'27

6K 397 46
                                    

İyi okumalar.
Yanlış varsa, görmezden gelin.
_________________

Aradan geçen yaklaşık bir saatin sonunda kendimi onun evinde bulmuştum. Onun ısrarı sonucu bir cafeye uğramış, şimdide buraya gelmiştik işte..

Bununla birlikte etrafta gezdirdiğim şaşkın gözler, ilk defa gördüğüm ortam o kadar şaşkınlık içeriyordu ki, gelme amacımıcı bile unutmuş gözüme kestirdiğim yerleri inceliyordum.

Evi.. kasvetliydi. Aslında değildide. Fazla düzeni yoktu ama sadeydi. Her bir köşesi dolu değildi ama baktığın zaman ilgini çekecek şeyler vardı. Renkli değildi ama rahatlatıcıydı.

Benim dağınık, her yerde bir şeyi olan evimden sonrası burası içimi hafifletmişti.
Zevki cidden iyiydi..

"Odama geçelim istersen, birde oraya bakarsın." Meraklı gözlerim, onun 'hemen geleceğim' lafından sonra keyifli sesi ile dönmesiyle, ev hali barındıran bedenine dönerken kurumuş dudaklarımı ıslatarak konuşmak için hazırlanmıştım.

"Sadece.. ilgimi çekti." Geçerli açıklamamdan sonra bana yandan bir gülüş atması ve çok sürmeden ilerlemesiyle yavaşça peşinden ilerlemiştim. Benim evimin aksine merdiven barındıran evinde basakmalarına ilerlerken bir an parasız olduğumu düşünmüştüm.

Gerçi öğrenciydim ve ülkemizde barınan bir takım öğrenci ücretiyle geçiniyordum. Destek çıkacak bir annem, babam olmadığına göre yapacak bir şeyimde yoktu. Ve zaten aldığım bu ücret kesilecekti. Son senemdi, mezun olacaktım. Ve sonra, bir iş bulmam gerekti. Zaman ne hızlı geçiyordu..

Bu düşüncelerim sıkıntılı bir nefes vermemi sağlarken, çoktan basamakların sonuna geldiğimizi farketmiştim. Ardından çok geçmeden odasına varmıştık.

Kapıyı açıp ilk benim geçmemi beklerken, bu tavrına kısa bir gülümseyip içeriye hızla adımlamış, dakikalardır tek omzumda asılı çantamı alarak kenara bırakmıştım.

Ve çoktan aklımdaki her şey uçmuş, merak saçan gözlerle etrafa bakıyordum.

Odası, gördüğüm kadarıyla olan yerlere benzemiyordu.

Sadece çok..koyu renk barındırıyordu.

Yatağının karşısında yer edinen hafif genişlikte deri bir koltuk ve onunda az ilerisinde oldukça büyük bir kitaplık vardı.

Çalışma masasınıda eklersek, yatak odasıda sadeydi. Sanırım fazlalığı sevmiyordu.

Fakat buraya gelene kadar farketmiştim ki, sanata değer veriyor gibiydi. Duvarlarında asılı olan tarihi tablolar bunu belli ediyordu. Bir kaçını internette rastlayıp gördüğüm için tanımıştım. Ve şimdi odasındaki duvardada yer edinen tablolar dikkatimi çekiyordu.

"Son akşam yemeği.." anında gözlerimi oraya sabitlememe neden olan, parça parça asılan şey ister istemez konuşmama neden olurken "Evet, bu eseri çok severim." diyişini işitmiştim.

Sanki bir müzeyi geziyormuş gibi büründüğüm bu halden sesiyle kurtulurken, kendime gelmiş bir şekilde biraz arkamda beliren bedenine dönmüştüm.

"Leonardo da Vinci.." ressamın ismi bilinçsizce çıkarken, o gün bu tablo hakkında yaptığım araştırma gelmişti aklıma. Bundan bir kaç sene öncesine kadar, annem için güzel eserler satın alırdım. Onun için araştırmalar yapardım. Fakat, o gittikten sonra unutmuştum. Sanırım bir bu aklımda kalmıştı eserin sahibiyle beraber.

"Gizzemli ressam." Bilmiş tavrıyla kırkırtı eşliğinde konuşurken, saniyeler içinde dalmış gözlerimi ona çevirerek bahsettigim o deri koltuğa yerleşmesini izlemiştim.

comptive | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin