1. Bölüm- çarpışma

192 12 3
                                    

Babamın ölümü beni çok sarsmıştı. Babam öldükten sonra saçımı kestirmiştim. Tabi bu da annemin zoru ile olmuştu. 'Kızım saçını kestirelim, hani senin istediğin ama benim izin vermediğim saç tipi, kestirelim istediğin gibi.' demişti. Ben ne kadar gerek yok diye söylensem de annem yarım saat ısrar etmişti ve ben de mecburen tamam diyerek kestirmiştim.

Babamla annemden çok daha iyi anlasiyordum. Babam beni dinliyordu. Bana asla kiyamazdi. Bana bagirdiginda yanima gelir ve ozur dilerdi. Babam cerrahtı. Annem ile ayni hastanede caliyorlardi, annem dogum cerrahı, babam ise kalp cerrahiydi. Hastanede tanismislar ve birbirlerine asik olmuslar.

Annem hastaneden eve erken gelmisti babam ise gece gec saatlere kadar hastanedeydi. Gece hastaneden dönüşte kaza yapmış, hastaneden bizi aradiklarinda cok korkmus, telaslanmistik. Hastaneye gittigimizde babam yogun bakimdaydi. Bekledik, bekledik ve bekledik... Babamin o yogun bakimdan sağ saglim çıkmasını bekledik, umduk.

Ama babam çıkmadı, çıkamadı. O kadar çok aglamistim ki. Rüya olmasını o kadar çok dilemistim ki... Ama rüya değildi...

Babam öleli iki sene olacaktı iki ay sonra.

Annem babamın ölümünden bir sene sonra evlendi. Ben anneme de hak veriyordum. O da hayatına devam etmek istiyordu. Evleneceği adam iyi birine benziyordu. Annem bana bu konu hakkındaki düşüncelerimi tabi ki de sormuştu. Ve ben de 'Evlenebilirsin. Bu senin hayatın.' demiştim.

Keşke demeseydim. Annem ve üvey babam evlendikten cicim ayları geçtikten sonra üvey babam olacak adam bana kötü ve kaba davranmaya başlamıştı. İşten geliyor, yorgundur düşüncesiyle onunla uğraşmak, tartışmak istemedim. Uvey babamın holdingi var. Buraya tasinmadan once izmir'deki binasini satip İstanbul'da holdingi icin bina yaptirdi. İsini toparlamasi epey zaman aldi. İstanbul'da isinin duzenini saglayana kadar orada kaldi.

Bir seneden beri yani babam öldüğünden beri kendimde değilim. Bir de bu adamla uğraşmak istemiyordum. Babam öldüğünden beri de psikoloğa gidiyordum. Bunu ben istemiştim.

Üvey babamın bu hallerini umursamamaya çalıştıkça o daha da üstüme geliyordu. Ve artık bikmistim. Her akşam küçük bir şey de olsa muhakkak bir tartışma yaşanıyordu evde.

Ben kim miyim? Ben babamin kizi Beste'yim. 17 yaşındayım. İzmir'den İstanbul'a 2 hafta önce taşındık 7 aydan beri bu ev yapılıyordu ve nihayet bitmişti, biz de taşınmıştık. annem beni hemen okula yazdirmisti.

Yarın okulun ilk günü ve ben çok heyecanlıyım. Babamin ölümünden sonra ilk defa heyecanlıyım. Yeni arkadaşlarım olacak mi acaba? Yoksa sene boyunca yanlız mi kalacağım. Bunları düşünerek alışveriş için carsinın kaldırımında yürüyordum ki öküzün biri bana çarptı.

"Yavaş olsana hayvan mısın nesin ya" diye cirladim.

"Ne bağırıyorsun be" diye cevap verip ellerini kulaklarına götürüp kapattı.

"Önüne baksana kör müsün ya" diye söylendim.

"Cattik belaya bi git işine kızım" diye soludu ve hızla yanımdan geçip gitti. Bu ne özgüven kardeşim çocuğa bak.
Hem çarp hem bağır.

Çarpıştığım çocuğu düşündüm acayip yakışıklıydı gözleri yesildi, esmerdi ve kirli sakallarıyla çok çekici gözüküyordu da bundan bana ne?

Büyük bir AVM'ye girdim 11. Sınıfa geçiyordum okulun ilk günü güzel bir şeyler giymem gerekti. Aslinda cok da onemsemiyordum yani onceden cok onemserdim ama simdi sadece bir Beste Göktuğ klasiğini yerine getirecektim:

-Beste Göktuğ okulun ilk ve son gunu çok süslü olur çünkü kızlar kendisini kiskanmali ve erkeklerin dibinin düşmesi gerek!

Ordan bir kaç mağazaya baktım ve beğendiklerimi aldım yarınki kombinim hazırdı. Beyaz şort üzerime göbeğimin hemen üzerinde biten beyaz askılı bir bluz aldım. Ayakkabı olarakta beyaz korverslerle çok güzel uyum yaptığımı düşündüm.

SadistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin