7' Yeniden doğuş

19 2 4
                                    

O öpücükten sonra ortam garip bir havaya bürünmüştü. Bir süre oluşan sessizliği zorla bozmuş, içeriye davet etmiştim. Şimdi ise balkonda karşılıklı oturmuş öylece birbirimize bakıyorduk. Daha doğrusu ben ona bakıyordum. O benim aksime kafasını eğmiş, kanatmak istercesine uğraştığı parmaklarına bakıyordu. Tanrım.. O gerçekten fazla güzeldi. Mum ışığı yüzüne yansıyor, tenini âdeta okşayarak yanıyordu. Sarı saçları başını hafifçe eğdiği için öne düşmüştü. Hâlâ ağlıyordu, biliyordum. Sessiz de olsa burnunu çekiyor, arada parmağını yüzüne çıkartıyor göz yaşlarını siliyordu. Boğazımı hafifçe temizlediğimde, bakışları beni bulmuştu.

"Ne düşünüyorsun?"

Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti. Biraz öncesinin aksine cesurca bakıyordu şimdi.

"Ne düşünmeliyim?"

Cevabımın ardından gözlerini tekraren soymaya çalıştığı tırnaklarına indirdi. Yutkundu hafifçe.

"Seni seviyorum. Bizden olmayacağını biliyorum ama duygularımı dizginleyemiyorum."

Gözlerini benimkilere çıkardı tekraren.

"O kızla olmanı istemiyorum."

Yüzümde histerik bir gülümsemeyle onu izliyordum. Cidden bunu diyebiliyor muydu? Kendisi bir başkasına aitken benden onun olmamı mı istiyordu?

"Peki ya sen?"

İri gözleriyle bana baktı. Ne demek istediğimi anlamıştı. Hep böyleydik zaten, konuşmadan anlaşırdık.

"Onu sevmiyorum."

Sinirlenmeye başlamıştım ve bu tavırlarıma da yansıyordu artık.

"Sevip sevmediğini sormuyorum. Madem beni seviyorsun, seninle olmamı istiyorsun. O halde ondan ayrılman gerekir değil mi?"

Sakinliğimi korumaya çalışırken derin bir nefes aldım. Sabrımı sınıyordu sanki.

"Ben.. yapacağım."

Bu dediğine inanmamam gerekirdi, ama inanmıştım. Chanyeol için kendinden vazgeçebilecek raddeye gelen bir kızın aşkına inanmamam gerekirdi, ama inanmıştım. Gerçekten beni sevdiğine dair hiçbir kanıt yoktu, sadece bir tek sözüne inanmıştım. Böylesi daha çok işime geliyordu çünkü.

"Bekleyeceğim."

Bir kaç dakika süren sessizliğin ardından gitmek için ayaklanmıştı. geçirmek adına ben de yerimden kalkmış, kapıya doğru ilerlerken onu takip etmiştim. Gitmesini istemiyordum. Bunca zaman onu bekledikten sonra nihayet bana geldiğinde öylece bırakmak istemiyordum. Düşüncelerimin eyleme dönüşmesi de pek uzun sürmemişti. Bileğini kavrayıp kendime çekmiştim ufak bedenini. Chae sanki bu anı bekliyormuş gibi hızla omzuma doladı tek kolunu. Ellerim beline kayarken gözlerim dolgun dudaklarından bir saniye olsun ayrılmıyordu. Fena halde öpme arzusuyla yanıyordum. Onun da benden bir farkı olduğunu sanmıyordum. Sıklaşan nefesleri de buna bir örnekti. Çok geçmeden dayanamayıp dudaklarımızı birleştirmiş, uzun süren bu hasreti sonlandırmıştım. Aceleyle, sanki benden yine gidecekmiş gibi öpüyordum onu. Öyleydi de. Benden gideceğini biliyordum. Ellerim üzerinde ki tişörtü sıyırıp sıcak tenine temas ettiğinde hafifçe titredi. Parmak uçlarım teninin her bir yerine değmek için yukarıdan aşağıya şeritler çiziyordu. Dokunuşum ile acizleşen bedeni hoşuma gidiyor, daha fazlası için tutuşuyordum. Benim olmasını istiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tatlı beyaz yalanlar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin