Çocuğun üstünden hemen kalktım.
"Şeyy.. ben özür dilerim. Sesleri merak edip aşağıya baktım. Eğileyim derken düştüm. Gerçekten üzgünüm." dedim.
Gerçekleri söylemek en doğrusuydu. Şu zamanda başka ne diyebilirdim ki. Adını bilmediğim çocuk ban dönüp
"Ne oldu sana böyle?" dedi.
"Bir şey yok, ne olabilir ki?" dedim.
Hızlı adımlarla eve koştum. Sanırım ağlayan gözlerimi kast etmişti. Evin önüne geldiğimde durdum çünkü bizim iki koskoca kamyon neredeyse pencereleri birbirini gören –perdeyi kapatmazsan!- eve birileri taşınmıştı. Bayağıda zenginlerdi. Neyse evin önüne gelmiştim. Tipime çeki düzen verdim ve kapıyı çalarken yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. Kapıyı annem açınca tabii ki de bunu yapmalıydım.
"Neden okulda değilsin?" dediği an o sahte gülümseme silindi.
Ah tabi ya okul vardı demi. Babam yüzünden onu da unutmuştum. Napcam şimdii ya! Saniyeler sonra aklıma bir kıvırma yöntemi geldi.
"Başım ağrıyordu. Dersi dinleyemeyeceğimi anladım ben de izin alıp geldim." Dedim.
Kendime göre iyi kıvırmıştım. Ama yalan söylememiştim gerçekten başım ağrıyordu.
"Kızım geç içeri! Sana bir ağrı kesici getireyim." Dedi.
Annem düşünceli biriydi. Söylediğini yaptım. Ağrısı biraz dinmişti ama bu babamın yaptıklarını değiştirmiyordu. Yumuşacık yatağıma girdim ve gözlerimi kapattım. En iyisi uyuyup kısa süre de olsa dinlenmekti.
***
Off ya Naci yine mi yaa! Yine çalıyor ama bu sefer kolum dürtükleniyordu.
"Hadi Hazal kalk kızım! Uyan kızım hadi!"
Annem beni mi uyandırıyor. Kesin bir sorun var. Babamı mı öğrendi acaba? Gözlerimi açtım.
"Hadi Hazal kalk hazırlan! Yeni komşularımız taşınmış onlara kek ve kurabiye yaptım. Onları götürüp bir hoş geldin diyelim."
Kalkıp hazırlandım. Annemi üzmemeye karar verdim babamın yaptığından sonra. Zaten en kısa zamanda o adamla konuşacağım. Aşağı kata indim annem bana kurabiye tabağını verdi ve gitmeye koyulduk. Kapıyı çaldım. Tatlı ve sarışın bir bayan açtı kapıyı ama kadın dondu kaldı sanki anneme bakıyordu. Annemle tip tip bakışıyorlar. Sarışın kadın en sonunda
"Sima!" dedi.
Annem de "Elçin sen misin?" dedi.
Sarışın kadın -adının elçin olduğunu öğrendiğim kadın- annem ve beni içeri aldı. Tabakları mutfağa koydular ve sarılıp, özlem giderdiler. Sonunda oturup konuşmaya başladılar. Konu Aras adında bir çocuğa gelmişti.
Annem "Aras nasıl? Son gördüğümde çok küçüktü." Dedi.
Sarışın kadın da "Çağırayım da gör!" dedi ve "Aras! Aras!" diye seslenmeye başladı.
Cevap gelmeyince bana döndü ve "Kızım Hazal bizim oğlana bir bakar mısın?" dedi.
Bende "Elbette" dedim.
Kadın "Üst kat soldaki ilk oda canım" dedi.
Gülümsedim ve yukarı çıktım. Odaya girer girmez şok geçirdim. Bir de ne olsun dün üzerine düştüğüm çocuk. Nasıl uyandıracağım ben ya bunu. Bir de o kadar tatlı uyuyor ki. O kadar masum ki uyurken. Ayy Hazal neler düşünüyorsun kendi kendine dedim ve aklıma gelen şeytani bir fikirle masanın üstündeki suyu aldım çocuğun başından aşağı döktüm. Çocuk tınlamadı.
"Ya anne hep aynı şekilde uyandırıyorsun ama."
Gözleri halen kapalıydı. Demek annesi de onu böyle uyandırıyordu.
"Kalk be! Ben annem değilim. Annem seni çağırıyor."
Aras'tan
O sesi duyduğum gibi gözlerimi açtım. Bu dünkü kızdı. Üzerime düşen...
"Hadi kalk annen seni çağırıyor."
Neyse kırmayayım bizim taşı. Yataktan kalktım. Beraber aşağıya indik. Annem ve yanındaki bir kadın gülümseyerek bize bakıyordu. Bu sessizliği zil bozdu. Kapıyı açmaya annem gitmişti. Geldiğinde yanındakine –sanırım adının Hazal olduğunu öğrendiğim kızın annesi-
"Çocukları dans kursuna gönderelim mi?" Dedi.
O kadın da "Evet çok güzel olur Elçin." Dedi.
Bunlar nereden tanışıyordu? Dans kursu da nereden çıkmıştı? Biz bu taşla dans kursuna mı gidecektik? Acaba iyi anlaşabilecek miyiz? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? Kırmızı mercimek neden turuncu? Aklımda deli sorular.
Yine bölüm sonu. Umarım keyifli okumuşsunuzdur. Bu arada buradaki 'taş' kelimesini güzel ve çekici kız anlamında kullanıyoruz.
![](https://img.wattpad.com/cover/42889327-288-k414613.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMA TAŞ DÜŞTÜ (Düzenleniyor)
Teen FictionAşağıdan sesler geliyordu. Bu seslerde ne? Tam zamanı! Kim benim gizli yerimi bulmaya gelmişti ki? Hemen aşağıya doğru eğildim. Tam görünmüyor biraz daha ine- "Aaaa" yumuşak bir iniş yaptım. Aşağı bakayım derken düşmüştüm inanmıyorum. Tam nereye düş...