Tarihinizi, kültürünüzü, yemeklerinizi vs. vs. Ve en sonunda çok garip birşey buldum. Sizler piknik yapıyormuşsunuz. Pikniktede Luhan ın dediğine göre Mangal mı ne yapıyorsunuz. Noona lütfen biz Luhan la mangal yapmak istiyoruz. Lütfen yardımına ihtiyacımız var. Ne olur yardım et. Lütfennnnn. Ama kimseye söyleme.'  diye yalvaran gözleriyle baktı. Mina ise uykulu gözleriyle sadece olayı anlamaya çalışıyordu. En son Sehun un ne dediğini anladığında