Bir hafta hiç dışarı çıkmadım neredeyse, evde sadece Natalia'nın attığı mesajların bildiriminden hariç bir ses yok.
- Mary, arıyorum
- Arıyorum açar mısın telefonu?
- Evine geliceğim yoksa..
- Aç su lanet telefonuAynı anda bir sürü mesaj atıyor ve sürekli arıyordu. Aramalardan birini açtım.
"Uhh Sonunda!"
"Ne istiyorsun?"
"Mary, buluşabilir miyiz?"
"Hayır, git başımdan"
"Lütfen lütfen sadece yanına gelmeme izin ver."
Ben neden hala onunla konuşuyorum, neden sadece onu hayatımdan silemiyorum. Niye? Cevabı çok basit..
Hayatımda ondan başka kimsem yok. Evet evet duydunuz, hayatımı asla gevşemeyen bir zincire çeviren o kadına muhtacım... Belki de kabul etmeliyim huh? Ailemi elimden alması pek te birşey değiştirdi demeli miyim? Zaten ailemle aram iyi değildi. Sadece bir kez olsun kabul etmeliyim."Mary?"
"Uh üzgünüm"
"Ne diyorsun? Gelebilir miyim..?"
"Evet evet tamam gel.."
"Ciddi misin?! Yemin ederim hoşuna gitmeyen hiçbir şey yapmayacağım!"
Sonra telefon yüzüme kapandı...Harika, hoşuma gitmeyecek birşey yapmayacağını söyledi ama yaptı bile.. Herneyse olur öyle şeyler sanırım
En azından etrafı toparlamayı karar verdim. Odamın camını açtım, yerleri süpürdüm, eşyaları yerine koydum.
Kapım tıklandı, fazla hızlı oldu..
Kapıyı açtım ve pekte şık bir elbiseyle gelen Natalia'ya baktım. Yüzünde güller açmış gibiydi."Bu kadar süslenmene gerek yoktu"
"Güzel olmamış mı? Senin için değer"
Göz devirdim ve eve girmesi için işaret ettim
Elini omzuma koyarken içeri geçti. Bana gıcıklık olsun diye mi yapıyor bilmiyorum ama salona geçerken kalçaları sağa sola savruluyordu. Şimdi kesinlikle bilerek yaptığına eminim.
Koltuğa oturdu ve bacak bacak üstüne atarak bana baktı, birşeyler bekliyor gibiydi.
"Ne?"
"Misafir olarak geldim, bana birşeyler ikram etmek istemez misin?" sırıtarak söyledi, saçlarıyla oynuyordu.
"Evde ikram edilecek birşey yok, alışveriş yapmam gerekli"
Kıkırdadı ve gözleriyle baştan aşağı beni süzdü.
"Sana kim yiyecek ikram et dedi ki? ~" yüzüme baktı ve gözünü kaçırmadı. O an hem sinirli hem de utanmıştım. O her zaman böyleydi fakat ben yine de alışık değildim.
"Ne diyorsun?" dedi başını hafifçe yana eğerek
"Ne yapmamı bekliyorsun?"
"Bilmem, karşılık beklerdim..ne bileyim, sarılmak, kucaklaşmak, gülmek, şakalaşmak... Belki öpmek." son kısmı alçak sesle söyledi. Göz devirdim ve onun karşısına oturdum.
"Ne için geldin?"
"Belli değil mi? Ziyaret için.."
"Sen ziyaret etmeyi göz önünde bulunduracak biri değilsin. Birşey istiyor olmalısın"
Elini şıklattı ve gururlu bir yüzle
"Beni çok iyi tanıyorsun, boncuk" bu lakabı sevmemiştim ama yinede ses çıkarmadım.
"Eee? Ne istiyorsun Peki?"
Alaycı bir şekilde düşünürmüş gibi yaptı.. Sonra tekrar sırıttı..
"Benimle çalışabilirsin, tekrar"
Duyduğuma şok oldum, sittimsene ben bir daha onunla çalışmam.
"Mümkün değil! Asla!"
"Oh hadi ama.."
Cevap vermediğimi duyunca iç çekti ve öne eğildi.
"Ya fazla miktarda para teklif edersem?.. Daha fazla para.. Sonuçta evde yalnız yaşayan bir öğrencisin değil mi? İyi bir fırsat gibi görünüyor"
Bir dakika ne? Para mı..? İlgimi çekmedi değil, onu kabul etmek istemiyordum fakat bu devirde kim kime büyük miktarda para teklif eder ki? Hem de neredeyse beleşe. Kesinlikle öyle yapıcam.. Kabul edicem.. biraz çelişki gibi olsa da artık birbirimize alışmıştık.
"Tamam, kabul ediyorum."
"Oh? Çabuk oldu, iyi o zaman"
Ayağa kalktı ve yanıma oturdu. Üstündeki elbise göz kamaştırıyordu, benden yaşça büyük olsa da sanki benimle yaşıtmış gibi davranıyordu. Cebinden bir kart çıkardı, telefon numarası vardı, elime tutuşturdu.
"Beni ararsın 1 hafta kadar zamanın var..ya da adrese gelirsin, isteğine bağlı boncuk"
Kartı aldım ve masanın üzerine koydum tam ona dönecektim ki belimde bir el beni tuttu. Natalie belimden tutup kendine çekti ve kulağıma yaklaşarak.
"Fazladan mesai yaparsan çok daha fazla kazanırsın, bil dedim.." onun yüzünü görmesemde sırıttığını hissedebiliyordum. Gözümü kaçırarak kafa salladım. Natali hoşnut bir yüzle ayağa kalktı ve çantasını aldı.
"Ben gider, boncuk"
"Güle güle"Son kez bana bakarak sırıttı ve evden çıktı.. Neden bilmiyorum ama onu çok yakın zamanda arayacağımı hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
| Sapık | GL/ gxg
Romance"İki seçenek var" "ya benim olursun ya da hayatını zindana çeviririm" Eşcinsel bir kurgudur.