Yeni İttifaklar

20 0 0
                                    

Layla kariyerlere güvenmiyordu. Her sene kariyerler oyunlara müttefik olarak başlar, haraç sayısı iyice azaldığında ise ihanetler birbirini kovalardı. Layla'nın içinde ise onu öldürmek için haraç sayısının azalmasını beklemeyecekleri gibi bir his vardı. Onunla konuşuyorlar ve çoktan müttefiklermiş gibi davranıyorlardı. Fakat Layla ona atılan kıskanç, küçümseyici bakışları fark ediyordu. Oyunların şuana kadarki kısmında en çok sponsor toplayan kişi oydu. Herkes de bunun farkındaydı. Bu durumun zararına olabileceğini ise hiç düşünmemişti. Layla, aldığı bıçakları art arda hedeflere atarak onu izleyen kariyerlere gülümsedi. Bütün bıçaklar hedefleri on ikiden vurmuştu. Layla kariyerlerin onunla müttefik olduklarını düşünmelerine izin verecekti. Oyunlar başladığında ise bir an önce harekete geçecekti.
Layla yaklaşık yarım saat kadar bıçaklarla oyalandıktan sonra kısa bir nefes almak için banka oturdu. Bankın diğer köşesinde 11. Mıntıka'dan olduğunu hatırladığı Irene oturuyordu. Onu gören kız çekingen bir şekilde Layla'yı selamladı. Layla, oyunlara gidene kadar arkadaş yapmayı planlamıyordu. Kazanmak istiyorsa şuan gördüğü bütün haraçların ölmesi gerekiyordu. Bunu aklından çıkarmamalıydı. Yine de kendine engel olamadan Irene'e sordu:

"Sen neden istasyonların birinde çalışmıyorsun?"

Irene utanmış bir ifadeyle gülümsedi. "Buraya gelirken dalgınlığıma gelmiş, bize verdikleri ayakkabılar yerine kendi botlarımı giymişim. Eğitmene haber verdiğimde beklememi söyledi. Getireceklermiş."

Irene sözünü bitirirken eğitmenlerden biri bir çift ayakkabıyı Irene'in önüne koymuştu bile. Irene hızlıca ayakkabılarını değiştirmeye başladı. Layla, Irene'e gülümsedi. 2. Mıntıka'da antrenmanlara giderken o da aynısını sık sık yapmıştı. Irene konuşmasına devam etti:
"Bıçaklarla çok iyisin. Eminim bu senenin kazananı sen olacaksın. Başkent'ten olsaydım bahsimi kesinlikle sana oynardım."

Layla bu beklemediği iltifat üzerine sevinse de yüz ifadesini değiştirmemeye özen gösterdi. Irene'in bu sözleri onu manipüle etmek için bir taktik olabilirdi. Kimseye güvenemezdi. Fakat Irene'e baktığında sözlerinin içten olmadığına dair tek bir işaret göremedi.

"Teşekkür ederim. İstersen sana bıçak fırlatmayı öğretebilirim."

Irene, bu teklif karşısında şaşırmış göründü. Birkaç saniyeliğine duraksasa da Layla'nın teklifini kabul etti. Sonraki iki saat zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bıçaklarla çalıştılar. Irene başta hedefi bile tutturamıyordu. Atışlarından birinde neredeyse 12. Mıntıka haracı olan Bryce'ın saçını uçuracaktı. Bryce onlara sinirli bir bakış atmıştı. Bunun üzerine birbirlerine kısaca bakıp o kadar çok gülmüşlerdi ki Layla en son yerde oturup nefes almaya çalışıyordu. Irene, Layla'nın elinden tutup kalkmasına yardım etti.
"Ben yoruldum. Biraz da hayatta kalma istasyonlarına bakmak ister misin?"
Layla onu onaylayan bir şekilde başını salladı, daha sonra zehirli ve zehirli olmayan bitkilerin farklarını anlatan eğitmenin yanına gittiler. Irene, bu konuda şaşırtıcı şekilde iyiydi. Layla ise aralardaki ufak farkları seçmede zorlanıyor, neredeyse her seferinde zehirli olanı seçmeyi başarıyordu. Irene başta sabırla ona dikkat etmesi gerekenleri açıklasa da sonlara doğru pes etmeye başlamıştı.
"Sen en iyisi arenada çimen bile yemeye çalışma. Bir şekilde onun bile zehirlisini bulursun."
Bunun üzerine Layla sinirlenmiş gibi rol yaparak şakayla etrafta Irene'i kovalamaya başlamıştı. İkisi de kahkahalar atıyorlardı. Diğer haraçlar o sırada muhtemelen "Bu iki aptal napıyor?" diye düşünüyorlardı.
Layla ise en son ne zaman bu kadar eğlendiğini hatırlayamıyordu. İkisi de fazlasıyla yorulduğunda ise banklardan birine geri oturarak diğer haraçları incelemeye başladılar.

"Ben mi yanlış görüyorum yoksa şurada Diana Dante'nin omzunda uyuyor mu?"

Layla, Irene'in işaret ettiği köşeye baktı. "Doğru görüyorsun. Oyunlardan önce fazlasıyla hızlandırılmış bir aşk hikayesi falan görüyoruz galiba."

Irene bunun üzerine güldü. "Buradan en sinir bozucu görünenler kim sence? Olivia ve Perla benim listemde en tepede falanlar. Sabahtan beri kariyerlere yanaşmaya çalışıyorlar. Yeterince denerlerse aralarına alacaklar sanki."

"Aralarına almışlar gibi davransalar bile muhtemelen arenaya çıktıkları anda ilk kurban onlar olurlar."

"Sen de bu yüzden mi kariyerlerle müttefik olmuyorsun?"

Layla hafifçe iç çekti. "Beni müttefikten çok rakip olarak görüyorlar. Hiçbirine güvenmiyorum. Özellikle şu Elena denen kıza. Kariyerlerin lideri gibi davranıp herkese şirinlik yaparak oyunları kazanabileceğini düşünüyor sanırım."

Irene, inançlı bir şekilde Layla'ya gülümsedi. "Onlara ihtiyacın yok zaten."

Layla'nın üzerine belki de günün yorgunluğunun da etkisiyle bir hüzün çöktü. Buraya gelirken kimseye bağlanmamaya, arkadaş yapmamaya kararlı bir şekilde gelmişti. Şimdi ise Irene'i arenada nasıl rakibi olarak göreceği hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Keşke burada değil de mıntıkalarda tanışsaydık. Eminim çok yakın arkadaş olurduk."

Irene, Layla'nın kolunu hafifçe ittirdi. "Şimdi arkadaş değil miyiz yani?"

Layla düşünüyor gibi bir ifade takındı. "Düşünmem lazım. Henüz karar veremedim."
Bunun üstüne ikisi de güldüler. Layla devam etti: "Arenada müttefik olmak ister misin? Zaten bugünden sonra sanırım seni istesem de rakip olarak göremeyeceğim. Hem arenada birinin yanlışlıkla zehirli bir yaprak yutmadığımdan emin olması lazım."
Layla sözlerini bitirdikten sonra Irene'e sıkması için elini uzattı. Irene, Layla'nın uzattığı eli sıktı.

Oyunların başlangıcı gerçekten de hiç Layla'nın düşündüğü gibi gitmiyordu. Fakat bundan çok da şikayetçi olduğu söylenemezdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

69. Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin