Günler geçmişti acı haberi alalı . Genç şehzade günlerdir kendinde değildi . Yarı baygın bir şekilde yatağından neredeyse hiç çıkmamıştı günlerdir . Nasıl çıkabilirdi ki . Bu yürek sızısına uyanık bir bünye dayanamazdı . Acısını uykuya tutturmuştu . Daha ne kadar böyle devam edeceği bilinmezdi elbet bir yerde bu yatak ona dar gelecekti ama o sadece gözlerini yummuş bu kabusun bir yerde son bulmasını dilerdi .
Anası atası ağabeyi bacısı herkes tüm her şeyi bırakmış , seferber olmuş dünyası başına yıkılan zamanı tek bir anda takılı kalan şehzadenin etrafında pervane olmuştu .
Uyurdu şehzade ya uyurdu ya uyanıklıkla uyku arasındaki o mahmurlukta gezinirdi . Gözlerini her kapattığında sevdiğinin o güzel çehresini ceylan gözlerini görmek arzusuyla uykuya teslim olurdu .
O gün o acı haberi aldığı gün aslında her şeyin başlangıcı olacak o gündü. Ceylan gözlüsünü kaçıracaktı o gün kafasına koymuştu kararlıydı . Atasıyla anasına durumu anlatmış başta razı olmayan ikiliyi çok büyük bir güçlükle en sonunda ikna edebilmişti .
Goncasının o her şeyin biteceğini düşündüğü gün aslında kocaman bembeyaz tertemiz bir başlangıç olacaktı . Ama olamadı .
Acı haberi aldı göğsü sıkıştı dizleri tutmaz oldu ayaklarının bağı çözüldü . Baysungur yanında olmasa koskoca şehzade oracıkta yere yığılacaktı . Zor bela gizlendikleri toyun yapılacağı bahçeden sehzadeyi çıkarabilmiş atasının sarayına kadar getirmisti .
Bala Hatun çok korkardı evladını daha önce asla bu şekilde görmemişti . Ölen Gonca değil de sanki oydu . Nefes alırdı ama sadece o kadar geri kalan hiçbir şeyi tam yapamazdı . Ne yer içer ne güler ne konuşur ne yatağından kalkar hareket eder olmuştu .
Onca hastaya şifa olan tabip şehzadenin bir kendine faydası yoktu . Her şey çok başka olabilirdi . Şimdi şu baş ucunda sevdiği biriciği olabilirdi . Ama yoktu işte . Yoktu . Hem de bir daha gelmemek üzere yoktu . Boşluğu asla dolmamak üzere yoktu . Kendi yoktu ama acısı vardı kalp sızısı vardı . Açtığı koskocaman boşluğu vardı .
Yine uyku mahmurluğunda sevdiginine kavuşabilme düşüncesi ile boğuşurken kapının çalındığını işitti . Başta kulaklarım mı çınlar diye düşündü ama çok düşünmesine fırsat kalmadan Baysungurun tok sesini işitti .
" Destur var mıdır şehzadem "
Yataktan kalkıp alpinin önünde kendine çeki düzen vermesi gerekirdi ama o güç var mıydı ? Elbette ki yoktu . Gözlerini aralayabilmek için bile güçsüz düşmüş bünyesi oldukça güç sarf etti .
"Gelesin " dedi cüssesinden beklenmeyecek şekilde mırıldanır gibi . Duymuş mudur acaba diye düşündü ama kapının peşi sıra hemen açılmasıyla bir anlık oh çekti .
Daha şehzadenin söze başlamasına fırsat kalmadan Baysungur tez canlılıkla söze başladı
" Şehzadem size çok büyük bir haberim var "
" Söyleyesin dinliyorum "
" Şehzadem Gonca Hatun ... "
O büyülü güzel ismi duymasıyla bir anda yatakta doğruldu şehzade .
" Yoksa - yoksa germiyanoğlu günler sonunda bulmuşlar mı goncayı ?" Ağlamaktan kan çanağına dönen gözleri doldu .
İçli bir nefes verdi . Titreyen sesiyle
" Bir mezarının bile olmaması benimde çok gücüme giderdi şimdi ona yaraşır bir mezar yaptırırlar belki ruhu bir nebze de olsa huzur bulur ha " Beklenti ile baktı sadık alpine .