O gün oradan ayrıldıktan sonra eve geldim. Canım fena sıkılmıştı. Kimseye bir şey demeden yattım. Ama yarın bu iş bitecekti. Buluşacaktım. İnkar etmesi ya da terslemesi umrumda değildi.
Nasılsa elimde hem kanıt var hemde atarlı olan benim. Sabah direk okula geçmiştik. Benim dersim öğlen bitiyordu. Öğlen gidip buluşacaktım. Nerde olduğunu Umut'tan öğrenmiştim.
Umut'u karıştırmadım sadece ufak bir yardım aldım. Evet büyük gün farkındayım. Hem bunu yapanlara hesabını sorucam hemde kendimi babama affettiricem ne kadar affettirecek bir şey yapmasamda.
Şimdi Umut'un verdiği adresteyim. Evlerinin değil ama holdinglerinin adresini vermişti. Böylesi daha iyi oldu. Evi nereden buldun derse cevap veremezdim.
İçeri girip Akın Bey'in odasını sordum. Ben kısacık giyinen suratı badanalı birini bekliyordum ama bu kadın öyle değildi. Hanım hanımcık bir kadındı ve oldukça güzeldi yaşına rağmen.
Bana samimiyetle yaklaşıp telefonla konuştuktan sonra içeri girebileceğimi söyledi. Yanımda kimseyi istememiştim. Çünkü bizimkiler fazlasıyla sinirliydi ve ben istediğimi alamazsam tüm enerjimi onların üstüne boşaltabilirim.
Kapıyı tıklamadan içeri girdim. O sırada Akın Beyimiz bilgisayarının başında çalışıyor. Ah ne kadar da masum ve çalışkan keşke ölsen!
' İçeri gireceğinizi biliyordum ama nezaketende olsa kapıyı tıklatmanızı beklerdim. '
' Ben de birisiyle konuşurken o kişinin yüzüne bakmanız gerektiğini düşünüyorum. Bana görgü kurallarından bahsedecek son kişisiniz sanırım. '
' Hmm bunu sevdim sanırım. Neyse konuya gelelim. Niçin gelmiştiniz? '
' Bunun için... '
Lafımı bitirir bitirmez elimdeki fotoğrafları masasına fırlatmıştım.Birkaç saniye fotoğraflara baktıktan sonra gözlerini bana çevirdi. Gözleri âdeta ' ben bir şey anlamadım ' diye bağırıyordu. Zaten bi süre sonrada sözlü bir şekilde dile getirdi.
' Bunlar ne? '
' Bana mı soruyorsun? Hayır yani şu an seni anlamaya ve sinirlerime hâkim olmaya çalışıyorum. Biraz yardımcı olamaz mısın? Mesela ' Evet bu ibneliği ben yaptım. ' gibi bir şeyler zırvalayabilirsin gerçekten dövmeyeceğim. '
' Saf mısın yoksa bu göstermelik miydi? '
' Pardon? '
' Diyorum ki bu fotoğrafların fotomontaj olduğunu anlamadın mı?'
' Ay Bay Zekimiz konuştu. Tabikide biliyorum bunların fotomontaj olduğunu. Benim anlamadığım bunu neden yaptığın. '
' Konumuz uzun galiba oturun isterseniz.'
Akın Bey'in karşısındaki koltuğa oturduktan sonra cevap beklediğimi belirtircesine suratına baktım.
' Gerçekten safsın. Bunları ben yapmış olsam şu an bu şekilde mi konuşuyor olurduk sence de? '
Tek kaşını kaldırmış, dudağının kenarı alayla kıvrılmış bana bakıyordu. Evet eğer haberi olsaydı şu an farklı bir konuşma içerisinde olurduk. İyide o zaman bu saçmalığı kim yaptı, benden ne istiyorsunuz arkadaş ya. '
' Bak fotoğrafta ikimizi koymuşlar. Yani fotoğrafta sende varsın. Bunu senin çevrende yapabilecek biri var mı? Ha eğer bu bir eşek şakasıysa... '
' Çok merak ettim. Bu bir eşek şakasıysa ne yapacaksın acaba? '
Bende onun gibi tek kaşımı kaldırmış alaylı gözlerle ona bakıyordum. Vereceğim cevabı kaçırmak istemezmiş gibi beni dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARSINTILI AŞK
Teen FictionNerden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Aslında biliyorum ama bilmiyormuş gibi davranmak hoşuma gidiyor. Böylece düşünmeyi bırakıp o ana odaklanıyorum. Yoruluyorum. Düşüncelerimden, yaşadıklarımdan..