2.Bölüm "Sana Asla Aşık Olmayacağım!"

143 24 9
                                    

(Aynur'un Anlatımıyla)

Bütün gece düşünmekten uyuyamamış sabaha karşı uyumuştum.
Sabah telefonumun çalma sesiyle uyandım.
Telefonumu yatağımın yanındaki komidininin üzerinden alıp yataktan kalkmadan açtım.

"Alo"

"Aynur sana araç yolluyorum.Birazdan seni alıp buraya getirecek"

Telaşla saate baktım saat
13.32'di.

"Tamam be...ben şimdi hazırlanıyorum"
Hızlıca yatağımdan kalkıp dolabımı açtım.
İçinden mavi kazağımı ve siyah pantolonumu alıp üzerime geçirdim.
Saçımı saldım ve biraz da makyaj yapıp odamdan çıktım.
Hızlıca aşağıya indim.
Aşağıya indiğimde annem mutfaktan çıkıp yanıma geldi.
"Nereye böyle sabahtan beri aşağıya da inmedin"

"Uyuya kalmışım anne.Dışarıda bir arkadaşımla buluşacağım sonra görüşürüz."

"Kızım bari bir şeyler yeseydin"

"Yok anne aç değilim size afiyet olsun"
Evden çıkarak  evin kapısının önünde beklemeye başladım.
Hafiften yağmur çiseliyordu.
Başımı havaya kaldırıp yağmur damlalarının yüzüme değmesine izin verdim.

Yağmur damlalarını yüzünde hissetmek o kadar güzeldi ki...

Şirkete gittiğimde beni nelerin bekleyeceğini bile bilmiyordum

Ama bunları düşünüp moralimi bozmak istemiyordum.
Yağmur gittikçe hızını arttırırken önümde siyah bir araç durdu.
Araca binmekte biraz tereddüt etsemde arabaya bindim.
Şoför hiç konuşmadan arabayı çalıştırdı.
Arabanın radyosundan çalan kısık müzik sesiyle başımı cama çevirdim ve yol boyunca cama değen yağmur damlalarını seyrettim

İnce bi' yağmur caddem anlık
En az gözlerim kadar ıslak
Geceleri yağdım huzurdan ırak
Diyordu şarkı

Bu kez dert değil mutluluktan
İnan korkum yolumdan uzak

Diye devam ediyordu şarkı...

Şuan benim korkum yolumdan daha büyüktü.
Bundan sonra hayatım nasıl olacaktı?
Duygusuz bir insanla hayat nasıl geçerdi?
Bunları düşünürken şoförün sesiyle kafamdaki tüm düşünceler silinip gitti.

"Şirkete geldik hanımefendi"

"Teşekkürler"

Arabadan inip şirkete doğru yürüdüğümde telefonum çalmaya başladı.
Beren arıyordu.
Beren benim en yakın arkadaşımdı.
Arkadaşlıktan öte kardeş gibiydik.
Telefonu meşgule atıp şirkete doğru ilerlediğimde telefonum tekrardan çalmaya başladı.
Arayan yine Beren'di.
Beren hep böyleydi.Telefonu meşgule atınca ısrarla aramaya devam ederdi.
Telefonu meşgule atıp kapattım ve şirkete doğru ilerlemeye devam ettim.
Burası kocaman bir şirketti.
Şirkete girdiğimde yanımdan geçen bir kadına Hasan Karaaslan'ın odasının yerini sordum.
"Pardon Hasan Bey'in odası nerede acaba?"

"7.kata çıkın koridorun sonundaki oda"
Kadına teşekkür edip asansöre doğru ilerledim.

Tam asansöre binecekken bir adama çarptım.

"Be...ben çok özür dilerim"

"Ne kadar sakar bir şeysin sen ya azcık önüne baksana!Bir de bu sakarlıkla seni burada işe mi aldılar?"

"Ya ne abartıyorsun?Özür diledik ya işte?"
Küstah!
Bu kendini ne sanıyordu?
Önüme geçerek yolumu kapattı
Sakin ol!Sakin ol!
"Önümden çekilir misiniz?Kalbinizi kırmak istemiyorum"
"Çekilmessem ne olur?"dedi alaycı bir ses tonuyla

AŞK KAFESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin