Arsız↝ Yuta,DK

5✨

Yuta, Seokmin'in onunla seks yapmak istememesinin kendisine tam bir hakaret olduğunu kastetmişti. Sanki Seokmin'in tereddüt etmesi tamamen anormal, dehşet verici ve kabul edilemezmiş gibi. Ama Seokmin yanlış olan değildi, değil mi? Ama Yuta tüm bu sahte öfkeyle onun kafasını karıştırıyordu.

Yuta gözlerini devirdi, endişeliydi ve aletine dokunmak istiyordu ama Seokmin'in kendine dokunmama konusundaki önceki emrine saygı duyuyordu. Ayaklarını yatağın üzerinde sürüyerek huzursuz olmaya başladı.

"Korkaklık yapmayı bırak, Seokmin." diye talep etti Yuta ama sesi daha çok bir ricaya benziyordu. "Ve beni güzelce, sertçe sik, tamam mı?"

Sonra Seokmin'in aklına bir şey geldi. Oh, Yuta bilerek onu kızdırmak için bir velet gibi davranıyordu. Ve işe yaradı çünkü çok kolay pes etmek üzereydi.

"Bilmiyorum..." Seokmin yatağında oturan, çok tatlı bir şekilde somurtan ve kollarını kavuşturmuş onu bekleyen Yuta'ya baktı. İyi. Seokmin bir erkekle birlikte olmayı deneyimlemek istediğini kabul edebilirdi, eğer o Yuta ise daha da fazla. Kalbi hızla atıyordu ve elleri ona dokunma isteğiyle terliyordu. Ama bu duygu onun için hâlâ çok yeniydi. "Eğer kaldırabilirsem..." utanarak mırıldandı, aşağıya baktı, neredeyse Yuta'ya teslim oldu ama hâlâ emin değildi.

Yuta o ana hiç uymayan mutlu ve güzel bir gülümsemeyle baktı ama Seokmin bunu takdir etti. En sevdiği şekeri yeni almış bir çocuk gibiydi ama Yuta'nın durumunda en sevdiği şeker Seokmin'in iç çamaşırının içinde güvenli bir şekilde saklanmıştı.

"Endişelenmene gerek yok! Daha fazla müstehcen şeyler söyleyerek sana yardımcı olacağım." Yatağa diz çökerek güvence verdi ve Seokmin, Yuta'nın şirinliğine hafifçe gülümsedi. "Bu işte iyiyim, bu anı o kadar çok kez hayal ettim ki..." Yuta biraz kızararak ve utanarak itiraf etti. "Beni o büyük ellerinle kaldırıp kıçıma tokat atıyorsun, hm Seokmin, sanırım daha da azgınlaşıyorum."

Seokmin tekrar yutkundu.
"Yuta, bunun nasıl işe yarayacağını bilmiyorum... Belki bu bir hatadır."

"Seokmin. Sakin ol olur musun? Ben zaten kendimi senin için hazırladım." Bunu gururla söyledi ve Seokmin, Yuta'nın söylediği karşısında şok oldu. "Önce güzel kokmak için uzun bir banyo yaptım..."

"Böylece?"

"Evet, buraya gel." Yuta eliyle onu çağırdı ve Seokmin'in sonunda ayağa kalkması biraz zaman aldı. Dikkatli bir şekilde yatağa çıkıp Yuta'nın önerdiği yere oturdu, sırtını duvara yasladı.

Seokmin tüm bu süre boyunca gözlerini yere indirmişti ve yalnızca Yuta'nın kendinden emin bir şekilde kucağına bindiğini hissettiğinde başını kaldırdı. İri adam sabun kokusunun burun deliklerinden yayıldığını hissetti ve içini çekti, elleri yatağın üzerindeydi ve nereye koyacağını bilmiyordu.

"Sonra vücudumu çok iyi kuruttum," diye fısıldadı Yuta kulağının hemen yanına, Seokmin'in tüylerinin diken diken olmasına neden oldu. "Ve kendimi o şekilde yatağa attım..." Yuta kısa bir süreliğine geri çekilip gövdesini kaplayan kapüşonlusunu çıkardı ve Seokmin'in dikkatle baktığı pürüzsüz tenini ortaya çıkardı.

Japon oğlan gülümsedi çünkü Seokmin neredeyse vücudunun üzerine salya akıtıyordu.
Bunu yaparken yumuşak dolgun kalçalarını adamın kucağına bastırıyordu.

Seokmin her şeyi merakla ve tedirginlikle izliyordu. Başka bir erkekle hiç bu kadar yakın olmamıştı, hatta adamın arkadaşı olması da cabasıydı. Nakamoto Yuta, tıpkı bu şekilde çıplak ve resmen Seokmin'e sürtünüyor. İşte bu kadar.

Ve iri adamın vücudu her baskıya ve okşamaya beklemediği bir şekilde tepki verdi.
Seokmin mümkünmüş gibi daha da heyecanlanmaya başlamıştı.