Bölüm 22: Benimle ev...

332 23 2
                                    

-Ertesi gün-

Bugün, benim için en mutlu günlerden biriydi. Çünkü hem babam gerçekleri ögrenmiş, ares babamın gönlünü almaya cehenneme gitmişti. Hem de beni artık serbest bırakacağını, şeytan güçlerimi baskılamayıp, özgürce ruh eşimle buluşabileceğimi söylemişti.

Eh, bende fırsat bu fırsat diyerek hemen hazırlanmaya başlamıştım. Üzerime yeşil kareli gömleğimi, siyah eteğimi, zincirli kemerimi ve olmazsa olmaz file çoraplarımı giymiş, ayakkabı olarak da ışıltılı postallarımı tercih etmiştim. Oldukça spor ama şık duruyordum.

Ben bugün tam olarak taehyung'un benim için seçtiği o özel kombini giymiştim.

Sonunda tamamen hazır hissettiğimde, son kez aynamdan kendime bakmıştım. oldukça güzel ve seksi görünüyordum.
İçimde ki heyecanın aksine, yüzüme pişkin bir sırıtış yerleştirip parmağımı şıklatarak kendimi taehyung'un evine ışınlamıştım.

Kendimi salona atmamla, gözlerimin taehyung'u araması bir olmuştu. Gözlerim bile eşini görmek için bu kadar yanıp tutuşurken, kalbime ne demeliydim ki?

Taehyung'un salonda olmadığını anladığımda, alt katta ki bütün odalara ışınlanarak girip çıkmaya başlamıştım ama hiçbirinde yoktu. Bu yüzden şansımı üst kattaki yatak odasında kullanmak istedim ve oraya ışınladım.

Odaya girmemle yanaklarımı şişirip sıkıntılı bir soluk verdim. Burada da değildi işte.

Neredeydi bu adam? Evde değil miydi ki?

Gözlerimi devirip çıkacağım sırada duyduğum kapı açılma sesiyle irkilmiştim. Bakışlarımı sesin geldiği yere, yani banyo kapısına çevirdiğimde taehyung beline sardığı havluyla banyodan çıkmış bana doğru geliyordu.

Bense, önümdeki bu nefes kesici manzaraya şok olmuş gözlerle bakıyordum.

Kafasını yerden kaldırmadan saçlarını kurulayan beden, sonunda bana çarparak durduğunda, benim sersemleşmiş bedenim kendini salmış bir şekilde geriye doğru kaymıştı.

Taehyung son anda belimden tutarak beni kendine çektiğinde, burun buruna gelmiştik. Ellerim ani cekişinden dolayı kaslı ve çıplak gövdesini bulmuştu.

Ellerimin altında hissettiğim sert göğüs ve girdiğimiz bu yakınlık kalp atışlarımı hızlandırırken, titrek soluklarımı salmıştım dibimdeki dudaklara.

Taehyung, aramızdaki mesafeyi çok açmadan başını hafif geriye çekmiş şaşkınca gözlerimin içine bakmıştı.

"Jungkook?"

Gözlerim dudakları ve gözleri arasında mekik dokurken, aynı zamanda beni beklemediği için şaşkın çıkan ses tonuna gülümsemiştim.

"Merhaba sevgilim."

Taehyung, ellerini belimden çekip bir iki adım uzaklaştı ve beni baştan aşağıya süzerek dikkatlice incelemeye başladı.

Her bir detayımda, derin yutkunuşunu ve koyulaşan gözlerini görmüştüm. Sanırım onu etkilemeyi başarmıştım.

"Sen... Tanrım, bu ne güzellik. Fotoğraftakinden daha iyi duruyor. Çok güzel olmuşun jungkook. Çok güzel görünüyorsun meleğim."

İçim kıpır kıpır olurken, yüzüme arsız bir sırıtış yerleştirmiştim. Taehyung'un aramıza açtıgı o iki adımlık mesafeyi kapatarak tekrardan dibine girmiş, sıcak soluklarımı tekrar dudaklarına salmıştım.

Bugün, şeytan yönümü ortaya çıkartmak istiyordum. Arsız, yaramaz ve cüretkar bir melek olmak istiyordum.

"Sende tıpkı bir tanrı gibi görünüyorsun sevgilim. Tanrı endymion gibi"

Ellerini tekrar belime yerleştiren sevgilim. Beni kendisine bastırıp, dudaklarını kulağıma sürterek fısıldamıştı.

"Ben endymion'sam, sende benim phoebe'm olur musun?"

Bu dediği beni gülümsetirken, başımı geri çekip göz göze gelmemizi sağladım.

"Sen yeter ki iste sevgilim. Ben senin her şeyin olurum."

"Hmm.. peki eşim de olur musun? Tanrı'nın huzurunda, birbirimize karşı ettiğimiz sonsuz yeminle. Hem ruh eşim olarak hem de tanrı huzurunda olarak, gerçek ve resmi anlamda eşim olur musun? benim yaramaz meleğim.. Benimle evlenir misin?"

İşte şimdi, gerçek anlamıyla büyük bir şok yaşıyordum. Böyle bir teklifi asla ama asla beklemiyordum. Özellikle de, böyle bir ortamda ve böyle bir durumda.

Taehyung, beni ciddi anlamda şaşırtmış şoka sokmuştu. Resmen şaşkınlıktan açılan ağzım ve büyüyen gözlerimle kalakalmıştım öyle ve beni kendime getiren en güzel şey de, taehyung'un aralık dudaklarıma kendi dudaklarını bastırmasıydı.

Taehyung ufacık bir öpücük verip geri çekildiğinde, gözlerini gözlerime kenetlemişti.

"Eee bir cevap vermeyecek misin? Çok mu ani oldu? Teklifi mi beğenmedin yoksa? Bak, eğer beğenmediysen başka bir zaman daha güzelini yap-"

Sözünü yarıda kesen şey, bu sefer benim dudaklarım olmuştu.

Dudaklarına baskılı bir öpücük verip geri çekilmiştim. Şuan o kadar mutluydum ki, bu mutluluğu kelimelerle anlatamıyordum.

Ruh eşim bana evlenme teklifi etmişti. Gerçekte eş olsak bile, o bunu resmiyete dökmek istemişti ve bu benim çok hoşuma gitmişti.

Evliliğimizi resmileştirip onunla sonsuza kadar beraber olmayı bende çok istiyordum. Bu yüzden taehyung'u daha fazla bekletmeyip duymak istediği o cevabı vererek tekrar dudaklarına kapanmıştım.

"Evet, benim yakışıklı büyücüm. Evet... Seninle evlenirim."

□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□

Ya bir şey dicem.
Ben bu bölümü normalde smut devam ettirecektim ama
Nasıl olduysa taehyung bir anda evlenme teklifi etmek istedi herhalde ondan böyle oldu.
Anlamadım bende. 🤭🤷🏼‍♀️

Daha da yazmam herhalde smut zaten güzel yazamıyorum atlarım o yüzden.

Endymion: Endymion, Yunan mitolojisinden yakışıklı bir figürdü. Kral olduğuna inanılan Elis bölgesinde yaşadı. Endymion güzelliğini babası Zeus'tan almıştır.

Phoebe: Phoebe, ay ve av tanrıçasıydı. Adı "parlayan" veya "ışıldayan" anlamına gelir.

Naughty Angel (Taekook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin