❆𝕾𝖙𝖗𝖆𝖞 𝕶𝖎𝖉𝖘 9. 𝖀̈𝖞𝖊❆ {𝐻𝓌𝒶𝓃𝑔 𝐻𝓎𝓊𝓃𝒿𝒾𝓃)

×Endişe×

Hyunjin'i hastaneye getirmişlerdi. Şu an o güzel gözleri açık değildi. Bunun ne kadar can yakıcı bir şey olduğunu anlatamam... Hyunjin gelir gelmez yoğun bakıma aldılar. Üyeler ile endişemizden deliye dönmek üzereydik... Stresimden sağa sola gidip duruyordum. Yaklaşık 1 saat sonra hemşire odadan çıktı. Ve direk başına toplandık.

Hemşire: Hanım ve beyler, Hyunjin beyin durumu bir anda kritikleşti. Yani elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız...

Felix:NE DEMEK DURUMU KRİTİKLEŞİ YA!
BU OLAMAZ! ŞAKA DEĞİL Mİ?

Hemşire: Şaka değil efendim. Saygılar.

Endişemden yere çöküp ağlamaya başladım. O beni çok korkutuyordu... Ona bir şey olmayacak... Değil mi?...

Minho: Hee-Young, gel yanıma otur şu  koltuğa.

Hee-Young: O-ona bir şey olmaz değil mi?

Chan: Ahh, yapma böyle Hee-Young. Bizi sen daha çok endişelendiriyorsun!

Minho: Kafanı omuzuma yasla, biraz uyumaya çalış Hee-Young. Kaç gündür, Hyunjin'i düşünmekten uykunu iyi alamadın. Sen uyu biraz söz Hyunjin iyi olacak.

Hee-Young: Korkuyorum...

Yazar hanımdan

Minho Hee-Young'un bu haline dayanamayıp ona sıkıca sarıldı. Hee-Young ise kafasını Minho'nun boynuna gömer gömmez tüm içtenliği ile ağladı. Jeongin ve Seungmin'de ağlıyor. Onlar da Minho ve Hee-Young'a sarıldılar. Hee-Young ise tüm korkusunu Minho'dan çıkartıyordu. Her korktuğunda Minho'nun boynuna kafasını gömüp daha çok ağlıyordu. Saatlerce böyle ağladı. Sonra ise Hee-Young uyudu. Jeongin Felix'e sıkıca sarılmışken seungmin ise chan'a sıkıca sarıldı. Jisung ve changbinde birbirine sarıldı...

***

2 saattir Hyunjin'in yoğun bakımdan çıkmasını bekliyordu herkez. Ama hala haber yoktu. Umudu kesmişti hepsi. Sonradan doktor güler bir yüzle yanlarına geldi. Sadece Chan, Minho ve Seungmin uyanıktı. Chan:

Chan: Doktor bey Hyunjin'in durumu nasıl?

Doktor: Size bir iyi bir de kötü haberim var.

Chan: İlk önce iyi haberi söyler misiniz rica etsem?

Doktor: Tabii ki. İyi haber Hyunjin Bey'in durumu kendini toparladı. Normal odaya alabiliriz onu. Kötü haber ise, akciğerden alınan hasar bizi korkutuyor. Yani eğer akciğer çalışmazsa hasta ölecek, çok şükür ki şu an akciğer çalışıyor. Ama her an çalışmayı bırakabilir...

Seungmin: Sağolun doktor bey.

Doktor: İzninizle.

Minho'dan

Hyunjin'in durumunun iyi olması içimizi az da olsa rahatlamıştı. Ama akciğer kanseri olma ihtimali var diyorlar... Bunu Hee-Young'a söylersek canına bile kıymaya kalkışır. Bu yüzden ona sadece iyi haberi söyleme kararı almıştık. Hemşireler Hyunjin'i normal odaya almışlardı. Hee-Young ise hala omuzumda uyuyordu. Onu kucağıma aldım ve Hyunjin'i aldıkları odaya doğru yürümeye başladık. Hee-Young'u orada ki kanepelerden birine uzandırdım. Ve Hyunjin'in başına geçtim.

Minho: Hyunjin umarım ki uyanırsın. Sen olmazsan biz özellikle de Hee-Young ne yapar? Tamam beni her zaman deli etmiştin. Ağzına peçete sokmuşluğum da olmuştur. Ama sen bu dünyada ki en güvenilir ve En sexy dostusun.

Chan: Hyunjin lütfen uyan. Lütfen. Bizim sen olmadan neşemiz kalmaz... Lütfen uyan...

Felix: Hyung lütfen gözlerini aç. Sen benim ve Hee-Young için çok değerlisin...

Seungmin: Hyunjin sen mi şöhret mi deseler şöhreti seçerim. Çünkü zaten bizim tek şöhretimiz sensin...

Jisung: Hyunjin sen güçlü bir erkeksin. Hatırlasana beraber yaptığımız drama Queenlikleri, beni önemsemiyorsan bari şu kızcağıza acı. Onun tek onarıcısı sensin...

Jeongin: Benim Drama Queen abim. Umarım uyanırsın. Güçlü ol hep savaş. Lütfen aramıza geri dön...

İlk defa gözlerim dolmuştu. Her zaman kahka atıp anıran Lee Minho şu an ağlayacaktı... Biz böyle durarken Hee-Young uyanmış, ve Hyunjin'in yanına koşmuştu. Deli gibi ağlıyordu.

Hee-Young: O yaşıyor değil mi?

Chan(Yapmacık bir gülümseme): Evet yaşıyor o meleğim. Biz sana söylemiştik.

Hee-Young(Hala ağlayarak): Hyunjin benim Drama Queen'im lütfen o mükemmel gözlerini aç. Nolursun. Sen benim tek neşe kaynağımsın. Bak o sana zarar veren exodan intikamımızı aldık. Lütfen uyan bebeğim. Lütfen sen olmadan ben yaşayamam...

""I can't even imagine a life without you"

"I'm nothing without you my darling"

"My source of joy is strong"

"He won't leave me."

"He has a promise for me"

"I can not live without you..."