Naughty Angel (Taekook)

Bölüm 19: Eşin yesin seni..

Düzenlemeden atıyorum bebişlerim yanlışlarım hatalarım varsa affola🙏

"Dinleyin çocuklar. İkinizinde buraya ne için geldiğini tahmin edebiliyorum. Beni bulmak için buralara kadar geldiğinize göre, belli ki bazı şeyleri öğrenmişsiniz ve emin olmak için de benden dinlemek istiyorsunuz. Doğru mu?"

Babamın, olayı bu kadar çabuk anlaması bizi biraz şaşırtsa da başımızı sallayarak onaylamıştık.

"Anlatacağım çocuklar, ama önce taehyung'un anlatmasını istiyorum.
Söylesene evlat, bu zamana kadar o şekil değiştiren cadı avcılarından kaçmayı nasıl başardın."

"Üzerimde etkili bir korunma büyüsü var efendim. Küçükken ailem bana yapmıştı ama öldükleri gün büyünün etkisi ortadan kalktı. Bende bir şekilde öğrenerek tekrar yaptım. Üstelik yaptığım bu şey basit bir korunma büyüsü de değildi. Daha 10 yaşında olan bir çocuğa göre, oldukça güçlü ve etkili bir büyüydü."

"10 mu? Vay canına. 10 yaşında bu kadar güçlü ve etkili bir büyü yapabildiğine göre, oldukça yetenekli bir büyücü olmalısın."

"Kesinlikle öyle babacım. O kadar yetenekli ki, sen bile şeytan olmana rağmen geldiğimizi hissetmedin."

"Bak sen şu küçük şeytana hemen
nasıl da savunuyor eşini."

Babam, beni utandırmak ister gibi konuştuğunda alayla sırıtmıştım. utanacağımı mı sanıyordu?

"Savunurum tabi, eşim değil mi?"

"Eşin yesin seni."

Taehyung kulağıma yaklaşarak fısıldadığında, kıkırdadım ve bende aynı şekilde yaklaşarak fısıldadım.

"Olur, ne zaman?"

"Öhö öhö"

Babam sahte bir öksürükle varlığını belli ettiğinde, bu hareketi beni gülümsetmişti. Sanki birazcık kıskanmış gibiydi.

"Hadi baba, sıra sende."

Babam, sıranın ona geldiğini anladığında yerinde dikleşip ciddi bir ifadeye bürünmüştü.

"Nereye kadar biliyorsunuz çocuklar? Ya da ne kadarını?"

"Tanışmanızdan tut, ayrıldığınız o ana kadar çoğu şeyi biliyoruz baba. Sadece, merak ettiğim bir şey var. Şeytan askerlerinin de dediği gibi onu, yani tanrı babamı gerçekten parmağında mı oynattın? yoksa bu tamamen şeytanları'nın saçmalıklarından mı ibaretti?"

"Bakın çocuklar, bu olay tamamen şeytanları'mın saçmalığından ve zavos'un yanlış anlamasından ibaret."

Bunu dedikten sonra, bakışlarını bana çevirerek devam etmişti.

"Bak oğlum, ben hiçbir zaman babanı parmağımda oynatmadım ya da onun duygularıyla oynamadım. Ben ona hep en yalın halimle yaklaştım. Jungkook, ben yüzyıllar boyunca ilk defa birine aşık oldum. O an bırak babanın tanrı olmasını, düşmanım olmasını bile umursamadım. Ben hayatımda hiç hissetmediğim duyguları, onu görünce hissettim. Onu görür görmez ondan etkilendim ve onunda benden etkilenmesini istedim. Bu yüzden, sürekli olarak gittiği her yerde onu takip edip karşısına çıktım. onu etkilemeye, ayartmaya çalıştım. Ben ilk defa çok istediğim bir şey için bu kadar çabaladım, çaba gösterdim."

Soluklanmak için duraksadığında, yüz ifadesinde ki ciddiyetliği gözlerinde ki samimiyeti fark ettim.

"Sonunda çabalarıma karşılık bulup zavos'la beraber olduğumda, ilk defa tamamlandığımı hissetmiştim.
Güzel bir ilişkimiz vardı. Kavgasız gürültüsüz, sevgi dolu bir ilişkiydi. Birbirimize hep güvenirdik.
Sonra bir gün hamile olduğumu öğrendim.
İlk defa baba olacaktım. Bir çocuğumuz olacaktı. Bu koca cehennemde paytak paytak koşturup, burdaki tüm şeytanların hakkından gelecek küçük, tatlı, yaramaz bir çocuk. Düşüncesi bile beni çok mutlu ederdi.