Yorulmuştu Gonca çok yorulmuştu . Artık yolun sonuna geldiğini hissediyordu . Yol tükenmişti farkındaydı . Rüzgardan yeleleri dalga dalga dalgalanan güzel atından inmek zorunda kalmıştı az ötesi uçurumdu . Az sonra ağabeyi Mehmet ve alplar ona yetişirdi . Biliyordu ama hiç acele etmedi . Kaçmaya dahi dermanı yoktu . Yorgun olan bedeni olsa inatçılığı galip gelir son gücüne kadar kaçardı . Ama ruhu yorgundu minicik kalbi onun kontrolünden çıkmış sanki başka bir bedende atardı .Şu güç durumda bile atına kıyamadı yanı başındaki bir ağaca bağladı yelelerini usul usul severken atının huysuzlanmasıyla az sonra ağabeyim burada olur diye geçirdi içinden.
Çok geçmeden sinirli Mehmet görünüre geldi . Tozu dumana katarcasına şahlanan atıyla beraber küçük kız kardeşinin önünde durdu .
Gonca ağabeyini severdi hemde çok severdi . Kırgındı ona dargındı ona ama Mehmete olan sevgisi hissetmediği kalbinin derinlerinde bir yerde atardı .
" Bu ne saçmalık Gonca . Toy günü kaçmak da ne demek . Sen bizi beyliğimizi rezil etmek için mi uğraşırsın " ağzından köpükler çıkartırcasına sinirli ve coşkuluydu sesi .
Atından inip kız kardeşinin üzerine yürüdü . Ama Gonca cevap vermedi . Söyleyebileceği tüm kelimeleri toydan önceki günlerde tüketmişti çünkü. Çok yalvarmıştı çok yakarmıştı ama duymazdan gelinmişti .
Goncanın sessizliği zaten sinirli olan Mehmeti daha da sinirlendirdi .
" Cevap versene haa neden susarsın"
Ancak o an geri geri bir kaç adım atan bacısının ayaklarının çok değil bir kaç metre gerisinin uçurum olduğunu idrak edebilmişti .
Titreyen dudaklarından cansız bir " Neden " dökülmüştü Goncanın .
" Ne neden "
" Ben senin bacın değil miyim ? Sen benim ağabeyim değil misin ? Mutsuzum . Çok mutsuzum . Beni neden görmezsin ağabey . Benim sessiz feryatlarımı neden işitmezsin ? " Geç kaldığını bilse dahi yine de hesap sordu Gonca .
Mehmet nasıl ki bir kıvılcımla alevleniyorsa aynı şekilde bacısının böyle bir iki içli kelamıyla da yumuşayacak birisiydi . Ama şuan durum çok farklıydı . İşin içinde Candaroğulları vardı . Verilen sözler vardı . Her şeyden öte Kayılar vardı . Onların gözünde verdiği sözden dönen birisi olmak istemiyordu . Hem Goncayı Candaroğlu ile evlendirmekten vazgeçtiler diyelim sonrası ne olacaktı . Nerede görülmüş genç güzel akıllı bir bey kızının bekar kaldığı . Elbet bugün olmazsa yarın başkası ile evlendirilecekti .
Gonca Alaeddin ile evlenmek isterdi bilirdi ama Alaeddin ile evlendirseler ne olacaktı ki . Bacısı en büyük zaafı olacaktı ve asla hiçbir zaman istediği gibi hareket edemeyecekti . Hiç haz etmediği kayılara kız vermek düşüncesi bile tüylerini diken diken etmeye yetiyordu .
"Ben seni işitirim Gonca . Amma sen beni işitmezsin asıl bacım. Söz verdik bir kere verilen sözden caymak bize yakışmaz "
Verilen sözler mutsuzluk getirirdi ama bunu kimsenin gördüğü yoktu .
Mehmeti afallatan bir soru geldi Goncadan ." Ağabey sen hiç sevdalandın mı ?"
" Hayır " Kafasını kaşıdı Mehmet " Nereden çıktı bu yeri mi "
Gonca gülümsedi . En acı en buruk ama en içten gülümsemesini gösterdi ağabeyine
" İçim almaz ki " dedi nazlı nazlı omuz silkerek . " İçim almaz benim ondan başka hiç kimseyi İçim almaz "
" Goncaaaaa etmeee "
" Kimse onun gibi bakmaz ki ağabey kimse onun gibi gülmez kimse onun gibi sevmez beni sevemez "