Karşımda küçüklük arkadaşım duruyordu.Sanki oturduğum yere çekiçle çakılmış gibi hissediyordum.Şoka girmiştim.Ilgaz ile tekrar karşılaşacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.Seneler önce İzmir'e taşındıktan sonra bir daha hiç konuşamamıştık.Annem de bana Ilgaz hakkında pek bir şeyden söz etmemişti.Defalarca sormuştum ama her sorduğumda bildiği halde beni geçiştiriyordu.
Annemi arayıp Nisalarda kalacağımı söyledim.Aslında Ilgaz'ın yanındaydım.Saatlerce konuştuk.Abur cubur almaya bulunduğumuz sahile en yakın markete gittik.
Yol boyu konuşmadık.Yol sessiz ve sakindi.Kimseler yoktu bizim dışımızda.Markete girip yiyecek ve içecek aldık.Marketten aldığımız abur cuburları ısrarla ben ödemeyi istesem de kendisi ödedi.
Marketten çıktıktan sonra Ilgaz şarkı söylemeye başladı.Sesi huzur veriyordu.İlk defa birinin sesine bu kadar hayran kalmıştım.Kıskanmıştım.Kendi sesim karga gibiydi.Şarkı söylemeyi beceremeyebilirdim ama gitar çalmak konusunda hakkım yenemezdi.
Söylediği şarkıyı bitirdi.Bakışlarını bana çevirerek başka bir şarkı söylemeye başladı.Şarkıyı biliyordum ama sesimden utandığım için eşlik etme konusunda kararsız kalmıştım.Sesimin kötü olmasını umursamadan eşlik etmeye karar verdim..Sanki koskocaman şehir bu gece sadece bizimdi.Beraber şarkı söylemeye başladık.
-Kalbimde dolaşmadan,
Benim diyemezsin bana.
Ruhuma karışmadan,
Canım diyemezsin bana.
-Tabii ki sen bana çok görüyorsun.
Benden çok biliyorsun ya nasıl sevilir.
-Rüyalarda yaşıyorum ben aşkını.
Ama bak,sen seviliyorsun,bense bekliyorum.
-Elinden geliyorsa,
Azıcık sevsene beni.
İçinden geliyorsa,
Tutup öpsene beni.
-İster misin Karsu?
-Neyi ister miyim?
-Boşver Karsum bak geldik zaten.
-Aaa gelmişiz!Ebe.
Diyerek koluna değdim.Ve koşmaya başladım.Çok hızlı koşuyordu.Ondan kaçamadım.Belimden kavrayıp beni kucağına aldı.Yüzümün kızardığını hissedebiliyordum.
-Gel bakalım küçük hanım.Nereye kaçıyorsun sen?
-Şey beni indirir misin?
-Rahatsız mı oldun?
-Hayır ondan değil.
-Kıpkırmızısın.
-Of biliyorum.
-Domatese dönüşmeni beklemem lazım.Yoksa indirmem.
-Ilgaz ya!
-Canım domates çekmiş olamaz mı?
-Ilgaz!
-Utandın mı sen yoksa?
-Ne utanması ya?Utanmam ben.
-Öyle mi?
-Birazcık utanmış olabilirim.
-Yüzün öyle demiyor.
-Beni biraz daha indirmezsen çok kötü şeyler olur Ilgazcım.
Kahkaha atmaya başladı.Çok güzel gülüyordu.Belki de bana öyle geliyordu ama daha önce gülüşünü bu kadar beğendiğim kimse olmamıştı.
-Oo çok korktum.Hemen indiriyorum seni küçük hanım.
Yavaşça beni yere indirdi.Yüzümün yandığını hissediyordum.Aslında ben halimden memnundum.İnmek istemezdim ama biraz daha durursam büyük ihtimalle Ilgaz'ın da dediği gibi domatese dönüşecektim.
Motorun olduğu yere doğru yürümeye başladık.Yiyecekleri poşetten çıkardık.Gazeteleri serip yere oturduk.Ilgaz içeceklerimizi katıyordu ben ise yiyecekleri açıyordum.
-Canın domates mi çekti?
-Hayır sen-
-Aa yıldız kayıyor,dilek tut!
-Senden başka dileğim yok zaten.Sen dile istediğini.
Kafamı Ilgaz'a çevirdim.Gülümsedim.Karşılık verdi.Çok güzel bakıyordu.Ben de dileğimi tuttum.
-Tuttum.
-Ne tuttun?
-Gerçekleşince söylerim.
-Bana söylersen gerçekleştiririm.
-Söyleyemem.
-Sen bilirsin güzelim.
-Ben sana bir şey sormuştum,hatırlıyor musun?
-Tek güzelim sensin Karsu.
-Ben daha söylemedim bile.
-Küçükken de öyleydi hatırlıyor musun?
-Evet,hatta aynı anda konuşurduk da annelerimiz gülerlerdi.
Gözleri doldu.Kafasını farklı tarafa çevirdi.İstemeden kötü bir şey mi söylemiştim acaba diye düşündüm.
-İyi misin Ilgaz?
-İyiyim Karsu.Eskileri hatırlayınca duygulandım.
-Ben de istemeden kötü bir şey dedim sandım.
-Yok güzelim.Demedin.
Saatler su gibi aktı.Birbirimiz hakkında çok şey merak ediyorduk.Derslerden konu açılmıştı.Kafama bir şey takıldı.
-Ilgaz.
-Efendim güzelim?
-Sen benden büyük değil misin?Nasıl ikimizde lise son sınıftayız?
-Geçen sene snıfta kaldım.Ders çalışmadım.Derslerde uyudum genelde.Zaten ben senden o kadar da büyük değildim küçükken bana abi demen için yalan söylemiştim.Boyum da senden uzun olduğu için kolay kandırmıştım.
Gülmeye başladık.Boyu şuan bile gerçekten benden baya uzundu.Hazır sormuşken senelerdir merak ettiğim şeyi sormak aklıma geldi.
-Özel değilse bir şey daha sorabilir miyim?
-Sor tabii ki.
-Siz neden taşındınız İzmir'e?Şimdi de neden Antalyadasın?Tek mi yaşıyorsun?Senelerdir merak ediyordum.Anneme ara ara sorsam da cevap vermiyordu.Bende sormayı bıraktım.Tabi cevaplamak zorunda değilsin.Öylesine soruyorum ve cidden merak ediyorum.
-İlla ki bir gün anlatıcam sonuçta şimdi anlatmasam başka zaman anlatıcam o yüzden hazır yeri gelmişken anlatayım.Ben İzmir'e teyzemin yanına taşındım çünkü ailemi araba kazasıyla kaybettim.
Tepemden aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki.O an zamanı geri almak istedim. Yutkunamadım.Konuşamadım.Keşke sormasaydım diye kendimi yiyip bitirdim.O anlatmaya devam etti.
-Ondan sonra bir kaç yıl anneannemde kaldım.Onlar da vefat edince.Bir kaç yıl da teyzemde kaldım.Bir kaç ay önce teyzem ile eniştemin konuşmasına şahit oldum.Meğer eniştem beni istemiyormuş.Bende valizimi topladım.Teyzem de benle konuştu.Amcamdan kalan eve geldim bende.
-Özür dilerim.Keşke merak etmeseydim.
-Güzelim saçmalama.Benim hakkımda bir şeyleri merak etmezsen ilgilenmezsen üzülürüm ben asıl.
-Öyle mi?
-Öyle güzelim.
-Hadi ben seni eve bırakayım.
-Anneme Nisa'nın evinde olduğumu söyledim.Bu saatte neden geldiğimi sorar.
-Benim evime geçelim o zaman.Biraz uyur uykunu alırsın hem.
-Öyle mi yapalım?
-Öyle yapalım.
-Tamam o zaman çabuk gidelim yoksa ben uyuyup kalıcam burada.
Etrafı hemen topladık.Motora binip evine doğru yol aldık.Apartmanın önüne geldik.Sessizce kimseyi uyandırmadan aynı zamanda etrafı kolaçan ederek girdik.