Beş

14 2 19
                                    

Hayatı sorgulamak ne kadar çok yaptığım bir şey gibi gözüksede, aslına bakılırsa pek de öyle sayılmaz. Çoğu zaman hiçbir şeyi kafaya takmayan, gelişine yaşayan biriyimdir.

Ona olan hislerimi kabullendiğimden beri ise hiç de ben gibi değildim.

Tuhaf hissediyordum. Ağlıyordum bazen. Bazen de öyle bir gülüyordum ki ona sahip olduğum için, her şeyi unutuyordum.

Şimdi ise dağılmıştım. Ve o bunun sebebini anlayamayacaktı. En son kendimi aşırı çok zorladığım için önünde yığılıp kalmıştım. Sonra Arda babasını aramış, beni evine getirmişti. Şu an onun yatağında uzanıyor ve kara kara ne yapacağımı düşünüyordum.

Ne diyecektim? Neden onları görünce öyle olduğumu, ağladığımı nasıl açıklayacaktım? Siktir kesin bir daha beni görmek istemeyecekti.

Diğerleri dağılmıştı, Arda'nın evinde tektim. Ve gerim gerim geriliyordum. Arda Büşra'yı evine bırakıp geleceğini söylemişti. Kıskanıp çok yanlış şeyler yapmıştım. Kahretsin nasıl açıklayacağım?

Sinirle elime geçen yastığı önce dövüp sonra kafamı yastığa gömdüm. Bokum gibi hissediyordum.

"Ruh hastasısın galiba," yanımdan gelen kız sesiyle kafamı yastıktan bir hışımla kaldırdım. "Ne ara geldin lan cin?" Karşımda anlaşma yaptığım kız, Arda'nın kardeşi vardı.

"Sen sağırsan ben ne yapayım? Bi de sakatlanmışsın mal," koyu kahve saçlarını arkaya doğru attı, kollarını önünde bağlamış benimle taşşak geçiyordu!

"Hayırdır oğlum sen," elime geçen küçük süs yastığını suratına fırlattım. "Abin yaşındayım ben senin ayağını denk al," kolumu sıvayıp müthiş bir nah çektim.

"Harbi malsın sen mal 3iq gerizekalı." Yastığı bana geri fırlattı, fırlattı fırlatmasına da yastık sakat ayağıma gelmişti. Hemde bugün çokça zorladığım ayağıma.

"Lan! Lan napıyosun A-" ufak bi duraklayıp adını hatırlamaya çalıştım. "Neydi lan senin adın?"

"Açelya! Yuh yani bir de abimin en yakın arkadaşı olcaksın," arkadaşı demesek birileri kırılıyorda. "A'lı bişeydi işte kızım hatırlamak zorunda mıyım?"

"Ata'yı biliyorsun ama!" Bana göz devirip pat diye yatağa oturdu. Hafif bir yerimden zıpladım. "Neyse ne seninle bir şey konuşmam lazım."

Bismillahirrahmanirrahim. Noluyo şu an?

"Ne konuşucaz? Bir kusurumuz mu oldu ablam?" Ellerimi karnımda birleştirdim. Yaptığım şeye bir yastık daha fırlattı. "Ya bi rahat dur amk!"

"Öff çok boş yapıyorsun Ömer, mal mısın nesin ya!" Ya sabır ya selamet.

"Tamam ne konuşcaksan konuş hadi," yerimde biraz daha doğruldum. O da ciddi ciddi bana bakmaya başladı. "Senin amacın ne?"

Kaşlarım çatılırken kafamı biraz ona doğru yaklaştırdım. "Ne demek amacın ne?" Gözlerini kaçırıp biraz düşündü.

"Yani ne bileyim sen bir tuhafsın? Nasıl desem," elleriyle oynuyordu. En sonunda cümlesini toparlamış gibi kafasını hızla kaldırdı. "Abimden mi hoşlanıyorsun?"

Tükürüğüm boğazımda kalırken öksürük krizine girdim. Baya baya iki dakika aralıksız öksürmüş olabilirim. En son Açelya'nın gelip sırtıma vurduğunu hissettim. "Lan helal ölceksin amk."

Şaka mı şu an bu? NE YAPICAM LAN BEN?

"Açelya sen ne diyorsun, kafayı mı yedin ne alaka, nereden çıkardın, manyak mı-" celalli bir şekilde konuşurken karşımda dikilip ellerini beline koydu. "Of kes, bi sus! Bağırma be aa,"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şerbetli Baklava • bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin