Cinayet İşleyen Masum Adam

6 3 15
                                    

Zerre kadar bir şey düşünmedim duyduğum sesten sonra. Arabanın garajını açıp içindeki beş silahı ve bütün mermileri aldık. Şarjörlere doldurdum ve ikisini elime alıp diğerlerini de belime yerleştirip içeri yöneldim.

"Girmezsiniz!" iki güvenliği de öldürdüm. İçeri girdim alarm çalmıştı. Sizi kurtarmayacak. Değil alarm Ordu çıkarsanız karşıma ölene kadar sizi öldürürüm ve çocuğumu da karımı da alır giderim.

-Ruhe'den-

"Bu da ne?"

"Bu iyi olmadı işte."

"AKEL!" o muydu? Akel miydi? Bu kadar korktuklarına göre o olmalı. Ya da arkadaşı mı? Beni tutan adamın elinden kurtulmaya çalıştım ama çoktan dönüşüm geçirmeye başladığımdan beni bir sedye üzerinde götürüp silindir şeklinde bir akvaryuma kilitlediler. Bebeğim...

Suyun içinden ellerimi cama vurmaya başladım. Seslensem de sesim ulaşmıyordu. Silah sesleri yükseldi. Akel...

"Bak izle! Nasıl o adamı öldüreceklerini izle." önümde televizyon gibi bir şey vardı.

"Kaçmanın bedeli bu olacak denizkızı."

"Hayır! Akel Hayır!" silahı karşısındakine doğrultmuştu ama arkasından da biri ona silah çekmişti. Hayır. Ve üç silah da patladı.

"AKEEL!" yoktu. Orada değildi. Ekranda görünmüyordu, yoktu. Kurtulmuş muydu? Silah sesleri tekrardan yükseldi yanımda duran adam da eline silah alıp dışarı çıktı. Benim yüzümden. Hepsi benim yüzümden onunla asla evlenmemeliydim hayatını mahvettim.

Beni kurtarmak için geldi şimdi ise onca kişiye karşı tek başına ve ben sadece sesleri duyabiliyordum. Her patlama sesi geldiğinde kalbim tekliyordu. Ölecekti. Öldüreceklerdi onu.

Sesler birden kesildi sadece ayak sesleri vardı. Bağırsam kimse duymazdı ama ben duyabiliyordum dışarıyı. Kapı açıldı ve karşımda gördüğümle duydukların daha da korkutucu bir hâl aldı. Acıyla bana baktı. Yanıma geldi ve akvaryumun kilidini açıp bana hazırladığı karışımı verdi. Tekrar insana dönüştüğümde artık beni havuzdan çıkarmıştı ama tek kelime bile etmiyordu.

"Kalk ayağa hadi. İyi misin?" bana uzattığı eline bakakaldım. Kan damlıyordu ellerinden. Yolda üstünü değiştirmişti mavi bir gömlek giymişti ve şimdi de o gömlekteki kan lekeleri maviliği yok etmişti. Tek mutluluğum zarar görmemiş olmasıydı. Uzattığı elini tutup kalktığımda diğer eliyle de beni destekledi ve kolunun altına aldı. İyice kendine bastırdı.

Odadan çıkıp koridorda yürümeye başladık etraf kanlar içindeydi. Bunları en merhametli olduğunu düşündüğüm adamın yaptığını bilmek çok...Çok inanılmazdı. İlerlemeye devam ettiğimizde bir adam çıktı karşımıza ben adamı yeni görmüşken Akel onu vurmuştu bile. Silahın sesiyle irkildim. Kan ikimizin de üzerine sıçradı.

"Korkma. Bitecek şimdi. Dışarı çıkacağız." sesimi çıkarmadım ve yürümeye devam ettim. Etraf tamamen kanlar içindeydi ve o kanlar artık benim de üzerindeydi.

Geldiğimiz araba ileride duruyordu yavaşça oraya gittik. Arka kapıyı açıp beni içeri koyduktan sonra bagajı açtı. Arkamı dönüp baktığımda elbette göremedim ama duyduğum seslerle orada daha fazla silah ve mermi olduğunu anlamam zor olmadı.

Hep gülümseyen kendi düşmanı olsa bile merhametle yaklaşacak olan o adam yok olmuştu. Şu an yanımda hiç tereddüt etmeden birçok kişi öldürmüş bir adam vardı. Evet beni ve bebeğimizi kurtarmak için yapmıştı ama onun buna nasıl dayanacağını bilmiyorum. Orada sadece görevli olarak çalışanlar da vardır belki. Bunu mutlaka düşünüp vicdanını çekecekti. Tanıyordum artık onu. Arabanın kapısı açıldı ve elinde bir battaniye ve birkaç kıyafet ile gülümseyerek bana baktı.

"Hadi üstünü değiştir üşütmemeniz lazım."

"Sen iyi misin?"

"Eğer ikiniz iyiyseniz ben de iyiyim Ruhe. Gözünde artık nasıl biriyim bilmiyorum ama zerre kadar pişmanlığım yok. Bir daha olsa bir daha tereddüt etmeden yapardım. Ben yapmam gerekeni yaptım yani evladımı ve güzel karımı korudum. Bunun vicdanını çekmeyeceğim. Endişen buysa bundan endişe duyma. Seni de bebeğimizi de çok seviyorum." duygusuz bakışları bana baktığında yok oluvermişti. Hep böyle bakıyordu bana. Dünyadaki en değerli varlık benmişim gibi. Benim içinde o öyleydi. En değerlim oydu tabiki bebeğimden sonra. Ellerini saçlarıma götürüp içinden geçirdi.

"Gerçekten üşüteceksin. Hadi üstünü değiştir bende havlu bulayım da kurulan."

"Sende değiştir üstünü arkadaşın seni görmüşken tutuklamasın bari." dediğime kahkaha atarak güldü.

"Kardeş gibiyiz bir şey demez."

"O kadar kişi öldürmene?"

"Kesinlikle. Sebebe bakar."

"E iyiymiş senden ayrı kalmak istemezdim zaten."

"Birileri bana çok mu alıştı yoksa?"

"Deli adam! Elbette alıştım. Nereye baksam sen. Görmezsem eksik kalırım."

"Aynı güzel sözleri size iletiyorum hanımefendi." ayağa kalkıp alnımdan öptükten sonra arkaya gitti. Üstümüzü değiştirip temizlendikten sonra tekrar yoka koyulduk.

"Akel." dedim uzata uzata. Sanki hiç onca kişiyi öldürmemişiz gibi! Ama onlar da bebeğime zarar verecekti hak ettiler. Üstelik Akel'i öldüreceklerdi. Pislikler.

"Söyle güzeller güzelim."

"Ben acıktım."

"Haklısın çünkü saatler oldu yemek yemeyeli. Birazdan bir restorana geçeriz. Önümüze düzgün bir tanesi gelsin hemen sana bir sürü yemek isterim."

"Ben normalde çok yemem sanki çok yiyormuşum gibi konuşma."

"Bir tepsi böreği de tek oturuşta bitiren bendim zaten."

"Açtım ne yapayım? Sende o kadar güzel yapmasaydın. Bak şimdi canım çekti."

"Benim sana şimdi börek bulmam gerekiyor. Nerede bulabiliriz ki? Şehre girsek bulurum aslında."

"Ne? Saçmalama Akel ne böreği ne bulması?"

"Aşerdin."

"Ne?"

"Aşerdin diyorum. Börek çekti canın yani bebeğimin. O böreği bulmam lazım."

"Saçmalama! Bana yemek bul yeter. Çok açık böreği sonra hallederiz."

"Mecbur sonraya kaldı zaten. Burada bulamayız."

"Hımhım. Ben biraz uyuyorum sen geldiğimizde bana haber verirsin olur mu?"

"Emrinize amadeyim. Üstünü güzelce ört."
Sıkıca battaniyeme sarıldım. Çok geçmeden de uyuyakalmışım.

Akel'den devam

Restorana gidip yemek yemiştik şimdi de yola devam ediyorduk. Bir iki gün devam ettik. Arkadaşımla da konuşamıyordum telefon olmadığından ve cidden son olaydan sonra daha da tedirginlikmiştim. Zerre kadar uyku gözüme girmiyordu ve buna çokça memnundum. Uyumamak iyidir. Ruhe için. Bebeğim için ayakta durmam gerekiyor. Kenara çekmiştik ve Ruhe beni uyuyor sanıyordu ama ben numara yapıyordum elbette. Uyumadığımı anlarsa kesin beni zorla uyutur sen araba sürerken ben uyurum, derdi. Karımı tanıyorum yani net bunu söylerdi sonra da başlasın tartışma. Birden camımın tıklatılmasıyla elim direkt silahıma gitti. Cama baktığımda rahatlayıp elimi silahtan çekip kapıyı açtım ve dışarı çıktım.

"Buldum seni."

"Buldun beni devrem."

Müzik ve KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin