Sabah alarmımın sesiyle gözlerimi açmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım. Çünkü göz kapaklarımın üstüne oturmuşlar gibi hissediyorum. Uzun uğraşlar sonucu gözlerimi arayabildim.
Ahh.. Bu ne gürültü ya. Sanırım önce şu alarmı susturup sonrada gürültünün kaynağını öğrenmem gerekiyor. Alarmı kapatıp ayağa kalktım. Saat 6.00 dı. Üzerimi değiştirmek için dolabımın yanına gittim.
Aman Allahım.. aynada kendimi gördüğümde çığlık atacaktım nerdeyse. Gözlerim ağlamaktan kızarmış bu da yetmezmiş gibi şişmiş birde. Daha fazla kendime bakmayıp üzerimi değiştirdim.
Bugün dersim dokuzda başlıyordu. Ama ben bizimkilerle buluşmak için erken çıkacaktım. Altıma kot pantolonumu üzerinede beyaz üstünde ' Never Say Never ' yazan tişörtümü giydim.
Kapıyı dün gece kilitlemişlerdi. Acaba açtılar mı? Gidip kapının kolunu tutup çevirdim. Açıldı.. evet açıldı. Sevinç dansımı sonraya bırakıp banyoya gittim. Rutin işlerimi tamamladıktan sonra mutfağa geçtim.
Annem ayakta duruyordu. Bir eli belinde bir elide havadaydı. Havada olan elinde meşhur terliği vardı. Umut ise koltukta yayılmış oturuyordu. Beni farketmemişlerdi.
' Bu gürültünün sebebini öğrenebilir miyim? '
' Evet '
'Hayır'İki farklı sesi aynı anda duyunca ne demem gerektiğine karar veremedim. Annem sinirle söylenmeye başladı.
' Ne demek okula gitmicem oğlum. Sen benim yüreğime mi indireceksin. Babana ne diyeceğim ben. Ah bu çocuklar öldürecek beni yok yok. Ay Allahım sen akıl fikir ver benim çocuklarıma. '
' Amin '
Başka diyecek bir şey bulamayınca amin dedim bende. Ee niye sinirli bakıyon ki yani o kadar dua ettin. Anneme bakıp gülümsedim. Sonrada yanaklarından öpüp oturttum. Sakinleşmesi için bir bardak su verdim.
' Annecim biraz sakin ol. Hadi anlat ne yaptı yine bu ufaklık. '
' Bana. Ufaklık. Deme! '
' Tamam demem ufaklık. '
' Işıl benimle uğraşma istersen ha. '
' Tamam tamam. Sakin olun. Umut sen okula gidiyorsun. Anne sende sakinleş. Benim okula gitmem lazım. '
Umut' un itiraz edeceğini anladığımda kaş göz işaretiyle dışarı çıkmasını söyledim. Bende annemi sakinleştirip mutfaktan çıktım. Umut ayakkabılarını giyiyordu. Bende ayakkabılarımı giydim.
Aşağıya indik beraber. Dün Umut'tan o fotoğrafları gizlice alıp bana vermesini söylemiştim.
Bende ödül olarak bugün okula gitmemesini görmezden gelebilirim. Ama okula neden gitmek istemediğini de öğrenmem lazım.
' Umut neden okula gitmek istemiyorsun? '
' Bu seni ilgilendirmez. '
' Eğer söylersen bugün okula gitmemeni görmezden gelebilirim.'
' Neden bana yardım ediyorsun? '
' Birincisi kardeşimsin. İkincisi sende bana dün yardım etmiştin. Şimdi sorun ne? '
Bir süre cevap vermeyip yeri izledi. Konuşmak için ağzını açıyor ama her seferinde vazgeçip tekrar kapatıyordu.
' Umut bana bak. '
Çenesinden tutup bana bakmasını sağladım. Gözlerinde çok farklı bir ifade vardı. Düşündüğüm şey mi yoksa.
' Umut yoksa sen.. '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARSINTILI AŞK
Teen FictionNerden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Aslında biliyorum ama bilmiyormuş gibi davranmak hoşuma gidiyor. Böylece düşünmeyi bırakıp o ana odaklanıyorum. Yoruluyorum. Düşüncelerimden, yaşadıklarımdan..