Giriş

268 4 20
                                    

Elzem uzun zamandır buradaydı. Hala gözleri açık değildi. Tahmin ettiğine göre gözleri bir bezle bağlanmıştı. Ağzı ise bir bantla kapatılmıştı.

Elzem ses çıkartmak istese de hiçbir şekilde ses çıkartamıyordu. Hareket de edemiyordu. Vücudu oturduğu sandalyeye bağlanmıştı.

Bunu yapanın kim olduğunu tahmin ediyordu. Zaten başka da ihtimal yoktu. Bütün oklar sadece onu gösteriyordu. Bütün kapılar ona açılıyordu.

Serhan Akıncı'ya...

Zaten her yol ona çıkardı. Çünkü o Elzem'in gölgesiydi. Ya da Elzem onun gölgesi. Serhan Akıncı Elzem'in her an yanındaydı. Kendisi olmasa bile korumalarıyla Elzem'e asla rahat vermiyordu. Nefes aldırmıyordu.

Elzem çırpındı. Buradan bir an önce kurtulmak istiyordu. Bırak beni demek istedi ama kelimeler yoktu. Sadece boğuk sesler çıkartabiliyordu.

"Benim çirkin ördek yavrum uyanmış mı?" Bu babasının sesiydi. Sesi duyduktan sonra gözleri sonunda aydınlığa kavuştu. Babası gözündeki bezi çıkartmıştı. Bulunduğu yer yine karanlıktı ama Elzem artık karşısındaki babasını görebiliyordu. Babasını ve altı korumasını... En sadık adamlarını da onunla beraber görmüştü.

Zaten babası korumasız dışarıya çıkmazdı. Evinde bile en az bir korumasını yanında gezdirirdi. Elzem hepsini tanıyordu. Bir kişi hariç. Altıncı adam yeni gelmişti. Dün ya da ondan önceki gün...

Buradaki herkes otuz yaşından büyüktü. Hepsi güvenilir adamlardı. Hepsi Serhan Akıncı'nın yıllardır yanında olan kişilerdi. Üç gün önceye kadar Hamdi Balaban da bu güvenilir altı kişi arasındaydı. Ama artık yoktu. Çünkü Serhan Akıncı onu ihanetle suçlamış ve hiç düşünmeden Elzem'in gözleri önünde öldürmüştü.

O an hala Elzem'in gözlerinin önündeydi. Her an aklındaydı. Bunun üzerine Serhan Akıncı eğer bana ihanet etmek gibi bir planın varsa şu an aklını da o planları da sil. Yoksa sonunun bundan çok da farklı olmayacağını bilmeni istiyorum çirkin ördek yavrusu demişti.

Elzem babasını gayet iyi tanıyordu. Bazen evden kaçmayı planladığında onun yapabileceklerini hatırlıyordu. Yaparım dediyse yapardı. Zamanında yapmıştı. Elzem bu yüzden karşısındaki adamdan fazlasıyla korkuyordu. Korkması sağlanmıştı.

Şimdi ise neden burada olduğunu bilmiyordu. En son kaçmaya çalışmasının üzerinden iki yıl geçmişti. O iki yıl boyunca bir daha asla babasının sözünden çıkmamıştı. Çünkü babasının ne yapabileceğini görmüştü.

Serhan Akıncı gerçekten de kalpsiz bir adamdı. Bir insanın hayatını başkasının hatası yüzünden bitirebiliyordu. Bunu yaparken gözünü bile kırpmıyordu. Bir an bile düşünmüyordu.

"Buraya yine neden geldiğini biliyor musun benim çirkin ördek yavrum?" Elzem hiçbir şey bilmiyordu. Bir şey yapmamıştı ki. Buraya okuldan eve gelirken bayıltılarak getirilmişti.

"Pardon ağzın bantlıyken konuşamayacağını unuttum. Benim hatam." Sertçe bantı çektiğinde Elzem'in canı yanmıştı ama sesini çıkartamamıştı. Daha fazla canı yandığı zamanlar da olmuştu. Bunun sebebi ise yine babasıydı.

Ağzı açılan Elzem'in ilk sorusu ise "Yine ne yaptım?" Olmuştu. Bir şey yapmasa bile babasına göre illa ki bir şey yapmış olurdu. "Seni bugün bir erkekle yürürken gördüm." Görür görmez Elzem buraya getirildiğine emindi.

"O, ne halde?" Babasının, yanındaki arkadaşına bir şey yapmış olacağını biliyordu. Her hatasında birinin ölümüne sebep oluyordu. Elzem korkuyordu. Çok korkuyordu.

Kar BeyazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin