Bölüm 10: Uçan yumruk..

372 31 1
                                    

Akşama kadar, doya doya vakit geçirmiştik ruh eşimle. Filmler izlemiş, oyunlar oynamış, yemek yiyip sohbet etmiştik. Normalde, yemek yeme gibi bir ihtiyacım olmazdı. Aramazdım da, ama taehyung'la yemenin keyifli olabileceğini düşündüğüm için yemiştim bende. Oldukça eğlenceli ve mutlu bir gün geçirmiştim. Ama artık dönmem gerekiyordu. Yukarıdakiler yokluğumu fark ederlerse, taehyung için riskli olabilirdi. Kimliğinin açığa çıkmasını istemezdim. Bu yüzden onun yatağında, onun göğüsünde uzanırken bir anda doğruldum ve oturur pozisyona geçtim.

"Taehyung, artık geri dönmeliyim."

"Jungkook, gitmesen olmaz mı?"

Aynı benim gibi doğrulup karşıma geçerek sorduğunda,masum ve üzgün suratına karşı gülümseyip sağ elimi yanağına atarak okşadım.

"İnan bana bende gitmeyi hiç istemiyorum taehyung. Ama mecburum. Yokluğum fark edilmeden dönsem daha iyi olur. Hem, bu şekilde seni de riske sokmamış olurum."

"Söz konusu sensen, risk umrumda bile olmaz jungkook. Herkesle başa çıkabilirim. Tanrı'nın bile gücü yetmez seni benden almaya."

"Abartma istersen canım ha? Hem öyle bir durumda, bizim de elimiz armut toplamaz herhalde"

Dediğime ufak bir kahkaha attığında gülümsemiştim. Amacım işi şakaya vurarak ortamdaki üzücü ve ciddi havayı dağıtmaktı ve işe yaratmıştı da.

"Hmm. Öyle bir durumda benim meleğim ne yaparmış acaba? çok merak ettim."

Sorusuyla yüzümdeki gülümsemeyi genişletmiş, bir elimi yumruk yaparak havaya kaldırmıştım.

"O zaman onları uçan yumruğumla tanıştırırım."

Taehyung, önce havada ki elime sonra yüzüme bakıp tekrar kahkaha atmıştı.

"uçan yumruk mu?"

"Komik mi taehyung? İstersen onlardan önce seninle tanıştırayım hm? İster misin?"

Sinirle homurdandığımda, ellerini teslim oluyorum der gibi havaya kaldırmıştı.

"Hayır hayır. Çok naziksin bebeğim ama ben böyle iyiyim."

Benden korkuyormuş gibi yapması hoşuma gittiği için gülüşüme engel olamamıştım.

"Hadi benim yakışıklı büyücüm hadi. Çok konuşmada portalı aç."

Taehyung, sözlerimden sonra her ne kadar istemesede, mecburen kalkmak zorunda kalmıştı.

Odasındaki boy aynası'nın önüne geçip ne dediğinden zerre anlamadığım bir kaç büyü kelimesi fısıldıyarak ayna'nın içine açmıştı portalı.

"Bu portalı istediğin her yerde açabiliyor musun?

Merakla sorduğum soruya, kibirli bir gülümsemeyle cevap vermişti

"Söz konusu bensem eğer, evet. İstediğim her yerde açabilirim."

Bu egolu tavrına karşı kıkırdayıp, söylenerek oturduğum yataktan kalktım.

"Egoist ruh eşi, ne olacak."

Ayna'nın tam önünde durarak taehyung'a doğru döndüğümde, bana büyülenmiş gibi bakan gözlerinden gözlerimi ayırmadan konuşmuştum.

"Bugün için teşekkür ederim taehyung. Harika bir gün geçirdim."

Görür görmez aşık olduğum o kare gülümsemesini bana sunduğunda, ellerini crop'umun açıkta bıraktığı belime atıp beni kendine çekmişti.

Heyecandan alt dudağımı dişleyip, ellerimi göğüsüne koyarak kaçamak bakışlar atmaya başlamıştım.

Eğilip alnıma, şakaklarıma, yanaklarıma ve burnumun ucuna tek tek öpücükler bıraktığında, kollarının arasında eriyip mayıştığımı hissettim. Taehyung'un öpücükleri beni bitiriyor, aklımı başımdan alıyordu.

"Asıl ben teşekkür ederim meleğim. Beni görüp bana yazdığın ve bir anda hayatıma girip, sensiz geçen sıkıcı günlerimi güzelleştirdiğin için."

En sonunda geri çekilerek konuştuğunda, ne ara kapattığımı anlamadığım gözlerimi kırpıştırarak aralamıştım.

Yüzümde, engel olamadığım ufak bir gülümseme vardı. Sözleri içimi kıpır kıpır ederken, dayanamayıp yanağına ufak bir öpücük kondurdum.

"O halde, bir sonraki buluşmamızda görüşürüz benim yakışıklı büyücüm."

"Görüşelim, benim güzeller güzeli meleğim."

İstemeden de olsa kollarından ayırıp aynaya doğru döndüğümde, taehyung ben tam adım atmak üzereyken konuşmuştu.

"Bu arada, söylemeden geçemeyeceğim çok güzel olmuşsun güzelim. File çorap sana çok yakışmış."

Söyledikleri her ne kadar beni utandırmış olsa da, beni güzel bulması hoşuma gitmişti. Sonuçta, onun için hazırlanmıştım ve elbette ki beni beğenmesini istiyordum.

"Teşekkür ederim"

Her utandığım anda yaptığım şeyi yapıp elimi refleksle kulağıma götürdüm. Taehyung'da yaptığım bu hareketi, yüzünde oluşan ufak bir tebessümle izlemişti.

"Yine de, o file çorabının ellerimin arasında daha güzel görüneceğine eminim."

Yarım ağız sırıtarak söyledikleri,  ağzımın bir karış aralanmasını sağlamıştı. Yaptığı ima bir tarafa, dediği şeyi istemeden de olsa hayal ettğimde heyecandan karnım kasılmaya, kasıklarım sızlamaya başlamıştı. Yüzüm cayır cayır yanıyordu. yanaklarımın, hatta belki de tüm yüzümün kızardığına emindim.

Lanet olsun ki utanmıştım. Ve her ne kadar mesajlarda ona karşı cesur ve arsız bir tavır sergilesem de, yüz yüze olunca her şey degişiyordu. İstemeden çekingen bir tavra bürünüyordum.

Bu yüzden o ortamdan kaçmadan önce son sözümü söylemiş, hiç beklemeden kendimi portalın içine atmıştım.

"Öyleyse, bunu bir dahaki buluşmamızda mutlaka denemeliyiz."

Naughty Angel (Taekook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin