(Ozan’ın ağzından)Birkaç gündür gerçek ailemle görüyordum, onlarla konuşuyorduk. Çok tatlı bir aile olduklarını söylemem gerekirdi. Kendi hâllerinde yaşayan tatlı bir aileydiler. Fazla da akrabaları yoktu.
Ve onlarda fazla abim yoktu! Bunun için sevinmiştim çünkü bir kere daha kaldıramazdım galiba.
Özgür on birinci sınıftı. Dersleri ortalamaydı ve boks yapıyordu. Açıkçası bunu duyduğumda onunla gurur duymuştum nedensizce. Dediğine göre birkaç tane de ikincilik madalyası varmış. Müzgan 23 yaşındaydı. Dışa dönük biriydi. Hemşireydi. Ferdi ise yakında askere gidecekti. Sevgi hanım ev hanımıydı. Güler yüzlü tatlı bir bayandı. Ömer bey ise Toprak İnşaat'ın başına geçmiş yakın zamanda yani ailenin durumu gayet iyiydi.
Volkan ise duyduğum kadarıyla sessiz biriydi ve kendini bilmiş bir tavrı varmış. Açıkçası ailenin hiçbiri ile anlaşamazmış. Bu yüzden ikizim Aras hakkında endişelenmeye başlamıştım. Ne kadarda sorunlu bir çocuktu. Ailesine acıyordum. Umarım Aras'a kötü davranmazdı. Davrandığını gördüğüm an herkese yayardım çünkü.
Neyse bu gün ailelerin çocuklar ile karışmış olan ikizlerin birbiri ile geçirmesine karar vermişlerdi tanımaları için çocukların birbirlerini. Bende bu yüzden Ferdi, Müzgan ve Özgür ile buluşacaktım. Gerçek ailemi merak ettiğim için heyecanla ayakkabımı giyip kapıda beni bekleyen, onların, yanına gittim.
Özgür her zaman ki gibi enerjik tavrı ile "Merhaba gerçek ikizz" Demişti sarılarak bende hızlan karşılık vermiştim. "Merhaba Özgür ikiz" Diyerek karşılık verdim ona. Müzgan hâlimize gülüp "İkizini görüp bizi unuttu." Diyip söylendi. Ferdi güldü. "Umarım bize taşındığında ikizini görüp bizi unutmazsın" Dedi. "Ay tabii ki hayır! Elbette sizi de seveceğim." Durumu toparlamaya çalışarak. Herkes güldü.
"Ne yapacağız?" Dedim. Özgür "Bu gün kıyafet alışverişi yapacakmışız ablam iş görüşmesine gidecek de" Müzgan utangaç bir şekilde güldü. "Ne güzel umarım başarılı geçer." Müzgan büyük bir gülümseme sundu. "Teşekkür ederim ablam."
"O zaman arabaya geçelim."Ferdi arabayı kullanırken havadan sudan konuşmaya devam ettik.
"Derslerin nasıl gidiyor?" Diye sordu Müzgan. "Hepsi şu an yüz, takdire oynuyorum. Bu sene de alırsam üstün başarı belgesi alacağım." Mutlulukla açıkladım. "Birde Onur belgesi alacağım." Ferdi arabanın direksiyonunu sağa çevirirken "Aferim. En azından zeki bir öğrencimiz olacak." Dedi. "Niye?" Özgür iç çekti. "Volkan hiç derslerle alakası yok hep uyuyormuş, çetelerle falan takıldığını düşünüyor herkes."
Gözlerim büyüdü. "Oha" Dedim bir anda. Cidden onu Aras'a yaklaşmasını izin veremezdim. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Aras kesinlikle onunla konuşamazdı. Ne yapıp ne edip bunu durdurmalıydım.
Onun bir kötü tarafını gördüğüm anda bunu kullanıp arası ve ailemi kurtaracaktım ondan. Ailemi üzemezdi. Hele ki ikizim Aras'ı hiç üzemezdi. Ben burdayken asla onu ona yaklaştırır mıydım ki? Asla.
"Her neyse ağzımızın tadını bozmayalım." Dedi Ferdi arabayı park ederken. "Hadi inip alışverişimizi yapalım." Arabanın kapısını açıp çıkınca bizde aynı şekilde arabadan çıktık. Bir otoparktaydık, AVM'ye girmek için yürüyen merdivenlere yürüdük.
"Ben acıktım." Çocukça dedi Özgür. "O zaman ilk karnımızı doyuralım. Nasıl fikir?" Hepimiz onayladıktan sonra üst katta çıkmak için asansörü çağırdık, yanına giderek. "Hamburger yemek istiyorum." Müzgan gülümsedi. "Olur. Ben salata alacağım. Siz?" Bize doğru dönerek, Ferdi "Ben Lahmacun alacağım." Gözler bana dönünce "Bende hamburger alacağım." Ferdi ve Müzgan onayladı.
"O zaman ilk alan bize yer tutsun buluşuruz bir masada" Başımızı salladık."Gel ikiz" Yanına gittim Özgür'ün. "Beraber takılalım." Dedi fısıldayarak. Bende başımı salladım. "Olur." Bende fısıldadım. Asansör gelince bindik, en üst katın düğmesine bastık, bekledik. Varınca dıt sesi bizi karşıladı. Hepimiz indik. "Ayrılıyoruz o zaman, siz ikiniz beraber alın ve yanımıza gelin" Onayladım. Özgür de onayladı.
"Arby's yiyelim mi?" Diye sordum beni onayladı. İstediğimiz menüyü söylerken birbirimizi tanımak için de sorular soruyorduk. "En sevdiğin yemek ne?" Gülümsedim. "Et yemeklerini tercih ederim." O da gülümsedi. "Bende, et yahnisi favorimdir." Çoğu noktamız ortaktı. Bu yüzden gülümsedim. En azından yabancılık hissetmezdim.
Siparişlerimiz gelince alıp bizimkileri aradık ve bulduk onlar bize gülümseyerek yanlarına çağırdı. "Siz başlayın ben Lahmacunumu alayım." Diyip uzaklaştı.
Sessizce yemeklerimizi yerken aklımda kalan sorular beni kemirirken yemeğimden bir ısırık aldım.
"Bana gri ceket almalıyız" Diye konuşurlarken onları dinlemedim. Acaba Ozan nasıl hissediyordu şu an?
"Birşey sormak istiyorum." Bir anda diyince ikisi de bana döndü. Ferdi masaya gelip oturdu. "Buyur." Dedi Müzgan. "Şey... Sizle Volkan hakkında konuşmak istiyorum." Dedim. Üçünün kaşları aynı anda çatıldı. "Neden böyle davranıyor?" Diye sordum meraklıca.
Özgür önemsiz birşey gibi ağzına patates atarken cevapladı. "Bir gün evden ayrıldı. Sonra bize haber verdi, arkadaşında kalacakmış bir hafta falan kaldı galiba." Ağzına patatesi atıp yuttu. "Ondan sonra daha da tuhaflaştı nedenini bilmiyoruz. Zaten aramız kötüydü, bize hiç bakmaz kendine has davranmaya başladı." Anladım diye başımı salladım. Büyük ihtimalle çete işi de burdan geliyordu. "Birden de sigara kullanmaya başladı. Aslında sigradan nefret ederdi. Büyük ihtimalle bir arkadaşı ona başka birşey vermiştir." İmada bulunurken yüzümü buruşturdum. İğrençti. Madde kullanmaya düşecek kadar salaktı galiba.
Cidden bu çocuğu bizim aileden uzaklaştırmam gerekiyordu. Er ya da geç bunu yapmalıyım.
(Aras'ın ağzından)
Onlarla buluşmuştum. Aslında zorla ama neyse...
"Yüzüne ne oldu, Volkan?" Bana yöneltilen soruyla onlara döndüm. "Hiç" Dedim kolay bir şekilde. Onları istemiyordum. Diğerleri gibi olmalarından korkuyordum.
"Hiç diye birşey yok dudağın patlamış" Dedi Arda. "Çok kötü olmuş" Koray endişeyle.
"Kavga ettim oldu mu?" Hep dediğim yalan direk normalmişcesine ağzımdan çıktı. "Niye?" Diyince alayla dudaklarımı yaladım. Sanki bu sorula tüm sorunlarımı çözeceğimi sanıyordu galiba. "Size ne?" Aras yani gerçek ikizim "Laflarına dikkat et onlar senden büyük ve abin" Diyip uyardı.
Abi mi? Abim vardı ama işe yarıyor muydu onu sorgulamak lazımdı.
"Abim mi?" Dedim ve kahkaha attım. "Keşke yıllar önce bulsaydınız beni..." Bu son lafım fısıltıdan farksızdı. Duymadıklarını biliyordum.Benim tepkime korkulu ifadelerini görünce rahatladım. Bildiğim duygular aslında bunlardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yarım Elma
Teen Fiction(Gerçek ailem, abiler klasiği lakin ana karakter erkek'tir.) Nefesim ağırlaşırken, gözlerim kapanıyordu. Rüyaydı ve fragmandı olanlar. Fragman o kadar yorucuydu idi ki bende artık kelebek olup özgürce uçmak istiyorum ama engelim vardı. Ama nasıl? Za...