Merhaba arkadaşlar :))
Hikayemi okuyan küçük kitleyi biraz daha büyütmek için yeni bölümü yazar yazmaz hemen yayınlamak istedim.Birkaç talihsizlik yüzünden bu bölüm iki defa silindi bu yüzden çok üzgüm.
Hikayemi okuyan, yorum yapan vote veren herkeze çok teşekkür ederim. *-* :))
°°°°°°Bendenim acı ile kavruluyordu, belimden şakaklarıma kadar ulaşan saf acı vücudumu titretmişti. Babanım yarımı ile doğrulunca "Teşekkürler baba" diye fısıldadım gülümseyerek sırtımı okşadı bu o kadar iyi gelmişti ki babamın gülümseyişi bana da geçmişti.
Kaza gecesinin ardından iki gün geçmişti kaza anını tam olarak göremesemde iliklerime kadar hissetmiştim. Babamın dediğine göre bir komiser ile kaza yapmıştım ve bu işimin daha da zorlaşmasına neden olmuştu.
Ne kadar tedirgin olsamda bunu yansıtmamaya karat verdim. Göz önünde olmaya hiç gerek yoktu. Babam orada ne işimin olduğunu sorsada üstelememiş sorularını sonraya saklayacağını belirtmişti.
O sırada kapı tıklatıldı ve ardından yavaşça açıldı. Kolu alçıda olan uzun boylu bir adam baş selamı verdi ve içeri girdi.
"Doktorunuz ifade vermek için uygun olduğunuzu söyledi" yutkundum, henüz uygun falan değildim.Başımı olumlu anlamda salladım, kolu alçıdaki-polis olduğunu öğrendiğim- adam babama döndü ve "Hanımefendinin ifadesini yalnız almalıyım" dedi ve yanımda bulunan koltuğa oturdu.
Babamın itiraz edeceğini anlayınca sorun yok dercesine başımı salladım ve gülümseyişimde destekledim.
Ne yapacağımı bende merak ediyorum baba, demek istesemde ağızımı açmadım."Nefes Bozkurt'tu değil mi?" başımı tekrar olumlu anlamda salladım.
"Pekala, öncelikle kazaya sebebiyet veren etken neydi? Yani çift şerit olan geniş bir yolda aşırı hızla ters şeritte gitmeye neden devam ettiniz?"Biran boş bulunup kaşlarım şaşkınlıkla havalanınca karşımdaki polis memuruda tek kaşını kaldırarak bana baktı.
"Ters şeritte olduğunuzu biliyordunuz öyle değil mi?" sorusuna aceleyle cevap verdim "E-evet tabi ki biliyordum" kekeledim, kahretsin!
İnanmayan bir çift gri göz tedirginliğime dikkat kesildi ve her hareketimi mercek altına aldı. Söylediğime ben bile inanmazken karşımda bu işi meslek olarak yapan birini nasıl inandıra bilirdim ki!
"Emin misiniz?" hala hareketlerimin tutarsızlığını tartıyoru ve bu konuda çabalamaktan vazgeçtim.
"Belki çok karanlık ve ıssız bir yer olduğu için fark edememiş olabilirim." diye bir kaç kelime ağızımda geveledim.
Sesli bir şekilde soludu " Tamam o zaman baştan alalım. Sadece ıssız bir yer olduğu için böyle bir hataya düşmeniz oldukça zor olmalı, yapmış olduğunuz bu dikkatsizliği tetikleyen olay neydi?"
Tetikleyen olay mı?
Tedirginliğim bozuk sinirlerimle buluşunca hırçınlaşmaya başlayacağımı hissettim. Ne kadar kendimi tutmaya çalışsamda.
"Kusura bakmayın fakat abartıyorsunuz evet karanlık ve ıssızlığın vermiş olduğu bir karmaşa içindeydim ve bu demek olmuyor ki dikkatsizdim. Dikkatsiz olabilmem için sarhoş olmam gerekmez miydi? Kanımda nokta kadar alkol bulursanız hakkımda yazılan bütün suçlamaları kabul edeceğim!"
Bu polis bozuntusu bana oynuyordu! Acaba adam bulunmuş muydu? Ya ölmediyse? Ya benim onu vurduğumu falan söylemişse?
Hayır, hayır o ölmüştü, kesinlikle ölmüştü!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI YALANLAR
Mistério / SuspenseHer şey yalanken neye inanır insan, ya da her inandığınız insan yalansa? Saklanmış yalanlar, hayat seçiminizi zorlaştıran ağır kalplerin bedenini kavuracak kadar acı vericidir. Saklamak tek seçimse eğer, yalan tek kurtuluştur.(Betül Y.) °°°°°°°°°°°...