5' Yalanlar.

43 2 1
                                    

"Lisa, iyi misin?"

Tanıdık ses ve ardından görüş açıma giren beden ile hafifçe iç çekmiştim. Şuan istediğim en son şey Chaeyoung'u görmekti. Kolumda ki serumu tutup çekeceğim sırada bana engel olan minik elin sahibine döndüm.

"Sen neden hâlâ buradasın?"

Sorduğum soruyla o hoşlanmadığı sırıtışını yeniden yüzüne yerleştirmiş, ardından Chae'ye dönmüştü.

"Bu kim, sevgilin mi?"

Sorduğu soruya anında yanıt almıştı. Kalın bir erkek sesi hepimize cevabını vermişti.

"Hayır, arkadaşlar."

Bu gerçek yüzüme tokat gibi çarparken, kalbim yeniden paramparça olmuştu. Buraya dahi sevgilisiyle gelmişti. Zaten ne bekliyordum ki? Bir erkek yerine seni mi tercih edecekti? Yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümsemenin ardından gözüm Chaeyoung'a kaydı. Fakat o bana bakmak yerine, hâlâ tanımadığım kızla üst üste olan elimde kenetlenmişti. Ortam git gide gerilmeye başlamıştı çünkü Chae saçma bir şekilde gözlerini dikmiş sürekli ellerimize ve adını dahi bilmediğim kıza bakıp duruyordu. Bunu yalnızca ben fark etmemiş olacağım ki, Chanyeol gürültülü bir şekilde boğazını temizledi. Yanımda ki kız bu durumdan memnun bir şekilde yüzünde ki sırıtışı genişletmiş, ardından heyecanlı bir şekilde konuşmuştu.

"Öyleyse hep beraber bir şeyler yiyelim?"

Chae arkasına bile bakmadan çekip gitmiş, peşinden sevgili de çıkmıştı. Kız yapmacık bir şekilde dudaklarını büzmüş, üzülmüş gibi sesini kısarek konuşmuştu.

"Tüh.. üzüldüm. Platonik aşkını tanımak isterdim."

Gözleri merakla bana döndüğünde, ağzımdan laf almaya çalıştığını anlamıştım.

"Platonik aşkım falan değil, ne duyduysan o. Arkadaşız."

Yüzüne memnun bir gülümseme yerleşirken biten serumun iğnesini kolumdan yavaşça çıkardı.

"Bir şeyler yiyelim sonra seni evine bırakayım."

Kıza göz ucuyla bakmış, ardından derin bir nefes almıştım. Henüz tanımadığım birisinin beni evime kadar bırakmasına izin vermeyecektim. Onunla yemek de yemeyecektim gerçi.

"Neyim olarak?"

Kolumda ki eli bu sefer kalkmam için beni çekerken gülerek konuştu.

"Gelecekte ki sevgilin?"

Doğruyu söylemeliyim ki hareketleri ve söyledikleri beni güldürmüştü. Hayal dünyası fazla genişti sanırım.

"Çok fazla drama izliyorsun sanırım."

Kız normal bir şeymiş gibi beni peşinden sürüklerken konuştu.

"Pek sayılmaz. Bu arada ben Jennie."

Bana dönüp gözlerimin içine baktı, ardından bir anlığına silinen gülümsemesini tekraren takındı.

"Ve sen de Lalisa.. Lalisa Manobal."

Gözlerim şüpheyle onunkilere takıldı. Adımı nereden bildiğini sorgularken kaşlarım çatılmıştı bile. Bu bir kaç saniye içinde ben henüz konuşamamışken ufak bir kahkaha patlattı.

"Hey, sakin ol! Hastaneye kaydın yapılırken öğrendim, korkma. Sapığın değilim yani."

"Sapığım olamayacak kadar aptalsın."

Tek kaşını kaldırırken göz ucu ile içeride bıraktığı çantasına baktım. Kolumu serbest bırakıp hızla içeriye koştuğunda rahatça bir kaç adım atabilmiştim.

"Aptal değilim, karşımda ünlü bir iş kadını varken önemsiz şeyleri unutmam çok normal değil mi?"

"Hani tanımıyordun?"

Kız gözlerini devirirken tekraren kolumu tutmuş, ardından sitem dolu bir şekilde mırıldanmıştı.

"Konumuz bu mu şimdi?"

Hastanenin zemin katına inerken adının Jennie olduğunu öğrendiğim kızın hayat hikayesini dinlemiş, ardından bezdiğimi belli edercesine oflamıştım. Şuan hiçbir şey ilgimi çekmiyor, aksine gördüğüm ve duyduğum her şey bunaltıyordu.

"Ve öyle işte... HEY, ARKADAŞLAR!"

Jennie'nin ani bağırışı ile el salladığı yöne döndüm. Chae ve sevgilisi el ele bir arabaya yaslanmış muhabbet ediyordu. Jennie'yi fark ettiklerinde ise Chaeyoung hızla elini çekti. Bu hareketleri bana ümit vermeye başlamıştı ve ben geçen aylarda yaşadığım şeyleri tekraren yaşamaya hazır değildim. Chanyeol bu durumu fark etmiş olacak ki, elini tekraren avuçları arasına almış, daha sıkı kavramıştı. Jennie kolumda ki elini bırakmadan koşmuş, beni de yanlarına sürüklemişti. Gözlerim Chae ve Chanyeol dışında her yere bakıyordu.

"Madem sizi de bulduk, o zaman dörtlü date yapalımm!"

Jennie yine heyecanla konuştuğunda ise gözlerim fal taş gibi açılmış, anında Chaeyoung'a dönmüştü. Onun da benden pek bir farkı yoktu gerçi, kocaman olmuş gözlerle bir bana bir Jennie'ye bakıyordu. Konuşmak için dudaklarımı araladığım sırada Chaeyoung konuşmuş, kalbimin yine parçalanmasına sebep olmuştu.

"Sonunda birisini bulmana sevindim.. Hep bu günün hayalini kurmuştum."

Kaşlarım tekraren çatılırken boğazımda oluşan yumru sebebiyle Jennie ile sevgili olmadığımızı söyleyemedim. İçinde azıcık bile duygu yoktu benim için.. Zaten sevgilisi olan birisinden kalbini istemek aptallıktı.

"Ne yiyeceğiz?"

Chanyeol ve Jen kendi aralarında konuşurken biz yalnızca bakıyorduk birbirimize. Ne oldu da böyle olduk ki? Kim suçluydu? Ben mi? Onu o gün orada bırakıp gittiğim için suçlu muydum? Neden böyle olmuştu? Kafam tüm bu sorular ile meşgulken, gözlerimi onun yıldızlarından çektim. Bana ait olmayan birisine, kalbimi açmayacaktım.

Tatlı beyaz yalanlar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin