Zehir 2

870 38 13
                                    

Aradan günler geçmişti .
Dile kolay üç gün koskoca üç gün gerçekten de dile kolaydı çünkü zaman geçmek bilmezdi Üç gün üç yıl olmuştu .

Genç Şehzade yanı başında içi ot dolu heybesi önünde havanı şifa getirecek olan zehri hazırlardı. Kendi elleriyle kendi gönlünün şifasının zehrini hazırlardı. Ebe Hatunun tarifindekileri harfiyen hazırlardı. Fazlası vardı eksiği yoktu. Fazlası vardı çünkü şehzadenin akan gözyaşları da karışmışdı bir kere şifa getirecek olan zehire .

Bala Hatun karışımı hazırlama görevini başka bir şifacıya vermeyi teklif etmiş ancak Alaeddin reddetmişti . Kimseye güveni yoktu bu çok hassas bir durumdu . Karışımdaki en ufak bir yanlış Hatununa zarar verebilirdi . Büyük bir hassasiyet ile hazırlanması gerekliydi .

" Gardaşım daha iyi misin ? Gerçi nasıl iyi olacan bendeki de soru ama ne diyeceğimi de bilmezim"

Yorgun ve çaresiz bakışlarını yavaşça odaya giren ağabeyine çevirmişti şehzade . Onun da hali içler acısıydı .

" Ben iyi olsam ne yazar ağabey benim Hatunum gönlümün şifası iyi olmadıktan sonra benim iyiliğimin kime ne yararı var "

Orhan Bey usulca yanaşmış neredeyse karışımı bitirmiş olan Alaeddin ' in yanına oturmuştu .

" Bilirim üzgünsün bilirim canın yanar ama derdi veren dermanını da verir sabret gardaş sabret "

Alaeddin' in şu geçen günlerde sabretmekten başka bir şey gelmezdi zaten elinden . O güçlü olmalıydı o karnında ölü bebesi bedeninde zehri dolaşan Hatununu teselli etmeliydi .

" Sabır zaten ağabey sabır ederim ama sanırsam o sabrın son demlerindeyim "

Bu süreçte Orhan Bey bile oldukça yıpranmış bir gardaşının yanına bir Nilüfer Hatunun yanına mekik dokurdu . Anası Malhun Hatun sıkıca tembihlemiş

" Aman oğlum sakın Nilüferi Gonca' nın yanına yanaştırmayasın kız gebedir. Üzüntüden Allah korusun bebesine bir şey olur bilirsin goncayı ne çok sever " demişti .

Ama Nilüfer tam tersi Goncayı görmek için can atar onu yollamayan Beyine sitem ederdi . Daha Goncayı görmeden bile derin bir keder hali vardı Hatunda .

" Biz Gonca ile ne Hayaller kurduk . Biz bu bebeleri beraber büyütecektik. Şimdi onun kucağı boş kaldı . Boş kalmasını geçtim zavallıcık kendi derdi ile uğraşır " derdi .

Malhun için söz ağızdan çıkmıştı bir kere gelin kısmına ise büyük sözüne harfiyen uymak kalmıştı .

Üç gün önce Şifacı Ebeyi uğurladıktan hemen sonra daha etraftakiler olayın şokunu üzüntüsünü dahi atlatamadan Bala herkesi Gonca' nın odasından def etmiş Alaeddini de Orhana emanet edip Goncayı hamama götürmüştü . Gonca ' nın içinden kıpırdamak dahi gelmiyordu ama itiraz etmeye de gücü yoktu . Olanları algılamak için bile çaba sarf etmek fazla geliyordu dopdolu olan zihnine . Bala Hatun Gonca' nın ferahlamaya ihtiyacı olduğunu düşünmüştü. Güzel gelini' nin kolunun altına girerek ona destek olmuş , diğer koluna girmesi için ise kapı kenarında bekleyen üzgün bakışlarına rağmen merakını elden bırakmayan Fatmayı çağırmıştı . Hamama girdikten sonra Fatmayı da ağabeylerinin yanına her ne kadar gitmek istemese de yollamıştı .

Malhun Bala' ya bende geleyim demiş ancak Bala onu reddetmişti . Tanırdı çünkü Goncayı Malhunun yanında çekinirdi rahat edemezdi . Fatmayı da bu sebepten ötürü yollamıştı.

Titrerdi Gonca tir tir titrerdi Fakat daha Bala onu soymamıştı ki . Bakışlarını yine sabitleyip dikecek bir yer bulmuş ayırmazdı o noktadan.

AlgonistanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin