4. BÖLÜM

6 2 0
                                    

Evet yeni bölümle sizlerleyim. Umarım beğenirsiniz.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Pek umursamadan bilgisayarımı kapattım ve yatağımdan kalkıp aşağıya indim. Canım ailem (!) Oturmuş film izliyorlardı. Ben de mutfağa geçip kendime atıştırmalık bir şeyler hazırlıyordum.

Şarkı mırıldanırken bir anda telefonum çalmaya başladı. Kim arardı ki beni bu saatte?

Arayan kişi Hastane Müdürü George'ydi.

"Alo?"
"Merhaba Kris, üzgünüm bu saatte aramam seni rahatsız etmiş olabilir ama şimdi hastaneye gelmen gerekiyor."
"Neden?"
"Hastalar git gide çoğalıyor ne hemşireler ne de doktorlar hiç birine yetişemiyor."
"Tamam o zaman hazırlanıp geliyorum."
"Teşekkürler Kris."
"Rica ederim Müdür George."

Elimdeki son atıştırmalığıda ağzıma atıp odama çıktım. Üstüme olabildiğince rahat olan hemşire takımımı giyip saçımıda tepeden topuz yaptım. Çantamıda hazırladıktan sonra babam'ın yanına gittim.

"Baba, benim acil işim çıktı hastanede arabanın anahtarını alabilir miyim acaba?"
"Ne işiymiş o?"
"Dedim ya hastanede diye bana ihtiyaçları varmış."
"Tamam al."

Deyip verdi. Bu iş birazcıkda kurtulma bahanesiydi. Ve ben bu bahaneyi çok sevmiştim.

Arabaya binip hastaneye doğru yol aldım.

"Kris şuradaki hastalar senin."
"Tamamdır."

Deyip işimin başına koyuldum. Biz hemşirelerin tek görevi hastanın ne rahatsızlığı olduğunu öğrenip ona göre doktor izniyle taburcu etmekti.

Keşke ailemide zihnen taburcu edebilseydim...
İşte hayaller ve hayatlar.

BİR BUÇUK SAAT SONRA:

Bir saatte ne kadar hasta bakabilirim diye hep düşünürdüm keşke hiç düşünmeseydim.

"Kris sen sonradan geldin bize kahve getir."
"Kusura bakma ama ben çok yorgunum."
"Tamam ben kendim alırım."

Bunlarda hazıra alışmışlar. O kadar kolay zaten.














Şuanlık bu kadar yazabildim umarım beğenirsiniz. Motorcu ve Kalp Savaşı ile ilgili daha çok bölüm göreceğizzzzz.


KALP SAVAŞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin