0.6

459 21 5
                                    

Neredeyse birkaç gündür okulu asıyordum, o günden sonra bir daha okula gidebileceğimi sanmıyordum. Hala Natalia'nın teklifini düşünüyordum. Her ne olursa olsun para alacaktım ve bu benim için çok iyi olacaktı.

~~

Yine bir sabah yatağımdan zorla kalktım, saat'e baktım. Öğleden sonra 14:30 idi.. Zorla da olsa yataktan doğruldum ve üstüme dolaptan rastgele çıkardığım kıyafetlerimi giydim. Kahvaltı için birşeyler alacaktım fakat ne buzdolabında yemek ne de cebimde para vardı. Sadece bir 5 dolar. En azından karnımı doğurabilecek bir ekmek alabilirim.

Pastaneye gidip içinde patates dolgulu bir ekmek ve yanında limonata aldım. Sokakta bir köşeye geçip yemeye başladım. Sokaklar kalabalık dı, bir sürü insanın etrafta koşuşturmasını, gülmesini ve konuşmalarını izledim. Hayatımda sadece Natalia olması ayrı bir ironikti.

Bir ağacın altında oturuyordum ta ki natalia'nın adamlarıyla biriyle konuştuğunu görene kadar. Tam bir binanın önünde bir adamla konuşuyordu.

"Ha siktir, acaba bu bina o bina mı?"

Natalia'nın bana verdiği karttan adrese baktım, burasıydı.. Cidden çok büyük bir binaydı. Bir süre Natalia'yı izledim. Üstünde beyaz bir ceket, boğazlı beyaz bir kazak ve altına bol bir beyaz pantolon vardı. Sanırım bugün melek kişiliğine bürünmek istemiş.

Tam kalkıp, oradan uzaklaşacakken onunla göz göze geldim. Gözleri büyüdü ve ağzı açıldı. Sonra konuşan adam sözünü keserek bana doğru hızlıca yürümeye başladı. Bana ulaşmaması için var gücümle yürüyordum.

"Mary! Neden kaçıyorsun?"

"Senin için gelmedim"

"O zaman neden benden kaçıyorsun?!"

Anında belimden tuttu ve kendine çekti, tam çığlık atacakken eliyle ağzımı kapattı ve derin nefesler alıyordu. Nefesini kulağımda hissedebiliyordum.

"Sakin ol, sadece konuşacağız"

Ağzımdaki elini çekmedi ve beni ara sokağa çekti, bileklerimi sıkıca tuttu.

"Sana bir hafta süre verdim, bana ulaşmadın. Madem istemiyordun, arayıp söyleyebilirdin."

Birşey diyemedim, sadece ona baktım ve basımı eğdim.

"Bana bak, Mary"

Ona tereddütle baktım.

"Cevap ver bana, neden bana ulaşmadın."

Beni salak falan mı zannediyorsun?! Diyecek birşeye bulsaydım sana söylerdim zaten!
Ona baktım ve diyecek birşey düşünmeye başladım.

O sırada vücudunu bana yaklaştırıp yukarıdan bana baktı, boyu uzundu.

"Hadi söyle"

"Bilmiyorum."

"Neyi bilmiyorsun? Neden ulaşamadığını mı? Beni ne kadar endişelendirdin haberin var mı?"

"Sadece sana ulaşmadım, fazla önemli değil"

İki yanağımdan da sertçe tuttu.

"Bu ne sikim olursa olsun, benim için önemli!"

Biraz acıtıyordu, yüzümü buruşturdum. O sırada bıraktı ve sessizce gözlerime baktı.

"Zoru oynuyorsun değil mi?"

"Ne..?"

Daha da yaklaştı, her zamankinde farklı bir şekilde nedense çok ciddi bakıyordu.

"Sana ne kadar iyi davranmaya çalışsam da, sabrını taşırıyorsun. Zoru oynadığını biliyorum ama ne yazık ki ben senin kandırabildiğim o lanet ailen değilim."

Ailemden bahsettiği an sinirlendim

"Sakın ailemi ağzına alma seni kaltak"

"Şşhh ağzına dikkat et, Mary"

Bana öylece baktı ve bakışlarını dudaklarıma getirdi.

"Neden öylece kabul edip benimle beraber olmuyorsun..? Neden lanet baban gibi inatçısın?"

"Bilmem..genler"

Göz devirdim ve içimi çektim, parfümünün kokusu güzeldi fakat fazla boğucuydu.

"Mary, ben sana cidden aşıktım. Aileni ve hayatını yok ettiğimi biliyorum ama bak, ben varım. Bana bir şans verebilirsin."

"Natalia, ben bilmiyorum"

"Sen hiçbir şey bilmiyorsun!"

Birşey diyemedim, kafam aşırı karışmıştı. Natalia'ya olan önyargımdan kurtulmuştum fakat ona karşı hislerim olup olmadığımdan emin değildim..

Natalia iki yanağımı tuttu ve hüzünlü bir şekilde baktı.

"Seni en iyi okullarda okuturum, en iyi yemekleri yediririm, her ne ihtiyacın olursa karşılarım"

"Paranda değilim, Natalia"

"Peki, ne istiyorsun?"

"Ben sana karşı bir hislerimin olduğunu bilmiyorum"

"Önemli değil, zamanla belki beni seversin. Sadece yanımda ol, olur mu?"

Sadece ona baktım, belki de olabilirdi, belki de olamazdı. Birazda çıkarlarımı düşünmek gerekirse bu mümkündü.

"Şuan kabul edersem, ne olur?"

Natalia sırıttı ve yanağımı okşadı.

"Belki günü birlikte geçiririz, şuanda bir işim var ama ondan sonra bütün zamanım seninle"

İstemsizce gülümsedim, o benim gülümsememi fark ettiğinde Dudaklarıma baktı ve yaklaşarak tutkuyla öptü.

Belimden tutuşunu hissettim, saçlarımı okşuyordu. Dudakları her seferinde beni tutkuyla öpüyordu. Uzun bir öpüşmeden sonra..

"Seni cidden seviyorum" alnımı öperken söyledi.


~~

| Sapık | GL/ gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin