Zor günler kapıdaydı hane halkı alışkındı elbet bu zorluğa . Ancak bu sefer hal başkaydı . Koskoca yeni bağımsız hür bir beylik kurulmuştu kolay değildi . Osman Bey sabah olunca yanına varisleri Orhan ile Alaeddini de alıp uzun sürecek bir vazifeye gidecekti.
Bala Hatun ile Malhun Hatun senelerce bey hatunluğu yaptıkları için onlara bu vazife daha katlanılabilir geliyordu . Ama Nilüfer Hatun ile Gonca Hatun bu uzun ayrılık için daha toydular . Üstelik Nilüfer Hatun' un bir de el kadar bebesi vardı . Diğer vazifelere benzemeyecekti bu haftalarca belki de aylarca sürecek bir görevdi .
Gonca Hatun şehzadesi ile odalarında yataklarının bir ucuna biri diğer ucuna öbürü oturmuş vazifenin önemi hakkında konuşurlardı . Alaeddin detayları anlatırdı lakin Gonca' nın aklında kalan yalnızca tek şey haftalarca gelmeyecekleri ve vazifenin zorluğu olmuştu .
Gonca ' nın bu vazife bir türlü içine sinmemişti . İçinde kötü bir his vardı . Hisleri öyle kuvvetliydi ki daha şehzadenin göreve gideceğini öğrendiğinden beridir kaç gecedir uykularından kabusları eksik olmazdı .
Gonca Bey kızıydı atasından dolayı elbet alışıktı zaten bu vazifelere . Atası vakti zamanında kendisine ve ağabeyi Mehmet Beye yerine getirmek üzere günler süren görevler verirdi . Ata sözünün üzerine söz söylenmezdi onlara bebeliklerinden beri öğretilen ilk şey buydu bunu en iyi o bilirdi . Ama yine de içindeki sıkıntıya bir türlü engel olamazdı . Kalbi sıkışır bu sıkıntı hiçbir işe odaklanamamasına kaç gündür sadece uzaklara dalıp gitmesine sebep olurdu .
Gonca yine de elden bir şey gelmeyeceğini bile bile şansını bir denemek istedi
" Senin de gitmen şart mıdır ? zaten Orhan Bey ağabeyimde gider vazifeye sen burada kalsan olmaz mı ? "
Şehzade cihan güzeli Hatunu 'nun ahu gözlerine bakar derin derin orada zaten günlerdir aynı şeyi görüyordur . O güzel gözlerde Korku vardır endişe vardır sevdiği yanı başında olmasına rağmen daha şimdiden hasret görür özlem görür ama elden ne gelir.
Uzanır Hatunun küçük ve soğuk ellerini kendi ellerinin arasına alır . Minicik eller kendi elleri arasında kaybolur . Hatunu ' nun ellerine kaydırdığı bakışlarını gözlerine yöneltirken bir taraftan da Hatunu' nun ellerini kendi elinin başparmakları ile okşamaktadır .
" Atam böyle uygun görmüş. Lafını ikiletmek veya sözünün üstüne söz söylemek bize yakışmaz . "
"Evet ama - " Şehzade Hatunun lafını böler
" Ama sende bir şey var korkarsın ne deyü korkarsın diyesin hele bana "
" Bir nedeni yoktur . Sadece " Nefes verir . Ellerinin şehzadenin parmakları arasından kurtarıp , Alaeddin' in sol elini , sol tarafına tam kalbinin üzerine getirip devam eder .
" Sadece na bu yüreğim gideceğini öğrendiğimden beri sıkışıp durur . Bende anlamam "
" Hilecim , Dünya güzelim , Hayatımın özü , ruhumun şifası ... Korkma . Ben bilirim sen benden ilk defa bu kadar uzun ayrı kalıcaksın diye böylesin ama ayrılacağız gönlümüz de hasret rüzgarları esecek ki kavuşmamız da bir o kadar güzel olsun . "
Uzanıp alnına bir öpücük kondurur . Şehzadenin onu alnından öpmesi Goncanın hacmi küçük içine sığdırdıkları büyük yüreğini en çok ferahlatan en sevdiği şeydi . Güvende hissettiriyordu . Ama işte bu sefer hâl başkaydı . Görev çetin Hatunun gönül kalesinin duvarları ise bir o kadar kırılgandı.
Sabah olunca her odada ayrı bir telaş oluşmuştu . Hatunlar bu zorlu görev için beylerini hazırlamaktaydılar . Gonca kalbi endişeden , aklı ise vesveseden geçilmez bir halde de olsa şehzadesini en iyi şekilde hazırlamıştı . Birbirlerine hiç ayrılmak istemez gibi sımsıkı sarıldılar. Kapıda bekletilmemesi gereken bir Osman Bey olmasa ayrılmaya da niyetleri yoktu . Ama işte sağ olsun var olsun ki Osman Bey vardı ve sevdalılar birbirlerinden ayrılmak zorundaydılar .