"Seokmin," Yuta zaten Seokmin'in ne demek istediğini anladığını gösteren yarım bir gülümseme verdi. "Sırf sikinin üzerine oturmak istediğim için mi bunu düşünüyorsun... Artık arkadaşın olmadığımı mı düşünüyorsun?"
Seokmin, Yuta'nın sözleri ona anlamlı gelmeden önce neredeyse otomatik olarak başını salladı. "Evet– Doğru, işte bu, evet!"
"Pekala, beni becermeni istiyorum." Yuta söylediğinde Seokmin başka tarafa baktı, hâlâ arkadaşını becerme fikrine alışamamıştı. “Ama biliyorsun, sadece iyi hissetmek istiyorum, hepsi bu.” Yuta kendinden emin bir şekilde gülümsedi ve Seokmin'in dikkatini tekrar çekti. "Kıçıma saplanmış büyük bir penis arkadaşlığımızda en ufak bir değişiklik yaratmayacak, özellikle de bu senin sikinse." Azgın bir ifadeyle dudaklarını yaladı ve Seokmin, Yuta'nın varlığının hiçbir zaman o andaki kadar farkına varmamıştı.
"Her zaman böyle kirli bir ağzın mı vardı?" Rahatsız bir şekilde mırıldandı, yumuşak saç tellerini alnından geri çekip belli bir şekilde düzenledi.
"Çünkü seni tahrik etmek istiyorum. Çalışıyor mu?"
Seokmin bir an tereddüt etti ama sonra bağırarak Yuta'nın kahkahasını tutmasına neden oldu. "HAYIR!"
"Bu da seni daha fazla günahkar yapmaz." Yuta, arkadaşını yozlaştırmaktan başka hiçbir şey istemeyen biri gibi yorum yaptı.
"Peki bu bana ne kazandıracak?"
"Aslında kötü bir şey yok. Sadece bir arkadaşıyla seks yapan bir adam." Sanki dünyadaki en açık ve basit cevapmış gibi konuşuyordu. "Bunda yanlış olan ne? Bir düşünün. İkimizin de ilişkisi yok, sürekli ereksiyon halindeyiz ve kendimizi rahatlatmamız gerekiyor. Sağlıklı erkekler gibi."
Yuta kendisinin ve Seokmin'in sevişmek için her türlü nedene ve haklara sahip olmasının nedenlerini sıralamaya devam etti. "Seokmin, iş bir arkadaşa yardım etmeye gelince, işin içinde günah yok. Biz sadece en iyi arkadaşlarız. Senin sikin, benim kalçalarım, ne fark eder, haksız mıyım?"
Bazı nedenlerden dolayı bu arsız ufaklık gerçekten inandırıcıydı... Seokmin bunu düşündüğüne bile inanamayarak güldü.
"Bundan pek emin değilim."
Birkaç saniyeliğine sessizlik hüküm sürdü ve ikisi arasında sadece bakışmalar yaşandı. Biri arzu ve şüpheyle, diğeri bastırılmış arzuyla dolu. Yuta, Seokminin sandalyedeki gergin vücudunu analiz ederken sırıttı.
"Bana öyle bakmayı bırak."
"Ne gibi?"
"Sanki beni yiyeceksin."
"Ah ama seni yemeyeceğim." Yuta, Seokmin'in beyninde yarattığı kaosu çözmek istediği için söyledi. "Beni yiyen sensin . "
"Yuta bu..." Genç adam düşündü, kendini ifade edecek doğru kelimeyi bulmaya çalışıyordu. "garip."
"Seokmin, sikini kıçıma sokmak nasıl tuhaf bir şey? Bunu yapmamak tuhaf olurdu. Çok tatlı bir kıçım olduğunu biliyorsun."
Gerçekten de Yuta'nın sevimli, yuvarlak ve çok güzel bir kıçı vardı. Seokmin kabul etmek zorundaydı, hatta bazen ısırmayı bile düşünürdü, Tanrı aşkına!
Yuta
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seokmin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
