2. Bölüm

239 3 15
                                    

Elzem Asi Akıncı

***

Bölüm İki: Sıcak Çikolata...

☕️

Aklımda canlanan şeyler kötü şeyler değildi. İçimde bir şeyler kıpırdadı. O dönmüş müydü? Döner dönmez de beni mi bulmuştu?

"Kim bu Elzem?" Diye sordu Aker. "Geçmişten biri." Dedim sadece. Onu tanımıyordum. Ama geçmişimde güzel bir yeri kaplıyordu. Uzun zaman geçmesine rağmen unutmamıştım. Bende öyle bir iz bırakmıştı.

"Kim dedim Elzem?" Diye sordu tekrar. Geçmişten biriydi işte. "Tanımıyorum Aker." Dediğimde yüzüme baktı. Onu gerçekten de tanımıyordum. "O yüzden mi notu okur okumaz gözlerin parladı? O yüzden mi bu kadar mutlu oldun?"

Sahiden o kadar mutlu mu olmuştum? Ben neden mutlu olmuştum ki? Bu kadar mutlu olmaya gerek mi vardı? O çocuğu tanımıyordum bile. Sadece bir kez karşı karşıya gelmiştik ve birkaç cümlenin ardından bir daha görmemiştim onu. Ona rağmen nasıl kar beyazını görür görmez aklıma o gelmişti?

Benim aklımda fark ettirmeden de olsa büyük bir yer edinmişti. Bunu daha sonra sorgulamam gerekiyordu. "Çok eskilerden kalma biri. Sekiz yaşındayken gördüm en son." Dedim dürüstçe.

"Ona rağmen hala aklında." Omuz silktim. "Biraz öyle oldu sanırım." Sehpanın üzerindeki kupayla oynadım. "Bilmiyorum Aker. Aklımda kalmış işte." Bana bakmayı sürdürmedi.

"Öyle olsun ama bu çocuk bizden uzak olacak Asi. Aksi halde ne olacağını bilmiyorum ama iyi şeyler olacak gibi gelmiyor." Başımı salladım. Kendisinin hisleri fazlasıyla kuvvetliydi. "Merak etme bir alakamız olmayacak. Biz yine kendi halimizde takılacağız."

Aker bana inanmak isteyerek ayağa kalktı. "İyi geceler." Dedi ve odasına doğru gitti. Ben de daha fazla salonda durmadım. Sehpanın üzerinden kupamı aldım ve salonun ışığını kapattım. Kupayı mutfağa bıraktığım. Tam mutfaktan çıkacaktım ki önümde Nilsu belirdi.

"Korkuttun beni." O bana değil de tezgahtaki kupaya bakıyordu. Bakışlarından bara gittiğimizi anladığına emindim. Ama o konuşmadan bunun hakkında bir şey demedim.

"Yine bara mı gittiniz? Niye bana haber vermiyorsunuz anlamıyorum. Ben de artık on sekiz yaşındayım ve gayet de içki içebilirim." Nilsu'nun yanağından bir makas aldım.

"On sekiz yaşında olman bir şeyi değiştirmez Nilsu. Baban için de benim içinde de sen hala çocuksun. Kusura bakma." Dedim ve mutfaktan çıktım.

Kendisi büyük ihtimalle su içmek için kalkmıştı. Kalkınca da beni görmesi iyi olmamıştı.

Odama geçtim ve ışığı kapattım. Yatağıma yerleştim ve düşünmem gereken o şeyi düşündüm.

Bana not yazan çocuk fazla bir zaman geçmeden karşıma çıkacaktı. Biliyordum. Bana çok yakındı. Her an ortaya çıkabilirdi. Beni bulmuştu.

Bu beni endişelendirmiş miydi? Hayır. Neden endişeleneceğimi bile düşünmemiştim. Kendisini bir kere görmüştüm ve bir daha asla karşıma çıkacağını düşünmemiştim.

Kar BeyazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin