Yazar'dan;
Günümüz.
"Eniştene merhaba demeyecek misin canım?"
"Gelinceyedek baya bahsetti durdu ablam. Biraz tuhaf olacak bu şekilde tanışmamız ama memnun oldum tanıştığımıza." Dedi Ateş'e elini uzatarak.
Ateş ise bir eline, bir Toprağa baktı. Kendisini tanımazdan gelişine anlam veremeyip sıktı uzattığı eli.
"Ben de memnun oldum." Beraber yemeğe oturdular. Yemek boyunca bakışlarını biran olsun ayırmadı tam karşısında oturan bedenden.
Aradan uzun bir süre geçse de, Toprak kendisini görmezden gelse de emindi Ateş..bu o çocuktu.
O gün intiharın eşiğine gelen, yaralı bir kuş olarak Ateş'e sığınan o tuhaf çocuk.
Yemek devam ederken kimseden ses çıkmadı. Sonrasındaysa herkes odasına çekildi.
"Baya sessizmiş kardeşin senin aksine." Dedi Ali üzerini değişirken.
"Öyledir Toprak içine kapanıktır biraz."
"Kumru için de depresyon falan gibi birşey demiştin geçen. Sizin aile sorunlu galiba biraz."
"Babam öldüğünde en çok etkilenen ikisi oldu çünkü. Hatta baya bir süre resmen kardeş değil düşman gibilerdi."
"Neden ki? Yani babanızın ölümüyle alakası ne anlamadım."
Dedi yatağa oturarak.
Yatağın boşta kalan tarafına oturdu Feryat da. Ve devam etti anlatmaya.
"Toprak liseyi yurtdışında, halamın yanında okuyup bitirdi. Halama ayrı bir düşkündü. Babam da halam da ayrı bir severdi Toprağı. Bir keresinde o kadar ağladı ki halam için..Onunla beraber gitti. Sonra da dönmedi..
Okula orada başladı, orada bitirdi. Ama babam artık yanımızda olmasını istediği için üniversiteyi burada okumaya karar vermişti Toprak. Tabii benim aksime uysal, söz dinleyen, babamın bir dediğini iki etmeyen biri olduğu için babamın en gözde evladı oldu hep. Ama ne ben, ne abim kıskanmadık hiç. Hani bazen olur ya kardeşler arasında kıskançlık. O yoktu işte bizde.""E abin peki? Yani senin aksine o babanın hep yanındaydı şirket işlerinde falan."
"Bakma abim de üzdü babamla annemi. Türkan yenge babamın en büyük rakibi ve aynı zamanda düşmanımız olan bir ailenin kızıydı. Gitti aşık oldu..
Babam da annem de aylarca konuşmadılar. Gerçi sonradan her şey yoluna girdi ama işte Toprak gibi söz dinleyen olamadık biz.""Kumru peki?"
"Kumruyu da çok severdi babam. Zaten öyle evlat ayırımı yapan biri olmadı hiç. Sırma saçlım diye severdi Kumru'yu hep. Kumru da babama, anneme göre daha düşkündü. İşte o yüzden o kazadan Toprak'ı sorumlu tuttu hep."
"Nasıl yani Toprak ne alaka ki?"
"Üniversiteyi kazandığında söz verdiği gibi araba almıştı babam Toprak'a. Birde bu hediye doğum gününe denk geldiği için daha bir mutlu olmuştu Toprak."
"............."
"Sabah hediyeyi verdi babam. O gün önemli bir toplantı vardı, akşam geldiğimizde kutlama yaparız hem de sen bir test sürüşü yaparsın demişti. Babam ile beraber çıktılar o sürüşe.
Ve sadece Toprak döndü..
Kaza sırasında frenlerin tutmadığını söylüyordu ama sıfır bir araba olduğu için böyle birşey mümkün değildi. Muhtemelen heyecan yaptı ve kamyon ile çarpışmışlar. Tabii yine de bu kardeşimin suçu değildi. Biz hiç suçlamadık onu ama Kumru- O hep babamı sen öldürdün dedi durdu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERYAT - GAY
General FictionFeryat! Nam-ı diğer Deli Feryat! Yıllar boyunca Ali'nin kendisini sevmesini beklemiş, ona kavuşmak için bu uğurda her yolu denese de karşılık bulamamıştı aşkına. Kendisi ile beraber tüm Trabzon'un şahit olduğu büyük aşkı için neleri yapmamış, neleri...