Bölüm 5: Sadece Bir Sayfa

116 14 37
                                    

Noe'nin gözleri sonuna kadar açıldı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Vanitas'dan hoşlanıyordu. Peki ya Vanitas? Gerçekten ondan hoşlanıyor muydu, yoksa sadece sarhoş olduğu için aklına ne gelirse onu mu söylüyordu.

Kendine gelmek için birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ve derin bir nefes aldı. "Öhm... Vanitas üzgünüm ama-" Daha sözünü bitiremeden gördüğü şeyle şok oldu. Vanitas çoktan altını çıkarmıştı. Noe kızarmış yanaklarıyla bağırdı. "Ne-ne yapıyorsun sen!" "Bir sorun mu var Noe? Burası ikimizin de odası ve ben odamda rahat olmak istiyorum." Elleri tişörtüne doğru kayarken Noe daha fazla dayanamayıp Vanitas'ın bileklerini kavradı. "İkimizin odasıysa edepli olman gerekmez mi?" Bileklerini kurtarmaya çalışan Vanitas birkaç kez çırpındı. Hareket ederken farkında olmadan absürt sesler çıkarmıştı ve doğrusu söylemek gerekirse bu çok...azdırıcıydı.

Daha fazla dayanamayan Noe hızlıca ellerini çekti. Vanitas çıkardığı seslerin farkında değildi. Bileklerinin kurtulduğunu görünce bir anlığına güçlü olduğunu düşündü ve kahkaha atmaya başladı. Bunu gören Noe yavaşça elini alnına götürdü. "Gitgide kötüye gidiyor."

"Hey Vanitas..." İsmini duymasıyla gözlerini Noe'ye çevirdi. "Hm?" Noe cesaretini topladı ve aklına gelen ilk şeyi söyleyiverdi. "Benden hoşlanıyor musun?" Buna karşı Vanitas bir süre bekledi. Vanitas'ın hiçbir şey demediğini gören Noe umudunu kaybetti. Şuan kesinlikle çok kötü bir ruh halindeydi. Yere eğildi ve başını gömdü. "Demek sahiden de sarhoş olduğun için..." Vanitas, Noe'nin kötü bir ruh halinde olduğunu görünce yanına çömeldi. "Aşık olmak tam olarak ne ki? O kişiye yakın olmak istemek mi? O kişiye sahip olmak istemek mi?" Noe'den ses gelmeyince çaresizce başını Noe'nin omzuna yasladı. Noe hissettiği ağırlıkla irkildi. "Vanitas..." Vanitas çoktan uyumuştu bile. Onu yatağa götürmek için ayaklandı. Yüzüne baktıkça ağlayası geliyordu. Cidden aşk neydi...

Vanitas'ı yatağa yatırmasıyla birlikte yorganı üstüne çekti ve odanın küçük balkonuna doğru yol aldı. Dışarıda yağmur çizeleniyordu. Eline o meşhur dergisini aldı. En sevdiği sayfa aklına geldikçe gülesi geliyordu. "Hahahaha..." Fakat bu kahkahalarda sevinçten eser yoktu. Sadece acıyı azaltmak için yaptığı küçük bir hareketti. Yağmur tanelerinin artmasıyla Noe balkonun kapısına doğru bir adım attı. Balkondan çıkmadan hemen önce o meşhur dergiyi aldı ve o çok sevdiği sayfayı aşağı attı, bir daha hiç görmemek üzere...

Ertesi gün:

Vanitas enerjik bir şekilde yatağından kalktı. Dün yaşadıklarını hatırlamıyordu, neyseki. Hızlıca duş aldı. Duştan çıktığında Noe çoktan uyanmış üzerini değiştirmişti. "Günaydın, kahvaltı yapmaya iniyor muyuz?" Vanitas başını olumlu anlamda salladı. İkili büfeye indiler. Büfe bugün oldukça sessizdi. Nerdeyse kimse yoktu. Yaşlı bir çift dışında. "Kimsenin olmaması tuhaf değil mi?" dedi dünkü olayları aklına getirmemeye çalışarak. Vanitas genci onayladı ve rastgele bir masaya geçtiler.

Birkaç dakikaya garson yemekleri masaya koydu ve masadan ayrıldı. İkili dün gece bir şey yememiştiler ve çok açtılar. O kadar hızlı yiyiyorlardı ki konuşmaya fırsat bulamıyorlardı. "Bu arada Noe, dün gece saçma bi şey yaptın mı?" Bu soru yüzünden az kalsın Noe ağzındakileri tükürecekti. "Hayır hayır, ben gayet memnunum." "Bu nasıl bir cevap öyle?"

Bir süre sonra garson elinde tepsiyle yanlarına geldi. "Şefin özel yemeğini tatmak ister misiniz?" Noe nazik bir biçimde teklifi reddetti. Onun tersine Vanitas ise heyecanla garsonu onayladı ve yemekleri yemeye başladı. Vanitas yemekleri yerken Noe etrafı izliyordu ve garip bir şey fark etmişti. Yaşlı çift kendilerini izliyordu. "Söylese miydik hayatım?" Yaşlı adam sakallarını kaşıdı ve alçak bir ses tonuyla karısına seslendi. "O zaman bizi de öldürebilirlerdi." Bunu duymasıyla Noe ürperdi. "Daha fazla..." Noe hızlıca elleri ile Vanitas'ın ağzını kapadı. "Yeter artık Vanitas gitmeliyiz!"

~VaNoe~ No:169Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin