- 13 -

3.4K 416 311
                                    


Çok üzülüyorum okunma sayımız ile oy sayımız dengesiz olduğu için :(


_______________________________________________

Seungmin bir kez daha çalan kapı ile oturduğu yerden ayaklandığında, Jisung tuttuğu nefesini vererek olduğu yerde kıpırdandı.

Bugün için fazlaca heyecanlıydı. Sabah erkenden kalkmış, Seungmin'in evine geçmiş, temizlik yapmasına yardım etmiş, o yemek yaparken sofrayı kurmuş, kalan vakitte ise arkadaşının söylenmelerini bol bol dinlemişti.

Seungmin'in Minho'ya olan önyargılarını tabii ki de anlayabiliyordu. Evliliklerinin ilk ayı Minho'nun kaç yaşında olduğunu bile bilmeden geçmişti. Bir umut ile tutunduğu kaçış yolu başka bir kafes olmuştu ona.

Kaç sayısız gece hiç bilmediği bir evin yatağında ağlayarak uyuya kaldı sayamamıştı bile. Evi gezmeye korkmuş, bir bardak su içmek zor gelmişti başlarda. Bir kocası vardı. Yalnızca ismini bildiği bir de şimdi taşımak zorunda olduğu soy adının ağırlığı vardı üzerinde. Bildiği yalnızca bunlardı. Yeni evinin adresini bile bilmiyordu, oturduğu sokağın ismini, kocasının ailesini tanımıyordu.

Görmüyordu onu. Jisung evliliklerinin ikinci ayında öğrendi kocasının göz rengini. Çalıştığı yeri.

Onun hakkında hala hiçbir şey bilmiyordu. Evlilik bu değildi elbette, onların içinde evliliğe dair tek bir şey yoktu.

Jisung'un ağlarken yüzünü kapattığı elinde sıcak göz yaşlarına çarpan soğuk nişan yüzüğü dışında.

Yinede Jisung ağlayıp kendi varlığına lanetler okurken bir kez bile Minho'nun adını kullanmamış, kendini suçlamış onu yine hayatının kötü diye adlandırdığı hiçbir yerine değdirmemişti.

Belki de en çok bu yüzden sinir oluyordu ona Seungmin. İlk tanıştıklarında, Seungmin ona kahvaltı getirdiği zaman yere çömelip hıçkıra hıçkıra ağladığı için. Aylar sona midesine doğru düzgün bir şey girecek olmasına öyle sevinmişti ki.

Seungmin bütün titizliğine rağmen ona düzgün yemek yapamıyorsan neden dışarıdan söylemiyorsun dediğinde, yemek dolu yanakları ile göz yaşların rağmen gülümseyip. Ben evin adresini bilmiyorum ki dediği andan beri nefret ediyordu genç çocuğun hiç görmediği kocasından.

Jisung'un yalnız kalmaktan ne denli korktuğunu bu yüzden uyurken bile televizyonu yüksek sesle açık bıraktığını öğrendikten sonra, Minho'nun eve gelip daha dikkatli olması gerektiğini elektriği bu şekilde harcayamacağını söylediği için de nefret ediyor olabilirdi.

Genç çocuk kollarında yok olmak ister gibi küçülüp ağladığı her sefer için nefret ediyordu Seungmin Lee Minho'dan.

Yinede bugün hiçbir şeyi maafetmeyecekti çünkü sabah yemek hazırlarken bile yerinde duramayan küçük çocuğun mutluluğu, yine onu yok eden adamdan geçiyordu.

Bu yeterince zor olmalıydı...

Jisung, kapı açılır açılmaz elinde poşetler ile koşturarak giren Felix'e karşı anında ayaklanarak girişe adımladı.

"Felix diyorum! Dışarıdan bir şey sokamazsın evime! Bırak onları dışarıda!"

Seungmin bütün apartmanı inletecek şekilde bağırırken, Felix'e sarılmak için hazırlanan Jisung korku ile o tarafa dönmüş, Felix ise anında kendini korumak için bedenini, Jisung'un bedeninin arkasına gizlemişti.

"Ya bunları da güvendiğim bir arkadaşım yaptı diyorum!"

"Felix! Çıldırtma beni dışarıdan geldi onlar dışarıda kalacak! Vallaha almam seni eve!"

Thorns of Love ["minsung"]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin